وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا إِلَىٰ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَإِلَى الرَّسُولِ رَأَيْتَ الْمُنَافِقِينَ يَصُدُّونَ عَنْكَ صُدُودًا
Ve iza kıyle lehüm tealev ila ma enzelellahü ve iler rasuli raeytel münafikıyne yesuddune anke sududa
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Onlara, Allah’ın indirdiğine ve peygambere gelin dendi mi görürsün ki münafıklar, senden tamamıyla uzaklaşırlar. |
Abdullah Parlıyan |
Böylece her ne zaman kendilerine "Allah’ın indirdiğine ve peygambere gelin" denilse, bu iki yüzlülerin, senden nefretle yüz çevirdiklerini görürsün. |
Adem Uğur |
Onlara Allah’ın indirdiğine (Kitab’a) ve Resûl’e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün. |
Ahmed Hulusi |
Onlara "Allâh’ın inzâl ettiğine ve Rasûlüne gelin" denildiğinde, münafıkların senden iyice yüz çevirip uzaklaştıklarını görürsün. |
Ahmet Varol |
Kendilerine ’Allah’ın indirdiğine ve Peygamber’e gelin’ dendiğinde onların senden iyice kaçtıklarını görürsün. |
Ali Bulaç |
Onlara "Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün. |
Ali Fikri Yavuz |
Onlara, Allah’ın indirdiği Kur’ân’a ve Peygamberin hükmüne gelin, denildiği zaman münâfıkları görürsün ki, senden düşmanca bir dönüşle yüz çevirirler. |
Bayraktar Bayraklı |
Onlara, “Allah`ın indirdiğine ve Peygamber`ine geliniz” denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün. |
Bekir Sadak |
Onlara «Allah’in indirdigine ve Peygambere gelin» dendigi zaman, munafiklarin senden busbutun uzaklastiklarini gorursun. |
Celal Yıldırım |
Onlara, Allah’ın indirdiğine ve Peygamber’e gelin, denildiği zaman, münafıkların senden hep uzak kaldığını görürsün. |
Cemal Külünkoğlu |
Her ne zaman onlara “Allah`ın indirdiğine (Kur`an`a) ve peygambere gelin!” denilse, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. |
Diyanet İşleri |
Münafıklara, "Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) ve Peygambere gelin" dendiği zaman, onların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. |
Diyanet Vakfı |
Onlara Allah’ın indirdiğine (Kitab’a) ve Resûl’e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün. |
Edip Yüksel |
Kendilerine, "ALLAH’ın indirdiğine ve elçisine geliniz" dendiğinde, o ikiyüzlülerin senden alabildiğine kaçtıklarını görüyorsun. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onlara «Allah’ın indirdiğine ve Peygambere gelin!» denince, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. |
Fizil-al il Kuran |
Onlara ’Allah’ın indirdiğine ve Peygamber’e geliniz’ dendiğinde o münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. |
Gültekin Onan |
Onlara "Tanrı’nın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün. |
Harun Yıldırım |
Onlara "Allah’ın indirdiğine ve Rasul’e gelin!" denildiği zaman münafıkların senden tam bir yüz çevirmekle yüz çevirdiklerini görürsün. |
Hasan Basri Çantay |
Onlara «Allanın indirdiği (hakeme, Kur’an-ı kerîm) ve o peygambere gelin» denilince, gördün ya, münafıklar senden çekindikçe çekiniyorlar. |
Hayrat Neşriyat |
Hem onlara `Allah`ın indirdiğine (Kur`ândaki hükme) ve (muhâkeme olmak üzere)peygambere gelin!` denildiği zaman, münâfıkların senden (tam) bir çevriliş ile yüz çevirdiklerini görürsün. |
İbn-i Kesir |
Onlara; Allah’ın indirdiğine ve peygambere gelin, denilince; münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. |
İlyas Yorulmaz |
Bu durumda onlara "Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde, ikiyüzlülerin senden yüz çevirip, tamamen uzaklaştıklarını görürsün. |
İskender Ali Mihr |
Ve onlara "Allah’ın indirdiğine (Kur’ân’a) ve Resûl’e gelin." denildiği zaman, münafıkların senden yüz çevirerek ayrıldıklarını görürsün. |
Kadri Çelik |
Onlara, "Allah’ın indirdiğine ve peygambere gelin" dendiği zaman, münafıkların senden büsbütün yüz çevirdiklerini görürsün. |
Muhammed Esed |
Böylece her ne zaman kendilerine, "Allahın indirdiğine ve Peygambere gelin!" denilse, bu ikiyüzlülerin senden nefretle yüz çevirdiklerini görürsün. |
Mustafa İslamoğlu |
Onlara, "Allah`ın indirdiğine ve Peygamber`e gelin" denildiğinde, bu münafıkların nefretle senden yüz çevirdiklerini görürsün. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Onlara, «Allah Teâlâ’nın inzal etmiş olduğuna ve Peygambere geliniz,» denildiği vakit de o münafıkları görürsün ki, senden kaçındıkça kaçınıyorlar. |
Ömer Öngüt |
Onlara "Allah’ın indirdiği Kur’an’a ve Peygamber’e gelin!" denildiği zaman, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. |
Sadık Türkmen |
Münafıklara; "Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) ve Peygambere gelin" dendiği zaman, onların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. |
Seyyid Kutub |
Onlara ’Allah’ın indirdiğine ve Peygamber’e geliniz’ dendiğinde o münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. |
Suat Yıldırım |
Kendilerine "Haydi Allah’ın indirdiği Kur’ân’ın ve Resulün hükmüne gelin!" denildiğinde münafıkların senden iyice geri durduklarını görürsün. |
Süleyman Ateş |
Kendilerine "Allâh’ın indirdiğine ve Elçiye gelin!" denince, o ikiyüzlülerin, senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. |
Şaban Piriş |
Onlara -Allah’ın indirdiğine ve Peygamber’e gelin! denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün. |
Tefhim-ul Kur'an |
Onlara «Allah’ın indirdiğine ve peygambere gelin» denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Kendilerine, Allah’ın indirdiğine ve resule gelin denince, o ikiyüzlülerin senden iyice yüz çevirdiklerini görürsün. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
When it is said to them "Come to what Allah hath revealed, and to the Messenger" Thou seest the Hypocrites avert their faces from thee in disgust. |
وَإِذَا ve iƶā |
ve zaman | |
قِيلَ ḳīle |
dendiği | ق و ل |
لَهُمْ lehum |
kendilerine | |
تَعَالَوْا teǎālev |
gelin | ع ل و |
إِلَىٰ ilā |
||
مَا mā |
şeye | |
أَنْزَلَ enzele |
indirdiği(ne) | ن ز ل |
اللَّهُ llahu |
Allah’ın | |
وَإِلَى ve ilā |
ve | |
الرَّسُولِ r-rasūli |
Elçiye | ر س ل |
رَأَيْتَ raeyte |
görürsün | ر ا ي |
الْمُنَافِقِينَ l-munāfiḳīne |
o ikiyüzlülerin | ن ف ق |
يَصُدُّونَ yeSuddūne |
uzaklaştıklarını | ص د د |
عَنْكَ ǎnke |
senden | |
صُدُودًا Sudūden |
büsbütün uzaklaşmakla | ص د د |