إِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ

İlla men hatfel hatfete fe etbeahu şihabün sakıb

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Ancak hırsızlama bir söz duyan olursa hemen onun ardından da aydınlatıcı ve delip geçen bir ateştir atılır, onu yakar.

Abdullah Parlıyan

Ancak meleklerin konuşmalarından hırsızlama bir söz kapan olursa, hemen onun ardından da delici ve yakıcı bir ateş, ona peşinden yetişir ve onu yakar.

Adem Uğur

Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.

Ahmed Hulusi

Ancak bir söz kapan olursa, bu yüzden onu yakıcı bir alev takip eder.

Ahmet Varol

Ancak bir (söz) çalıp kapan olursa onu da parlak bir ateş izler.

Ali Bulaç

Ancak (sözü hırsızlama) çalıp-kapan olursa, artık onu da delip geçen ’yakıcı bir alev’ izler (ve yok eder).

Ali Fikri Yavuz

Ancak (o şeytanlar içinden, meleklerin sözünü) bir çalıb kapan olur. Onu da yakan parlak bir yıldız tâkib eder.

Bayraktar Bayraklı

Yüce konseyden/topluluktan bir söz kapan olursa, onu da delice bir alev izler.

Bekir Sadak

Hele bir tek soz kapan olsun; delici bir alev onun pesine dusuverir.

Celal Yıldırım

Ancak bir söz dinleyip kapan olursa, peşine çok parlak bir kıvılcım takılır.

Cemal Külünkoğlu

Eğer (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).

Diyanet İşleri

Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).

Diyanet Vakfı

Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.

Edip Yüksel

Bir söz kapan olursa, onu, delici bir ışın izler.

Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder.

Fizil-al il Kuran

Ancak meleklerin konuşmalarından bir sözü kapan olursa, onu da delen ve yakan alevli yıldızlar takip eder.

Gültekin Onan

Ancak (sözü hırsızlama) çalıp kapan olursa, artık onu da delip geçen ’yakıcı bir alev’ izler (ve yok eder).

Harun Yıldırım

Ancak bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.

Hasan Basri Çantay

Meğer ki (içlerinden) bir çalıb çarpan (ı) olsun. Fakat onu da delib geçen bir alev ta’kıyb etmişdir.

Hayrat Neşriyat

Ancak bir söz kapan olursa, onu da delici, alevli bir yıldız ta`kib eder.

İbn-i Kesir

Ancak çalıp çırpan olursa; onu da hemen delip geçen yakıcı bir alev takib eder.

İlyas Yorulmaz

Ancak kim bir bilgi aldığını iddia ederse, parlak bir alev onun peşindedir (cehenneme adaydır).

İskender Ali Mihr

Ancak kim bir söz kapıp kaçarsa, o taktirde kayıp giden yakıcı bir alev onu takip eder (ona ulaşır, yok eder).

Kadri Çelik

Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.

Muhammed Esed

ama eğer birisi (bu bilgiden) bir kırıntı koparmayı başarırsa, (bundan dolayı) yakıcı bir alevin pençesine düşsün.

Mustafa İslamoğlu

ancak bir (bilgi) kırıntısı kapanlar olursa, onlar da delik deşik eden bir ateş korunun pençesine düşsünler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ancak bir çalıp çarpan müstesna. Ona da hemen bir parça ateş parçası ulaşıverir.

Ömer Öngüt

Hele bir tek söz kapan olursa delici bir alev onun peşine düşüverir.

Sadık Türkmen

Ancak, (bir söz) kapan olursa, derhal peşine delip geçen yakıcı bir alev topu takılır.

Seyyid Kutub

Ancak meleklerin konuşmalarından bir sözü kapan olursa, onu da delen ve yakan alevli yıldızlar takip eder.

Suat Yıldırım

Ne var ki içlerinden birisi bir söz kırıntısı kapmayı başarırsa, derhal yakıcı ve delici bir ışın onu kovalar.

Süleyman Ateş

Yalnız (yüce topluluktan) bir söz kapan olursa, onu da delici bir şihâb (ışın) izler.

Şaban Piriş

Ancak, tek bir söz kapan olursa, hemen onu delip geçen bir alev takip eder.

Tefhim-ul Kur'an

Ancak (sözü hırsızlama) çalıp kapan olursa, artık onu da delip geçen ’yakıcı bir alev’ izler (ve yok eder).

Yaşar Nuri Öztürk

Yüce konseyden bir söz çalıp çarpan olabilirse de onun peşine hemen delici, alevli bir yıldız takılır.

Yusuf Ali (İngilizce)

Except such as snatch away something by stealth, and they are pursued by a flaming fire, of piercing brightness.

KELİME KÖKLERİ
إِلَّا
illā
(fakat) yalnız
مَنْ
men
kimseyi
خَطِفَ
ḣaTife
kapan خ ط ف
الْخَطْفَةَ
l-ḣaTfete
bir söz خ ط ف
فَأَتْبَعَهُ
feetbeǎhu
onu izler ت ب ع
شِهَابٌ
şihābun
bir şihab (ışın) ش ه ب
ثَاقِبٌ
ṧāḳibun
delici ث ق ب