وَلْيَخْشَ الَّذِينَ لَوْ تَرَكُوا مِنْ خَلْفِهِمْ ذُرِّيَّةً ضِعَافًا خَافُوا عَلَيْهِمْ فَلْيَتَّقُوا اللَّهَ وَلْيَقُولُوا قَوْلًا سَدِيدًا

Velyahşellezıne lev teraku min halfihim zürriyyeten dıafen hafu aleyhim felyettekullahe velyekulu kavlen sedıda

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Artlarında âciz ve küçük soy-sop bırakacağını düşünerek onlar için nasıl korkup üzüntüye düşerler; yetimler için de Allah’tan korksunlar da sözün doğrusunu söylesinler.

Abdullah Parlıyan

Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuklar bıraktıkları takdirde, halleri ne olur diye endişe edenler, yetimlere de haksızlık etmekten korkup titresinler. Yollarını Allah’ın kitabıyla bulmaya çalışsınlar, her zaman olduğu gibi yoksulların hakları konusunda da, dürüst ve insaflı olan neyse, onu dile getirsinler.

Adem Uğur

Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuklar bıraktıkları takdirde (halleri ne olur) diye korkacak olanlar (yetimlere haksızlık etmekten) korkup titresinler; Allah’tan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Ahmed Hulusi

Arkalarında, kendilerini koruyamayacak çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar için nasıl endişelenecek olurlarsa, öylece endişe duysunlar Allâh’tan. Allâh’tan korksunlar ve mertçe doğruyu konuşsunlar.

Ahmet Varol

Arkalarında güçsüz çocuklar bıraktıklarında onlar için endişeye kapılanlar (başkaları için de öylece) korksunlar. Allah’tan korksun ve doğru söz söylesinler.

Ali Bulaç

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanların, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah’tan korksunlar ve onlara doğru söz söylesinler.

Ali Fikri Yavuz

Öldükten sonra geride, âciz ve küçük çocuklar bıraktıkları takdirde, gadra ve zulme uğrayacaklar diye endişe edenler, himayeleri altındaki yetimler hakkında da aynı korkuyu taşısınlar. Böylece Allah’dan sakınıp kendi evlâdları yerinde olan yetimler hakkında da gerçek ve doğru söz söylesinler.

Bayraktar Bayraklı

Geriye zayıf çocuklar bırakmaktan endişe etsinler ve onlar üzerinde titresinler. Allah`tan sakınıp doğru söz söylesinler.

Bekir Sadak

Arkalarinda ciliz cocuklar biraktiklari takdirde, bundan endise edecek olanlar, haksizlik yapmaktan korksunlar; durust soz soylesinler.

Celal Yıldırım

Arkalarında elleri ermez, güçleri yetmez çocuklarını bırakacak olsalardı, onlar hakkında endişe duyanlar, (vasilik ettikleri yetimler hakkında da) aynı endişeyi duysunlar (ve bu hususta da) Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar, sağlam ve doğru söz söylesinler.

Cemal Külünkoğlu

Arkalarında kendi haklarını koruyamayacak kadar küçük ve aciz çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar için (durumları ne olacak diye) endişe edecek olanlar, haksızlık yapmaktan korksunlar. Allah`ın emirlerine uygun davransınlar, (haklarını korumada) doğru söz söylesinler.

Diyanet İşleri

Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar hakkında endişeye kapılanlar, (yetimler hakkında da) ürperip korksunlar. Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Diyanet Vakfı

Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuklar bıraktıkları takdirde (halleri ne olur) diye korkacak olanlar (yetimlere haksızlık etmekten) korkup titresinler; Allah’tan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Edip Yüksel

Geriye zayıf çocuklar bırakan ve onların durumlarından endişe duyanlar dikkat etsinler! ALLAH’ı düşünsünler ve uygun kararlar versinler.

Elmalılı Hamdi Yazır

Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onların geleceğinden endişe duyacak olanlar, (yetimler hakkında da aynı) endişeyi duysunlar, Allah’dan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Fizil-al il Kuran

Arkalarında güçsüz çocuklar bırakıp ölecek olsalar çocuklarının hali nice olur diye kaygı duyanlar yetimlere haksızlık etmekten korksunlar, Allah’tan sakınsınlar ve doğru konuşsunlar.

Gültekin Onan

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklarından dolayı korku duyanların, (vasiyetleri altında olanlar için de ) içleri ürpertiyle titresin. Tanrı’dan korksunlar ve onlara doğru söz söylesinler.

Harun Yıldırım

Arkalarında kendileri hakkında endişe edecekleri zayıf çocuklar bırakacak olanlar korksunlar. Allah’tan sakınsınlar da doğru söz söylesinler.

Hasan Basri Çantay

Arkalarında âciz ve küçük evlâdlar bırakdıkları takdirde onlara karşı (halleri ne olacak diye düşünüb) endîşe edenler, (himayeleri altındaki yetîmler ve diğer mirasçılar hakkında da aynı hissi taşımamakdan) saygı ile korksun (lar), Allahdan sakınsınlar, (gerek vasıyler, gerek onların nezdinde bulunanlar hatıra gönüle bakmayarak) sözü dosdoğru söylesinler.

Hayrat Neşriyat

Hem (yetimler hakkında) korksun o kimseler ki, eğer kendileri arkalarında güçsüz(ve küçük) evlâdlar bırakacak olsalardı, onlar hakkında endişe edeceklerdi. Öyle ise (diğer yetimler hakkında da) Allah`dan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler!

İbn-i Kesir

Arkalarında küçük ve aciz çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar için endişe edecek olanlar, haksızlıktan çekinsinler, Allah’tan sakınsınlar ve sözü de dosdoğru söylesinler.

İlyas Yorulmaz

Arkalarında zayıf bir zürriyet (küçük çocuklar) bırakanlar nasıl ki (mirastaki paylarını alamayacaklar diye) onlar için korkuyorlarsa, o çocuklar üzerine (mirası dağıtanda adaletsiz dağıtımdan) korksun. Allah dan sakınsın ve dağıtımda sözün en doğrusunu söylesin.

İskender Ali Mihr

Ve onlar sakınsınlar ki, eğer arkalarında güçsüz olmalarından korktukları çocuklar bıraksalardı, onlar için (onlara haksızlık yapılmasından) korkarlardı. Artık Allah’a karşı takva sahibi olsunlar. Ve adaletli (dürüst) söz söylesinler.

Kadri Çelik

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanlar, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah’tan sakınsınlar ve onlara doğru söz söylesinler.

Muhammed Esed

Ve onlar, (o kanuni mirasçılar) (Allah’tan) korksunlar; eğer kendileri arkalarında kendi haklarını koruyamayacak durumda olan çocuklar bıraksalardı onlar için mutlaka endişe duyarlardı; işte böyleleri, Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde olsunlar ve (yoksulların hakları konusunda) dürüst ve insaflı olan neyse onu dile getirsinler.

Mustafa İslamoğlu

Artık korksun onlar ki; eğer kendileri, arkalarında korunmaya muhtaç cocuklar bıraksalardı, onlar için endişelenirlerdi. Allah`a karşı sorumluluk bilincini kuşansınlar da doğru dürüst konuşsunlar.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve korksunlar o kimseler ki, arkalarından küçük, zayıf çocuklar bırakacak olsalardı, onların üzerine korkup endişede bulunacaklardı. O halde Allah Teâlâ’dan sakınsınlar ve dürüst söz söylesinler.

Ömer Öngüt

Arkalarında küçük ve âciz çocuklar bırakıp da, onlara bir kötülük gelmesinden korkanlar (başkaları için de öylece) korksunlar. Allah’tan korksunlar ve doğru söz söylesinler.

Sadık Türkmen

Kendileri geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar hakkında endişeye kapılanlar, (yetimler hakkında da) ürperip korksunlar. Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Seyyid Kutub

Arkalarında güçsüz çocuklar bırakıp ölecek olsalar çocuklarının hali nice olur diye kaygı duyanlar yetimlere haksızlık etmekten korksunlar, Allah’tan sakınsınlar ve doğru konuşsunlar.

Suat Yıldırım

Arkalarında eli ermez, gücü yetmez küçük çocuklar bıraktıkları takdirde, onların halleri nice olur diye endişe edenler, yetimlere haksızlık etmekten de öylece korksunlar da Allah’ın cezalandırmasından sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Süleyman Ateş

Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde onların durumundan endişe edecek olanlar, (öksüzlerin hakkına dokunmaktan) çekinsinler. Allah’tan korksunlar ve doğru söz söylesinler.

Şaban Piriş

Arkalarında cılız çocuklar bırakacak olsalar korku ve endişe duyacak olanlar, (haksızlıktan) korksunlar ve Allah’tan sakınsınlar da (yetimlere) doğru söz söylesinler.

Tefhim-ul Kur'an

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanlar, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah’tan sakınsınlar ve onlara doğru söz söylesinler.

Yaşar Nuri Öztürk

Ürperip titresin o kimseler ki, kendi arkalarında zayıf ve çaresiz aile fertleri bırakmış olsalardı, onlar için korku ve endişe duyacaklardı. O halde, Allah’tan korksunlar ve haksızlığı önleyici sağlam bir söz söylesinler.

Yusuf Ali (İngilizce)

Let those (disposing of an estate) have the same fear in their minds as they would have for their own if they had left a helpless family behind Let them fear Allah, and speak words of appropriate (comfort).

KELİME KÖKLERİ
وَلْيَخْشَ
velyeḣşe
kaygı duyanlar خ ش ي
الَّذِينَ
elleƶīne
لَوْ
lev
şayet
تَرَكُوا
terakū
bırakırlarsa ت ر ك
مِنْ
min
خَلْفِهِمْ
ḣalfihim
arkalarında خ ل ف
ذُرِّيَّةً
ƶurriyyeten
çocuklar ذ ر ر
ضِعَافًا
Diǎāfen
güçsüz ض ع ف
خَافُوا
ḣāfū
çekinsinler خ و ف
عَلَيْهِمْ
ǎleyhim
onların durumundan
فَلْيَتَّقُوا
felyetteḳū
korksunlar و ق ي
اللَّهَ
llahe
Allah’tan
وَلْيَقُولُوا
velyeḳūlū
ve söylesinler ق و ل
قَوْلًا
ḳavlen
söz ق و ل
سَدِيدًا
sedīden
doğru س د د