بَلْ قَالُوا إِنَّا وَجَدْنَا آبَاءَنَا عَلَىٰ أُمَّةٍ وَإِنَّا عَلَىٰ آثَارِهِمْ مُهْتَدُونَ
Bel kalu inna vecedna abaena ala ümmetiv ve inna ala asarihim mühtedun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Hayır, şüphe yok ki dediler, biz atalarımızı bir dîne, bir inanca sâhip bulduk ve şüphe yok ki biz de onların izini izlemede, o yola gitmedeyiz. |
Abdullah Parlıyan |
Hayır! "Biz atalarımızı belli bir inanç üzerinde bulduk ve ancak onların izinden giderek doğru yolu buluyoruz" derler. |
Adem Uğur |
Hayır! "Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz" derler. |
Ahmed Hulusi |
Bilakis, dediler ki "Biz atalarımızı bu din anlayışında bulduk; biz onların eserleri (şartlandırmaları - genleri) doğrultusunda doğru yolu bulanlarız." |
Ahmet Varol |
’Doğrusu atalarımızı bir din üzere bulduk biz de şimdi onların izleri üzere doğru yolda gidiyoruz’ dediler. |
Ali Bulaç |
Hayır; dediler ki "Gerçekten atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu biz onların izleri (eserleri) üstünde doğru olana (hidayete) yönelmiş (kimse)leriz." |
Ali Fikri Yavuz |
Hayır (onların aklî ve naklî hiç bir delilleri yoktur, ancak) şöyle dediler "- Biz, atalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de onların izlerince giderek hidayet buluruz." |
Bayraktar Bayraklı |
Hayır! Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk; biz de onların izinden gidiyoruz, derler. |
Bekir Sadak |
Hayir; «Dogrusu Biz babalarimizi bir din uzerinde bulduk, biz de onlarin izlerinden gitmekteyiz» derler. |
Celal Yıldırım |
Hayır, şüphesiz ki biz babalarımızı bir din ve inanç üzerinde bulduk. Onların izleri üstünde giderek yolumuzu bulduk, (derler). |
Cemal Külünkoğlu |
Hayır! Onlar sadece “Şüphesiz ki biz, babalarımızı bir din (bir yol) üzerinde bulduk ve biz onların izinden gidiyoruz” dediler. |
Diyanet İşleri |
Hayır! Onlar sadece, "Şüphesiz biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk ve biz onların izlerinden gitmekteyiz" dediler. |
Diyanet Vakfı |
Hayır! «Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz» derler. |
Edip Yüksel |
Hayır, "Biz atalarımızı bir yol üzerinde bulduk ve biz onların öğretilerini izliyoruz" dediler. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Hayır, onlar sadece «Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz.» dediler. |
Fizil-al il Kuran |
Hayır! Sadece «Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz» dediler. |
Gültekin Onan |
Hayır, dediler ki "Gerçekten atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu biz onların izleri (eserleri) üstünde doğru olana (hidayete) yönelmiş (kimse)leriz." |
Harun Yıldırım |
Hayır; dediler ki "Gerçekten atalarımızı bir din üzere bulduk ve doğrusu biz onların izleri üstünde doğru olana yönelmişleriz." |
Hasan Basri Çantay |
Bil’akis (şöyle) dediler «Gerçek biz atalarımızı bir ümmet (bir dîn) üzerinde bulduk. Biz de hakîkaten onların izleri üstünden doğruya erdirilmişleriz». |
Hayrat Neşriyat |
Hâyır! (Onlar) şöyle dediler `Doğrusu biz, atalarımızı bir din üzere bulduk ve elbette biz, onların izlerinde (olmakla) hidâyeti bulanlarız.` |
İbn-i Kesir |
Hayır, dediler ki Doğrusu biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve biz de onların izlerinden gitmekteyiz. |
İlyas Yorulmaz |
Hayır! Tam tersine, onlar "Biz atalarımızı bu inançlar üzerinde bulduk ve bizde onların bu yollarını (izlerini) takip edenleriz" derler. |
İskender Ali Mihr |
Hayır, (onlar) dediler ki "Gerçekten biz, babalarımızı bir ümmet (dîn) üzerinde bulduk. Ve muhakkak ki biz, onların izi üzerinde hidayete erenleriz." |
Kadri Çelik |
Hayır, dediler ki "Şüphesiz biz, babalarımızı (bizi terbiye eden âlimlerimizi) bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu onların izleri üzerinde (yürüyüp) doğru yolu bulmuşlarız." |
Muhammed Esed |
Hayır! Ama şöyle derler "Biz atalarımızı (belli) bir inanç üzerinde bulduk ve ancak onların izinden giderek doğru yolu buluruz!" |
Mustafa İslamoğlu |
Ama hayır! Onlar, "Atalarımızı geleneksel bir inanç üzerinde bulduk; kesinlikle biz de onların izinden giderek doğru yolu bulabiliriz" diyorlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Hayır. Dediler ki «Şüphe yok, biz babalarımızı büyük bir tarikat üzere bulduk. Muhakkak ki, biz de onların izleri üzerinde (yürüyüp) doğru yolu bulmuşlarız.» |
Ömer Öngüt |
Hayır! Onlar derler ki "Doğrusu biz atalarımızı bu din üzerinde bulduk ve biz de onların izlerinde gitmekteyiz. " |
Sadık Türkmen |
Hayır, aksine, dediler ki "Biz atalarımızı bir yol üzerinde bulduk, şüphesiz biz de onların izlerinde dosdoğru gidiyoruz." |
Seyyid Kutub |
Hayır! Sadece «Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz» dediler. |
Suat Yıldırım |
Hayır! Ne bilgileri var, ne kitapları! Sadece şöyle derler"Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Biz de onların izlerinden gidiyoruz." |
Süleyman Ateş |
Hayır, (ne bilgileri var, ne de Kitâpları). Sadece "Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerinde gidiyoruz" dediler. |
Şaban Piriş |
Bilakis şöyle dediler -Biz, atalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde dosdoğru gitmekteyiz. |
Tefhim-ul Kur'an |
Hayır; dediler ki «Gerçek şu ki biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu biz onların izleri (eserleri) üstünde doğru olana (hidayete) yönelmiş (kimse)leriz.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Hayır, sadece şunu söylemişlerdir "Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerini izleyerek biz de doğruya ve güzele varacağız." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Nay! they say "We found our fathers following a certain religion, and we do guide ourselves by their footsteps." |
بَلْ bel |
hayır | |
قَالُوا ḳālū |
dediler ki | ق و ل |
إِنَّا innā |
elbette biz | |
وَجَدْنَا vecednā |
bulduk | و ج د |
ابَاءَنَا ābā'enā |
babalarımızı | ا ب و |
عَلَىٰ ǎlā |
üzerinde | |
أُمَّةٍ ummetin |
bir din | ا م م |
وَإِنَّا ve innā |
ve elbette biz de | |
عَلَىٰ ǎlā |
üzerinde | |
اثَارِهِمْ āṧārihim |
onların izleri | ا ث ر |
مُهْتَدُونَ muhtedūne |
gidiyoruz | ه د ي |