الَّذِينَ كَفَرُوا لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ ۖ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ
Ellezıne keferu lehüm azabün şedıd vellezıne amenu ve amilus salihati lehüm mağfiratüv ve ecrun kebır
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
O kişiler ki kâfir olmuşlardır, onlaradır çetin azap ve o kişiler ki inanmışlardır ve iyi işlerde bulunmuşlardır, onlaradır yarlıganma ve pek büyük bir mükâfat. |
Abdullah Parlıyan |
O Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenler için, çok şiddetli bir azap vardır. İman edip, doğru dürüst işler yapanlara ise, bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır. |
Adem Uğur |
İnkâr edenler için şüphesiz çetin bir azap var, iman edip iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır. |
Ahmed Hulusi |
Hakikat bilgisini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. İman edip imanının gereğini uygulayanlara gelince, onlar için bir mağfiret ve büyük bir karşılık vardır. |
Ahmet Varol |
İnkar edenler için şiddetli bir azap vardır. İman edip salih ameller işleyenler için ise bağışlama ve büyük ecir vardır. |
Ali Bulaç |
O inkar edenler; onlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip salih amellerde bulunanlar ise; onlar için de bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır. |
Ali Fikri Yavuz |
O küfre varanlar (Peygamberi ve Kur’an’ı inkâr edenler)! Onlara şiddetli bir azap var. İman edip salih ameller işliyenler! Onlara bir mağfiret ve büyük bir mükâfat var. |
Bayraktar Bayraklı |
İnkâr edenler için elbette çetin bir azap vardır. İman edip iyi işler yapanlara da af ve büyük bir ödül vardır. |
Bekir Sadak |
Inkar eden kimselere cetin azap vardir. |
Celal Yıldırım |
Küfre saplanıp kalanlar için şiddetli bir azâb vardır. İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlara mağfiret (günahlardan bağışlanıp arınma) ve büyük bir mükâfat vardır. |
Cemal Külünkoğlu |
İnkâr edenler için gerçekten çetin bir azap vardır! İnandıktan sonra doğru ve yararlı işler yapanları da bağışlanma ve büyük bir mükâfat beklemektedir. |
Diyanet İşleri |
İnkâr edenler için çetin bir azap vardır. İman edip salih ameller işleyenler için ise bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. |
Diyanet Vakfı |
İnkâr edenler için şüphesiz çetin bir azap var, iman edip iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır. |
Edip Yüksel |
İnkar edenler çetin bir cezaya mahkûm olmuştur. Gerçeği onaylayıp erdemli davrananlar ise bir bağışlanma ve büyük bir ödül haketmişlerdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
İnkâr edenler için şiddetli bir azab vardır. İman edip salih amel işleyenler için de bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır. |
Fizil-al il Kuran |
Kâfirler ağır bir azaba çarptırılacaktır. İman edip iyi ameller işleyenleri ise bağışlanma ve büyük ödül beklemektedir. |
Gültekin Onan |
O küfredenler; onlar için şiddetli bir azab vardır. İnanıp salih amellerde bulunanlar ise, onlar için de bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır. |
Harun Yıldırım |
İnkâr edenler için şüphesiz çetin bir azap var, iman edip iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır. |
Hasan Basri Çantay |
O küfredenler (yok mu?) onlar için çetin bir azâb vardır. îman edenlere, bir de güzel, güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince) mağfiret ve büyük mükâfat da bunlarındır. |
Hayrat Neşriyat |
O kimseler ki inkâr ettiler, onlar için (pek) şiddetli bir azab vardır. Ve o kimseler ki îmân edip sâlih ameller işlediler, onlar için bir mağfiret ve (pek) büyük bir mükâfât vardır. |
İbn-i Kesir |
Küfredenler, işte onlara şiddetli azab vardır. İman etmiş olup da salih ameller işleyenlere de, işte onlara mağfiret ve büyük ecir vardır. |
İlyas Yorulmaz |
Doğruları reddedip inkâr edenler için çok şiddetli bir azap var. Ancak iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar içinde, bağışlanma ve büyük mükafaatlar var. |
İskender Ali Mihr |
Kâfir olanlar; onlar için şiddetli azap vardır. Ve âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar; onlar için mağfiret ve büyük mükâfat vardır. |
Kadri Çelik |
O küfre sapanlar (var ya), onlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip salih amellerde bulunanlar (var ya), onlar için de bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır. |
Muhammed Esed |
(Çünkü,) hakikati inkara şartlanmış olanlar için çetin bir azap vardır, iman edip doğru ve yararlı işler yapanları da mağfiret ve büyük bir mükafat bekler. |
Mustafa İslamoğlu |
İnkarda direnenleri şiddetli bir ceza beklemektedir. Ama imanda sebat eden ve imanla uyumlu eylem üretenlere gelince işte böylelerini de sınırsız bir bağış ve muhteşem bir ödül beklemektedir. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
O kimseler ki kâfir oldular, onlar için pek şiddetli bir azap vardır. Ve o kimseler ki imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, onlar için de bir yarlığama ve pek büyük bir mükâfaat vardır. |
Ömer Öngüt |
O kâfir olanlara, evet onlara çok şiddetli bir azap vardır. İman edip sâlih ameller işleyenlere de mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır. |
Sadık Türkmen |
Onlar inkâra saptılar. İşte onlar için çetin bir azap vardır. İman edenler ve iyi işler yapanlara ise, bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. |
Seyyid Kutub |
Kâfirler ağır bir azaba çarptırılacaktır. İman edip iyi ameller işleyenleri ise bağışlanma ve büyük ödül beklemektedir. |
Suat Yıldırım |
Kâfirlere şiddetli bir ceza vardır. İman edip güzel ve makbul işler yapanlara ise mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır. |
Süleyman Ateş |
İnkâr edenler için çetin bir azâb var; inanıp iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükâfât vardır. |
Şaban Piriş |
İnkar edenler için şiddetli bir azap vardır. İman edenler ve doğruları yapanlar için bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır. |
Tefhim-ul Kur'an |
O küfredenler; onlar için şiddetli bir azab vardır. İman edip salih amellerde bulunanlar ise; onlar için de bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Küfre sapanlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip hayra ve barışa yönelik ameller işleyenlere gelince onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül olacaktır. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
For those who reject Allah, is a terrible Penalty but for those who believe and work righteous deeds, is Forgiveness, and a magnificent Reward. |
الَّذِينَ elleƶīne |
kimseler | |
كَفَرُوا keferū |
inkar eden(ler) | ك ف ر |
لَهُمْ lehum |
onlar için vardır | |
عَذَابٌ ǎƶābun |
bir azab | ع ذ ب |
شَدِيدٌ şedīdun |
çetin | ش د د |
وَالَّذِينَ velleƶīne |
kimseler ise | |
امَنُوا āmenū |
inanan(lar) | ا م ن |
وَعَمِلُوا ve ǎmilū |
ve yapanlar | ع م ل |
الصَّالِحَاتِ S-SāliHāti |
iyi işler | ص ل ح |
لَهُمْ lehum |
onlara vardır | |
مَغْفِرَةٌ meğfiratun |
mağfiret | غ ف ر |
وَأَجْرٌ ve ecrun |
ve bir mükafat | ا ج ر |
كَبِيرٌ kebīrun |
büyük | ك ب ر |