وَإِذَا ذُكِّرُوا لَا يَذْكُرُونَ

Ve iza zükkiru la yezkürun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Ve öğüt verilince Kur’ân’la öğüt almazlar.

Abdullah Parlıyan

Kendilerine öğüt verildiğinde, düşünüp öğüt almazlar.

Adem Uğur

Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.

Ahmed Hulusi

Onlar hatırlatıldıklarında da hatırlayıp düşünmezler!

Ahmet Varol

Kendilerine öğüt verildiğinde öğüt almazlar.

Ali Bulaç

Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.

Ali Fikri Yavuz

Onlara Kur’an’la öğüd verildiği zaman da, düşünüp nasihat kabul etmiyorlar.

Bayraktar Bayraklı

Kendilerine öğüt verilse, öğüt almıyorlar.

Bekir Sadak

Onlara ogut verildiginde ogut dinlemezler.

Celal Yıldırım

Kendilerine öğüt verilince öğüt almazlar. ise (seninle) eğleniyorlar. inkâr ve inâdlarına) şaşıyorsun, onlar

Cemal Külünkoğlu

(12-13) Hayır, sen hayranlık ve şaşkınlık duyarken onlar (yalnızca) alay ederler. Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar.

Diyanet İşleri

Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.

Diyanet Vakfı

Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.

Edip Yüksel

Kendilerine hatırlatıldığında öğüt almıyorlar.

Elmalılı Hamdi Yazır

Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar.

Fizil-al il Kuran

Onlara öğüt verildiği vakit düşünüp öğüt almazlar.

Gültekin Onan

Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.

Harun Yıldırım

Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.

Hasan Basri Çantay

Kendilerine (Kur’an ile) va’z edilince düşünüb de öğüt kabul etmezler,

Hayrat Neşriyat

Kendilerine nasîhat edildiği zaman da, ibret almıyorlar.

İbn-i Kesir

Kendilerine öğüt verildiğinde ise öğüt dinlemezler.

İlyas Yorulmaz

Onlara gerçekler hatırlatıldığın da, düşünmüyorlar.

İskender Ali Mihr

Ve (onlara) hatırlatılınca (anlatılınca) tezekkür etmezler (dinleyip hükme varamazlar).

Kadri Çelik

Kendilerine hatırlatıldığında, hatırlayıp kendilerine gelmiyorlar.

Muhammed Esed

ve (hakikat) kendilerine hatırlatıldığında onu kavramaya yanaşmazlar;

Mustafa İslamoğlu

hatırlatıldığı zaman da öğüt almazlar;

Ömer Nasuhi Bilmen

(12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar.

Ömer Öngüt

Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar.

Sadık Türkmen

Kendilerine öğüt verilip hatırlatıldığı zaman, hatırlamak istemiyor/öğüt kabul etmiyorlar.

Seyyid Kutub

Onlara öğüt verildiği vakit düşünüp öğüt almazlar.

Suat Yıldırım

Kendilerine nasihat edildiğinde uyarmaları dikkate almazlar.

Süleyman Ateş

Kendilerine öğüt verilse öğüt almıyorlar.

Şaban Piriş

Onlara öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.

Tefhim-ul Kur'an

Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.

Yaşar Nuri Öztürk

Düşünüp taşınmaya çağrıldıklarında düşünmüyorlar.

Yusuf Ali (İngilizce)

And, when they are admonished, pay no heed,-

KELİME KÖKLERİ
وَإِذَا
ve iƶā
ve ne zaman
ذُكِّرُوا
ƶukkirū
öğüt verilse ذ ك ر
لَا
يَذْكُرُونَ
yeƶkurūne
öğüt almazlar ذ ك ر