فَلَمَّا جَاءَهُمْ بِآيَاتِنَا إِذَا هُمْ مِنْهَا يَضْحَكُونَ
Felemma caehüm bi ayatina iza hüm minha yadhakun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Onlara delillerimizle gelince o delillere gülmeye başladılar. |
Abdullah Parlıyan |
Musa onlara delillerimizle gelince, onlar birdenbire işi alaya alıp, gülmeye başladılar. |
Adem Uğur |
Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi. |
Ahmed Hulusi |
Onlara işaretlerimizle geldiğinde, onlar hemen bunlara güldüler! |
Ahmet Varol |
Onlarla alay ediyorlar. |
Ali Bulaç |
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar. |
Ali Fikri Yavuz |
Fakat onlara böyle mucizelerimizle varınca, hemen onlar bunlara gülüverdiler. |
Bayraktar Bayraklı |
Onlara mucizelerimizi getirince mucizelere gülüvermişlerdi. |
Bekir Sadak |
Onlara mucizelerimizi getirdigi zaman, bunlara guluvermislerdi. |
Celal Yıldırım |
Ne vakit ki onlara mu’cizelerimizle geldi, onlar birdenbire (işi alaya alıp) buna gülüverdiler. |
Cemal Külünkoğlu |
Musa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı. |
Diyanet İşleri |
(Mûsâ) mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın, o mucizelere gülüyorlar! |
Diyanet Vakfı |
Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi. |
Edip Yüksel |
Mucizelerimizi kendilerine götürdüğü zaman, o mucizelere gülmüşlerdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Musa onlara mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler. |
Fizil-al il Kuran |
Onlara ayetlerimizi getirince, birden bire onlarla alay etmeye koyuldular. |
Gültekin Onan |
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar. |
Harun Yıldırım |
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün onlar bunlara gülüyorlar. |
Hasan Basri Çantay |
Fakat onlara âyetlerimiz gelince bir de ne görsünler, onlar bu (âyetlere) gülüyorlar! |
Hayrat Neşriyat |
Fakat onlara mu`cizelerimizi getirdiğinde, o vakit onlar bunlara gülüverdiler. |
İbn-i Kesir |
Onlara ayetlerimizle varınca, onlar bunlara gülüvermişlerdi. |
İlyas Yorulmaz |
Musa onlara açık ayetleri getirip gösterdiğinde, birden bire onlar, o ayetlere gülüp alay ettiler. |
İskender Ali Mihr |
Fakat (Musa A.S), onlara âyetlerimizle (mucizelerimizle) gelince, onlar o zaman onlara (mucizelere) gülüyorlardı (alay ediyorlardı). |
Kadri Çelik |
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler. |
Muhammed Esed |
Ama önlerine (mucizevi) işaretlerimizi getirince, hemen onları alaya aldılar, |
Mustafa İslamoğlu |
Fakat ardından, onların önüne mucizevi ayetlerimizi sürünce, onlar hemen alay etmeye başladılar. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(46-47) Andolsun ki, Mûsa’yı âyetlerimizle Fir’avun’a ve onun cemaatine gönderdik. Binaenaleyh dedi ki «Ben şüphe yok âlemlerin Rabbinin bir Resûlüyüm.» Vaktâ ki onlara Bizim âyetlerimizle geldi, onlar o zaman, bunlardan gülüşür oldular. |
Ömer Öngüt |
Onlara âyetlerimizle varınca, bunlara gülüvermişlerdi. |
Sadık Türkmen |
Fakat ayetlerimizle onlara gelince, onlar o zama, onlarla alay ederek gülüyorlar! |
Seyyid Kutub |
Onlara ayetlerimizi getirince, birden bire onlarla alay etmeye koyuldular. |
Suat Yıldırım |
O, delillerimizle onlara gidince onlar alay edip gülmeye koyuldular. |
Süleyman Ateş |
Onlara âyetlerimizi getirince onlar o âyetlerle alay edip gülmeğe başladılar. |
Şaban Piriş |
Onlara ayetlerle geldiği zaman onlar, ona gülüp geçmişlerdi. |
Tefhim-ul Kur'an |
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Mûsa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
But when he came to them with Our Signs, behold they ridiculed them. |