إِنَّ الَّذِينَ يَأْكُلُونَ أَمْوَالَ الْيَتَامَىٰ ظُلْمًا إِنَّمَا يَأْكُلُونَ فِي بُطُونِهِمْ نَارًا ۖ وَسَيَصْلَوْنَ سَعِيرًا
İnnellezıne ye’külune emvalel yetama zulmen innema ye’külune fı bütunihim nara ve seyaslevne seıyra
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Yetimlerin mallarını zulümle yiyenler, ancak ateş yerler, o mallar, karınlarında ateştir âdeta ve onlar, alevli ateşe atılacaklardır. |
Abdullah Parlıyan |
Doğrusu yetimlerin mallarını haksızca yiyip bitirenler, karınlarını sadece ateşle doldurmuş olurlar. Onlar öteki dünyada da çılgın bir ateşe gireceklerdir. |
Adem Uğur |
Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir. |
Ahmed Hulusi |
Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler var ya, onlar karınlarını ateşle doldurmuş olurlar! Alevli ateşe sokulacaklardır. |
Ahmet Varol |
Şüphesiz yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler karınlarına ateş yemiş olurlar. Ve bunlar alevli bir ateşin içine atılacaklardır. |
Ali Bulaç |
Gerçekten, yetimlerin mallarını zulmederek yiyenler, karınlarına ancak ateş doldurmuş olurlar. Onlar, çılgın bir ateşe gireceklerdir. |
Ali Fikri Yavuz |
Yetimlerin mallarını zulmen (haksız olarak) yiyenler karınlarına ancak bir ateş yerler ve yakında alevli ateşe gireceklerdir. |
Bayraktar Bayraklı |
Şüphesiz yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler karınlarına ateş yemiş olurlar. Ve bunlar alevli bir ateşin içine atılacaklardır. |
Bekir Sadak |
Yetimlerin mallarini haksiz yere yiyenler, karinlarina ancak ates tikinmis olurlar, zaten onlar cilgin aleve atilacaklardir. |
Celal Yıldırım |
Doğrusu yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak karın dolusu ateş yemiş olurlar. Onlar harıl harıl yanıp yükselen bir ateşe gireceklerdir. |
Cemal Külünkoğlu |
Doğrusu yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak karın dolusu ateş yemiş olurlar. Onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir. |
Diyanet İşleri |
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir. |
Diyanet Vakfı |
Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir. |
Edip Yüksel |
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylayacaklar. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, muhakkak ki karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylarlar. |
Fizil-al il Kuran |
Yetimlerin mallarını haksız biçimde yiyenler, midelerini ateşle doldurmaktan başka birşey yapmıyorlar. Zaten kudurmuş alevlerin içine atılacaklardır. |
Gültekin Onan |
Gerçekten, yetimlerin mallarını zulmederek yiyenler, karınlarına ancak ateş doldurmuş olurlar. Onlar, çirkin bir ateşe gireceklerdir. |
Harun Yıldırım |
Muhakkak ki yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenler ancak karınlarında ateş yemiş olurlar ve yakında alevli bir ateşe gireceklerdir. |
Hasan Basri Çantay |
Gerçek, yetîmlerin mallarını haksız (ve haraam) olarak yiyenler karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar. Onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir. |
Hayrat Neşriyat |
Şübhesiz ki haksız olarak yetimlerin mallarını yiyenler, karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar! Ve (onlar,) yakında çılgın alevli bir ateşe gireceklerdir! |
İbn-i Kesir |
Yetimlerin mallarını zulmen yiyenler; karınlarına sadece ateş doldurmuş olurlar. Zaten onlar çılgın bir ateşe gireceklerdir. |
İlyas Yorulmaz |
Yetimlerin mallarını haksızlık yaparak yiyenler bilsinler ki, mutlaka ateşi karınlarına indirmişlerdir. Aynı zamanda yakıcı ateşe de atılacaklardır. |
İskender Ali Mihr |
Muhakkak ki yetimlerin mallarını zulümle (haksızlıkla) yiyenler, karınlarına sadece ateş yerler. Ve onlar, yakında alevli ateşe atılacaklar. |
Kadri Çelik |
Gerçekten yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak karınlarında bir ateş yemiş olurlar, onlar zaten alevlenmiş ateşe gireceklerdir. |
Muhammed Esed |
Yetimlerin mallarını günahkarca yiyip bitirenler, sadece karınlarını ateşle doldurmuş olurlar. Çünkü (öteki dünyada) yakıcı bir ateşe mahkum olacaklar. |
Mustafa İslamoğlu |
Doğrusu, yetimlerin mallarını haksız yere boğazlarına geçirenler, karınlarını yalnızca ateşle doldurmuş olurlar. Zira, gelecekte çılgın bir ateşe mahkum olacaklar. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Şüphesiz o kimseler ki, yetimlerin mallarını haksız yere yerler, muhakkak karınlarında sırf bir ateş yemiş olurlar ve yakında bir ateşe sokulacaklardır. |
Ömer Öngüt |
Yetimlerin mallarını zulmen yiyenler, şüphesiz ki karınlarına sadece ateş doldurmuş olurlar ve onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir. |
Sadık Türkmen |
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir. |
Seyyid Kutub |
Yetimlerin mallarını haksız biçimde yiyenler, midelerini ateşle doldurmaktan başka birşey yapmıyorlar. Zaten kudurmuş alevlerin içine atılacaklardır. |
Suat Yıldırım |
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, aslında karınları dolusu ateş yerler. Onlar, yarın harıl harıl yanan bir ateşe gireceklerdir. |
Süleyman Ateş |
Zulüm ile öksüzlerin mallarını yiyenler, karınlarına sadece ateş koymaktadırlar ve çılgın bir ateşe gireceklerdir. |
Şaban Piriş |
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, karınlarına sadece ateş doldururlar ve alevli bir ateşe atılırlar. |
Tefhim-ul Kur'an |
Gerçek şu ki, yetimlerin mallarını zulmederek yiyenler, karınlarına ancak ateş yemiş olurlar. Onlar, çılgın bir ateşe gireceklerdir. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Şunda kuşkunuz olmasın ki, zulme başvurarak yetimlerin mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın bir zamanda, korkunç acılar veren bir azaba dalacaklardır. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Those who unjustly eat up the property of orphans, eat up a Fire into their own bodies They will soon be enduring a Blazing Fire! |
إِنَّ inne |
şüphesiz | |
الَّذِينَ elleƶīne |
kimseler | |
يَأْكُلُونَ ye’kulūne |
yiyen(ler) | ا ك ل |
أَمْوَالَ emvāle |
mallarını | م و ل |
الْيَتَامَىٰ l-yetāmā |
öksüzlerin | ي ت م |
ظُلْمًا Zulmen |
zulüm ile | ظ ل م |
إِنَّمَا innemā |
doğrusu | |
يَأْكُلُونَ ye’kulūne |
yemektedirler | ا ك ل |
فِي fī |
||
بُطُونِهِمْ buTūnihim |
karınlarına | ب ط ن |
نَارًا nāran |
ateş | ن و ر |
وَسَيَصْلَوْنَ ve seyeSlevne |
ve gireceklerdir | ص ل ي |
سَعِيرًا seǐyran |
çılgın bir ateşe | س ع ر |