فَلَنُذِيقَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا عَذَابًا شَدِيدًا وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَسْوَأَ الَّذِي كَانُوا يَعْمَلُونَ
Fe lenüzıkannellezıne keferu azaben şedıdev ve lenecziyennehüm esveellezı kanu ya’melun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Biz de mutlaka kâfir olanlara çetin bir azâbı tattıracağız ve yaptıkları şeyin en kötü karşılığıyla cezâlandıracağız onları. |
Abdullah Parlıyan |
Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlere, şiddetli bir azap tattıracağız ve onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Adem Uğur |
O inkâr edenlere şiddetli bir azabı tattıracağız ve onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Ahmed Hulusi |
Andolsun ki o hakikat bilgisini inkâr edenlere şiddetli bir azabı tattıracağız ve elbette onlara yaptıklarının en kötü sonuçlarını yaşatacağız! |
Ahmet Varol |
İnkar edenlere muhakkak şiddetli bir azap tattıracağız ve onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Ali Bulaç |
Artık gerçekten o inkar edenlere şiddetli bir azap taddıracağız ve yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Ali Fikri Yavuz |
İşte bunun içindir ki, biz de o kâfirlere şiddetli bir azab taddıracağız; ve kendilerini yaptıkları amellerin en kötüsü ile cezalandıracağız. |
Bayraktar Bayraklı |
O inkâr edenlere şiddetli bir azap tattıracağız ve onları, yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Bekir Sadak |
Inkar edenlere cetin bir azap tattiracagiz. Isledikleri en kotu islere karsilik onlarin cezasini verecegiz. |
Celal Yıldırım |
And olsun ki, o küfredenlere şiddetli bir azâb tattıracağız ve elbette yapageldiklerinin en kötüsüyle kendilerini cezalandıracağız. |
Cemal Külünkoğlu |
İşte (buna karşılık biz de) o inkârcılara şiddetli bir azap tattıracağız ve onları, yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Diyanet İşleri |
İnkâr edenlere mutlaka şiddetli bir azabı tattıracağız ve onları yaptıklarının en kötüsü ile cezalandıracağız. |
Diyanet Vakfı |
O inkâr edenlere şiddetli bir azabı tattıracağız ve onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Edip Yüksel |
İnkar edenlere şiddetli bir azabı tattıracağız ve yaptıklarının en kötüsüyle onlara karşılık vereceğiz. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Biz mutlaka inkâr edenlere şiddetli bir azab tattıracağız. Ve onlara yaptıkları amellerin en kötüsünün cezasını vereceğiz. |
Fizil-al il Kuran |
İnkar edenlere şiddetli bir azab taddıracağız ve onları, yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Gültekin Onan |
Artık gerçekten o küfredenlere şiddetli bir azap tattıracağız ve yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Harun Yıldırım |
O inkâr edenlere şiddetli bir azabı tattıracağız ve onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Hasan Basri Çantay |
İşte biz o kâfirlere muhakkak ki en çetin bir azâbı tatdıracağız. Onları yapageldiklerinin en kötüsüyle cezâlandıracağız. |
Hayrat Neşriyat |
Sonunda o inkâr edenlere mutlaka şiddetli bir azab tattıracağız ve mutlaka onları, yapmakta olduklarının en kötüsü ile cezâlandıracağız. |
İbn-i Kesir |
O küfredenlere şiddetli bir azabı tattıracağız ve onları yapmakta olduklarının en kötüsü ile cezalandıracağız. |
İlyas Yorulmaz |
Gerçek doğruları inkâr edenlere, azabın en şiddetlisini tattıracağız ve yapmış olduklarının en kötüsü ile onları cezalandıracağız. |
İskender Ali Mihr |
Bundan sonra inkâr edenlere, mutlaka şiddetli azabı tattıracağız. Ve onları yaptıklarının en kötüsüyle mutlaka cezalandıracağız. |
Kadri Çelik |
Artık gerçekten o küfre sapanlara şiddetli bir azap tattıracağız ve onları yapmakta olduklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Muhammed Esed |
Fakat hakikati (böylece) inkar edenlere kesinlikle şiddetli bir azabı tattıracak ve onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız! |
Mustafa İslamoğlu |
Ve elbet inkarda direnen bu kimselere şiddetli bir terkedilmişlik acısı tattıracağız, ve onları kesinlikle yapa geldiklerinin en kötüsüyle cezalandıracağız! |
Ömer Nasuhi Bilmen |
İşte kâfir olanlara elbette bir şiddetli azap tattıracağız ve onları işler oldukları şeyin en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Ömer Öngüt |
Andolsun ki kâfirlere çetin bir azap tattıracağız ve yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Sadık Türkmen |
Elbette inkâr edenlere çok şiddetli bir azap tattıracağız. Ve elbette onları, yapmış olduklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Seyyid Kutub |
İnkar edenlere şiddetli bir azab taddıracağız ve onları, yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Suat Yıldırım |
İşte Biz de onun için o kâfirlere dünyada şiddetli bir azap tattıracağız ve âhirette de yaptıkları o pek kötü işlere göre hak ettikleri karşılığı vereceğiz. |
Süleyman Ateş |
İnkâr edenlere şiddetli bir azâb taddıracağız ve onları, yaptıklarının en kötüsüyle cezâlandıracağız. |
Şaban Piriş |
İnkarcılara elbette şiddetli bir azap tattıracağız. Onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Tefhim-ul Kur'an |
Artık gerçekten o inkâr edenlere şiddetli bir azap taddıracağız ve onları yapmakta olduklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Yemin olsun, o inkârcılara şiddetli bir azabı tattıracağız ve elbette ki onları, yapıp-ettiklerinin en kötüsüyle cezalandıracağız. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
But We will certainly give the Unbelievers a taste of a severe Penalty, and We will requite them for the worst of their deeds. |
فَلَنُذِيقَنَّ felenuƶīḳanne |
fakat taddıracağız | ذ و ق |
الَّذِينَ elleƶīne |
kimselere | |
كَفَرُوا keferū |
inkar eden(lere) | ك ف ر |
عَذَابًا ǎƶāben |
bir azab | ع ذ ب |
شَدِيدًا şedīden |
şiddetli | ش د د |
وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ velenecziyennehum |
ve onları cezalandıracağız | ج ز ي |
أَسْوَأَ esvee |
en kötüsüyle | س و ا |
الَّذِي lleƶī |
||
كَانُوا kānū |
olduklarının | ك و ن |
يَعْمَلُونَ yeǎ’melūne |
yapıyor(lar) | ع م ل |