← YASIN 36:3 →

Şüphe yok ki sen, gönderilenlerdensin.

Şüphesiz sen, elçilik görevi verilenlerdensin.

Sen şüphesiz peygamberlerdensin.

Kesinlikle sen Rasûllerdensin.

Sen elbette gönderilmiş peygamberlerdensin.

Gerçekten sen, gönderilen (elçi)lerdensin.

Muhakkak ki sen (Ey Rasûlüm, tarafımızdan elçi olarak kullarıma) gönderilen peygamberlerdensin.

Kesinlikle sen gönderilmiş peygamberlerdensin.

(2-4) Kuran’i Hakim’e and olsun ki, sen dogru yol uzere gonderilmis peygamberlerdensin.

Sen elbette gönderilen peygamberlerdensin.

(2-4) (Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur`an`a yemin olsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere gönderilen (peygamber)lerdensin.

(2-4) (Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin.

Sen şüphesiz peygamberlerdensin.

Sen elbette elçilerden birisin.

(2-3) Ey Muhammed! Hikmetli Kur’ân’a andolsun ki, sen risâlet görevi verilmiş peygamberlerdensin.

Sen elbette gönderilmiş peygamberlerdensin.

Gerçekten sen, gönderilen (elçi)lerdensin.

Sen şüphesiz peygamberlerdensin.

Sen (Habîbim) hiç şübhesiz (Hak canibinden) gönderilen (peygamber) lerdensin.

Şübhesiz ki sen, elbette peygamberlerdensin.

Sen, elbette gönderilmiş peygamberlerdensin,

Sen (insanlara) gönderilen elçilerden birisin.

Muhakkak ki sen, gerçekten gönderilen resûllerdensin.

Ki gerçekten sen (elçi olarak) gönderilenlerdensin.

Gerçek şu ki, sen Allah’ın elçilerinden birisin,

ki sen elbette gönderilen elçilerden birisin.

(2-3) Kur’an-ı Hakim’e yemin ederim. Şüphe yok ki, sen, elbette (Peygamber) gönderilmiş olanlardansın.

Muhakkak ki sen gönderilmiş peygamberlerdensin.

Gerçekten sen gönderilmiş elçilerdensin.

Sen elbette gönderilmiş peygamberlerdensin.

Sen elbette gönderilen resullerdensin.

Kuşkusuz sen gönderilmiş elçilerdensin.

Sen peygamberlerdensin.

Gerçekten sen, gönderilen (peygamber)lerdensin.

Hiç kuşkusuz, sen, gönderilen elçilerdensin;

Thou art indeed one of the messengers,