← DUHAN 44:16 →

O gün pek şiddetli bir sûrette tutar, cezâlandırırız, şüphe yok ki öç alırız biz.

Biz, büyük bir güçle, şiddetle sıkarak yakalayacağımız gün, kesinlikle lâyık olduğunuz cezayı veririz.

Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız.

O süreçte (semânın apaçık bir duman olarak geldiğinde) en büyük yakalayışla yakalarız... Muhakkak ki biz yapılan suçların sonuçlarını yaşatanız!

Ancak şiddetli bir yakalama ile yakaladığımız gün elbette biz intikam alırız.

Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette Biz intikam alacağız.

(Kıyamette veya Bedir’de onları) büyük bir şiddetle kavrıyacağımız gün, şüphesiz biz intikam alırız.

Fakat biz büyük bir şiddetle vurup yakaladığımız gün, elbette kendilerinden intikam alacağız.

Onlari carptikca carpacagimiz gun ocumuzu suphesiz aliriz.

Büyük bir hışımla yakalayıp sıkacağımız gün, elbette intikam alacağız.

(Bütün suçluları) şiddetli bir hamle ile (cezalandırmak için) yakalayacağımız gün, (onlardan da yaptıklarının cezası olarak) mutlaka intikam alacağız!

Onları o en şiddetli yakalayışla yakalayacağımız günü hatırla. Şüphesiz biz öcümüzü alırız.

Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız.

Asıl o büyük yakalama ile yakaladığımızda öc alırız.

Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız.

O gün büyük bir şiddetle çarparız; zira Biz öç alıcıyız!

Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette biz intikam alacağız.

Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün; elbette biz intikam alacağız.

Çok büyük bir şiddet ve satvetle (kendilerini) çarpacağımız gün muhakkak ki biz (onlardan) intikaam alıcılarız.

(Fakat) o pek büyük şiddetli tutuşla (kendilerini) yakalayacağımız gün, muhakkak biz, (onlardan) intikam alıcılarız.

Onları çarptıkça çarpacağımız gün; şüphesiz intikam alırız.

O kıyamet gününde, büyük bir yakalayışla yakalayacağız. Biz intikam alıcılarız.

Büyük bir şiddetle (onları) yakalayacağımız gün, Biz mutlaka intikam alacak olanlarız.

Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette biz intikam alacılarız.

(bütün günahkarları) şiddetli bir hamle ile kuşatacağımız Gün, (sizden de) intikamımızı mutlaka alacağız!

Kapana kıstırıp enselediğimiz büyük gün gelip çatınca da, her halükarda yaptıklarınızın acısını size tattıracağız.

(16-17) Pek şiddetli, satvetli bir tutuşla tutacağımız gün şüphe yok ki, Biz intikam alıcılarız. Andolsun ki, onlardan evvel Fir’avun’un kavmini bir imtihana tâbi tuttuk ve onlara kerîm bir peygamber gelmişti.

Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün intikam alacağız.

O gün büyük bir yakalayışla yakalarız. Çünkü Biz intikam alıcıyız!

O gün büyük bir şiddetle çarparız; zira Biz öç alıcıyız!

Ama o müthiş satvetle kendilerini yakalayacağımız gün, onlardan tam intikam alırız.

O gün büyük vuruşla vururuz; zira biz öç alıcıyız!

Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette intikam alacağız.

Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette biz intikam alacağız.

Gün gelir, en büyük vuruşla vururuz biz. Şu bir gerçek ki, intikam da alırız biz!

One day We shall seize you with a mighty onslaught We will indeed (then) exact Retribution!