فَإِنْ أَعْرَضُوا فَقُلْ أَنْذَرْتُكُمْ صَاعِقَةً مِثْلَ صَاعِقَةِ عَادٍ وَثَمُودَ
Fe in a’radu fe kul enzertüküm saıkatem misle saıkati adiv ve semud
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Yüz çevirirlerse artık de ki Sizi, Âd ve Semûd’un uğradıkları helâk edici azâba benzer bir azapla korkutmadayım. |
Abdullah Parlıyan |
Sizi Âd ve Semûd’un uğradıkları helak edici azaba benzer bir azapla uyarmaktayım. |
Adem Uğur |
Eğer onlar yüz çevirirlerse de ki İşte sizi Ad ve Semûd’un başına gelen kasırgaya benzer bir kasırgaya karşı uyarıyorum! |
Ahmed Hulusi |
Eğer yüz çevirirlerse, de ki "Sizi, Ad ve Semud’un yıldırımı benzeri bir yıldırım ile uyarıyorum!" |
Ahmet Varol |
’Ben sizi Ad ve Semud’un yıldırımları gibi bir yıldırımla uyardım. |
Ali Bulaç |
Bu durumda eğer onlar yüz çevirirlerse, artık de ki "Ben sizi, Ad ve Semud (kavimlerinin) yıldırımına benzer bir yıldırımla uyardım." |
Ali Fikri Yavuz |
(Ey Rasûlüm, bu beyandan sonra Mekke kâfirleri Allah’a ve Peygamberine iman etmekten yine) yüz çevirirlerse, de ki "- Sizi, Âd ve Semûd’un şiddetli azabı gibi bir azabla korkutuyorum." |
Bayraktar Bayraklı |
“Ben, ‘Âd ve Semûd toplumlarını helâk eden yıldırıma benzer bir yıldırımla sizi uyarıyorum.” |
Bekir Sadak |
Eger yuz cevirirlerse onlara de ki «Iste sizi, Ad ve Semud’un basina gelen yildirima benzer bir azap ile uyardim.» |
Celal Yıldırım |
Buna rağmen yüzçevirirlerse, de ki Âd ve Semûd’a düşen yıldırımın benzeri bir yıldırımla sizi uyardım. |
Cemal Külünkoğlu |
Eğer yüz çevirirlerse, onlara de ki “Ben sizi Âd ve Semûd kavimlerini çarpan yıldırım gibi bir yıldırıma karşı uyardım!” |
Diyanet İşleri |
Eğer yüz çevirirlerse, onlara de ki "Ben sizi Âd ve Semûd kavimlerini çarpan yıldırım gibi bir yıldırıma karşı uyardım." |
Diyanet Vakfı |
Eğer onlar yüz çevirirlerse de ki İşte sizi Âd ve Semûd’un başına gelen kasırgaya benzer bir kasırgaya karşı uyarıyorum! |
Edip Yüksel |
Yüz çevirirlerse De ki "Sizi Ad ve Semud yıldırımına benzer bir yıldırımla uyardım." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse de ki «Ben sizi Âd ve Semud’un başına gelen yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyardım.» |
Fizil-al il Kuran |
Eğer yüz çevirirlerse de ki «Ben sizi Ad ve Semud kavimlerinin başlarına gelen yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyardım.» |
Gültekin Onan |
Bu durumda eğer onlar yüz çevirirlerse, artık de ki "Ben sizi, Ad ve Semud (kavimlerinin) yıldırımına benzer bir yıldırımla uyardım." |
Harun Yıldırım |
Eğer onlar yüz çevirirlerse de ki İşte sizi Ad ve Semûd’un başına gelen kasırgaya benzer bir kasırgaya karşı uyarıyorum! |
Hasan Basri Çantay |
Eğer onlar (bu beyandan sonra yine îmandan) yüz çevirirlerse de ki «Aad ve Semud (u çarpan) yıldırım gibi size de bir azâbı (n gelib çatabileceğini) hatırlatırım». |
Hayrat Neşriyat |
Buna rağmen yüz çevirirlerse, artık de ki `(Ben) sizi Âd ve Semûd`un (başına gelen) yıldırımları gibi bir yıldırım (azâbıy)la korkuttum!` |
İbn-i Kesir |
Eğer yüz çevirecek olurlarsa; Ad ve Semud’un yıldırımına benzer bir yıldırımla sizi uyarırım, de. |
İlyas Yorulmaz |
Bu bilgilerden ve hatırlatmalardan yüz çevirirlerse onlara deki "Ben, Ad ve Semud kavminin haberleri yokken aniden başlarına gelen felaketin bir benzerinin, aniden başınıza gelebilecek bir felaket ile sizi uyarıyorum. " |
İskender Ali Mihr |
Eğer hâlâ yüz çevirirlerse, o taktirde de ki "Adn ve Semud’un yıldırımı gibi bir yıldırımla sizi uyardım." |
Kadri Çelik |
Eğer onlar yüz çevirirlerse de ki İşte sizi Ad ve Semûd’un başına gelen kasırgaya benzer bir kasırgaya karşı uyarıyorum! |
Muhammed Esed |
(Bütün bu kozmik gerçeklere rağmen) onlar yine de yüz çevirirlerse de ki "Sizi, ’Ad ve Semud (kabilelerinin başına düşen) yıldırımlara benzer bir yıldırıma karşı uyarıyorum!" |
Mustafa İslamoğlu |
Bu (cömertliğimize) rağmen yüz çevirirlerse, de ki "Sizi Ad ve Semud`u çarpan yıldırıma benzer bir (bela) yıldırımıyla uyarıyorum!" |
Ömer Nasuhi Bilmen |
İmdi onlar eğer yüz çevirirlerse o vakit de ki «Ben sizi Âd ve Semûd yıldırımı gibi bir yıldırım ile korkutmuş bulunmaktayım.» |
Ömer Öngüt |
Eğer yüz çevirirlerse onlara de ki "İşte sizi Âd ve Semud’un başına gelen yıldırıma benzer bir yıldırım (azabı) ile uyardım. " |
Sadık Türkmen |
(bütün bu kozmik gerçeklere rağmen) onlar yine de yüz çevirirlerse, de ki "Ben sizi, Âd Kavmini ve Semud Kavmini çarpan, yıldırıma benzer bir yıldırım ile uyardım!" |
Seyyid Kutub |
«Ben sizi Ad ve Semud kavimlerinin başlarına gelen yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyardım.» |
Suat Yıldırım |
Eğer yüz çevirirlerse sen şöyle de "Ben, sizi Âd ve Semûd halklarını çarpan kasırga gibi bir kasırganın geleceğini bildirerek uyarıyorum." |
Süleyman Ateş |
Eğer yüz çevirirlerse, de ki "Ben sizi ’Âd ve Semûd’un başına düşen yıldırım gibi bir yıldırıma karşı uyardım." |
Şaban Piriş |
Eğer yüz çevirirlerse, onlara de ki -Sizi, Ad ve Semûd’un yıldırımına benzer bir yıldırımla uyardım. |
Tefhim-ul Kur'an |
Bu durumda eğer onlar yüz çevirirlerse, artık de ki «Ben sizi, Ad ve Semûd (kavimlerinin) yıldırımına benzer bir yıldırımla uyarıp korkuttum.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Yüz çevirirlerse şöyle de "Sizi, Âd ve Semûd’a çarpan yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyarıyorum." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
But if they turn away, say thou "I have warned you of a stunning Punishment (as of thunder and lightning) like that which (overtook) the ´Ad and the Thamud!" |
فَإِنْ fein |
fakat eğer | |
أَعْرَضُوا eǎ’raDū |
yüz çevirirlerse | ع ر ض |
فَقُلْ feḳul |
de ki | ق و ل |
أَنْذَرْتُكُمْ enƶertukum |
ben sizi uyardım | ن ذ ر |
صَاعِقَةً Sāǐḳaten |
bir yıldırıma karşı | ص ع ق |
مِثْلَ miṧle |
gibi | م ث ل |
صَاعِقَةِ Sāǐḳati |
başına düşen yıldırım | ص ع ق |
عَادٍ ǎādin |
’Ad | ع و د |
وَثَمُودَ ve ṧemūde |
ve Semud’un |