إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ الْبَلَاءُ الْمُبِينُ
İnne haza le hüvel belaül mübın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Şüphe yok ki bu, elbette apaçık bir sınamaydı. |
Abdullah Parlıyan |
Şüphe yok ki, bu apaçık bir sınamaydı. |
Adem Uğur |
Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır. |
Ahmed Hulusi |
Muhakkak ki bu apaçık bir belâdır (öğretici, idrak ettirici deneyim)! |
Ahmet Varol |
Doğrusu bu apaçık bir imtihandı. |
Ali Bulaç |
Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı. |
Ali Fikri Yavuz |
Muhakkak ki bu, açık bir imtihandı. |
Bayraktar Bayraklı |
Şüphesiz bu büyük bir imtihandır. |
Bekir Sadak |
Dogrusu bu apacik bir deneme idi. |
Celal Yıldırım |
Şüphesiz bu, açık bir imtihan idi. |
Cemal Külünkoğlu |
(106-107) “Şüphesiz bu apaçık bir imtihandı.” Ona (imtihanı kazanmasına karşılık) fidye olarak büyük bir kurban verdik. |
Diyanet İşleri |
"Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır." |
Diyanet Vakfı |
(103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik. |
Edip Yüksel |
Gerçekten bu apaçık bir sınavdı. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
«Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.» (dedik) |
Fizil-al il Kuran |
Gerçekten bu apaçık bir imtihan idi. |
Gültekin Onan |
Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı. |
Harun Yıldırım |
"Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı." |
Hasan Basri Çantay |
Hakıykat, bu, apaçık ve kat’î bir imtihandı. |
Hayrat Neşriyat |
(103-106) Böylece (ikisi de) teslîm olup (İbrâhîm) onu alnının bir tarafı (yere gelecek şekilde, yanı) üzerine yere yatırınca, artık ona `Ey İbrâhîm! Hakikaten rüyâya sadâkat gösterdin! İşte biz iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız. Şübhesiz ki bu, gerçekten apaçık bir imtihandır!` diye seslendik. |
İbn-i Kesir |
Muhakkak ki bu, apaçık bir imtihandı. |
İlyas Yorulmaz |
Bu olay İbrahim için açıkça bir imtihandı. |
İskender Ali Mihr |
Muhakkak ki bu, kesin olarak apaçık bir imtihandır. |
Kadri Çelik |
Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı. |
Muhammed Esed |
çünkü bu, gerçekten apaçık bir sınama idi. |
Mustafa İslamoğlu |
Hiç şüphesiz bu, elbet apaçık bir sınavdı. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Şüphe yok ki bu, elbette apaçık bir imtihandır. |
Ömer Öngüt |
Bu gerçekten apaçık bir imtihandı. |
Sadık Türkmen |
Şüphesiz bu, onun için apaçık bir karşılıktır! |
Seyyid Kutub |
Gerçekten bu apaçık bir imtihan idi. |
Suat Yıldırım |
Bu, gerçekten pek büyük bir imtihandı. |
Süleyman Ateş |
Gerçekten bu, apaçık bir sınav idi. |
Şaban Piriş |
Bu, elbette apaçık bir imtihandı. |
Tefhim-ul Kur'an |
Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı. |
Yaşar Nuri Öztürk |
"Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
For this was obviously a trial- |