لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ عَلَىٰ أَكْثَرِهِمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü’minun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Andolsun ki onların çoğu hakkında şu söz gerçekleşmiştir Onlardır inanmayanlar. |
Abdullah Parlıyan |
Bu, Allah peygamber tanımazların pek çoğuna karşı Allah’ın gazap sözü mutlaka gerçekleşecektir. Çünkü onlar iman etmezler. |
Adem Uğur |
Andolsun ki onların çoğu gafletlerinin cezasını hak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar. |
Ahmed Hulusi |
Andolsun ki onların çoğunluğuna o söz (Cehennem, insanların ve cinlerin çoğuyla dolacaktır; sözü) Hak olmuştur! Bu sebeple onlar iman etmezler! |
Ahmet Varol |
Andolsun ki onların çoğu üzerinde söz hak olmuştur. Onlar artık iman etmezler. |
Ali Bulaç |
Andolsun, onların çoğu üzerine o söz hak olmuştur; artık inanmazlar. |
Ali Fikri Yavuz |
Doğrusu çoğunun üzerine azap gerçekleşmiştir. (Çünkü imanı istemiyecekleri, Allah tarafından biliniyor) artık onlar iman etmezler. |
Bayraktar Bayraklı |
Andolsun ki, onların çoğu gafletlerinin cezasını hak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar. |
Bekir Sadak |
And olsun ki, hukum cogunun aleyhine gerceklesmistir, bunun icin artik inanmazlar. |
Celal Yıldırım |
And olsun ki, hüküm, çoğu hakkında gerçekleşip sübut bulmuştur, artık inanmazlar. |
Cemal Külünkoğlu |
Andolsun ki, onların çoğu üzerine (inkâr ve isyanlarından dolayı) o söz (azap emri) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler. |
Diyanet İşleri |
Andolsun, onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler. |
Diyanet Vakfı |
Andolsun ki onların çoğu cezayı hak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar. |
Edip Yüksel |
Çoklarının gerçeği onaylamayacağına dair söz gerçekleşmiştir. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Andolsun ki onların çoğunun üzerine azab sözü hak olmuştur. Onlar imana gelmezler. |
Fizil-al il Kuran |
Andolsun ki, hüküm çoğunun aleyhine gerçekleşmiştir, bunun için artık inanmazlar. |
Gültekin Onan |
Andolsun, onların çoğu üzerine o söz hak olmuştur, artık inanmazlar. |
Harun Yıldırım |
Andolsun ki onların çoğu gafletlerinin cezasını hak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar. |
Hasan Basri Çantay |
Andolsun ki bunların çoğunun üzerine o söz hak olmuşdur. Artık bunlar îman etmezler. |
Hayrat Neşriyat |
Celâlim hakkı için, onların çoğunun üzerine (azab husûsundaki) söz hak olmuştur; artık onlar (küfürlerindeki inadları sebebiyle) îmân etmezler. |
İbn-i Kesir |
Andolsun ki; onların, çoğunun üzerine, söz hak olmuştur. Onlar, artık iman etmezler. |
İlyas Yorulmaz |
Elbette ki onların pek çoğunun üzerine (Rabbinin vaat ettiği hesap günü) gerçekleşecek. Zaten onlar buna inanacak değiller. |
İskender Ali Mihr |
Andolsun ki (Allah’ın) söz(ü) onların çoğunun üzerine hak oldu. Artık onlar âmenû olmazlar (Allah’a ulaşmayı dilemezler). |
Kadri Çelik |
Şüphesiz onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur; artık onlar inanmazlar. |
Muhammed Esed |
Onların çoğuna karşı (Allah’ın gazap) sözü mutlaka gerçekleşecektir; çünkü onlar iman etmezler. |
Mustafa İslamoğlu |
Doğrusu, onlardan bir çoğu hakkındaki söz tahakkuk etmiştir artık asla iman etmeyecekler. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Andolsun ki, onların birçokları üzerine o söz (o azap emri) hak olmuştur. Artık onlar imân etmezler. |
Ömer Öngüt |
Andolsun ki onların çoğunun üzerine söz hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler. |
Sadık Türkmen |
Gerçekten o söz, onların birçoğunun üzerine hak oldu. Onlar inanmadılar. |
Seyyid Kutub |
Andolsun ki, hüküm çoğunun aleyhine gerçekleşmiştir, bunun için artık inanmazlar. |
Suat Yıldırım |
Onların çoğunun hakkında ilahî hüküm hak olarak kesinleşti. Artık imân etmezler onlar... |
Süleyman Ateş |
Andolsun onların çoğuna o söz (cinlerden ve insanlardan bir kısmını cehenneme dolduracağım, sözü) hak oldu; artık onlar inanmazlar. |
Şaban Piriş |
Çoğu için buyruk gerçekleşmiştir, onlar iman etmezler. |
Tefhim-ul Kur'an |
Andolsun, onların çoğu üzerine o söz hak olmuştur; artık onlar inanmazlar. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Yemin olsun ki, onların çoğuna söz hak olmuştur, artık onlar iman etmezler. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
The Word is proved true against the greater part of them for they do not believe. |