وَمِنْهُمْ مَنْ يَسْتَمِعُ إِلَيْكَ حَتَّىٰ إِذَا خَرَجُوا مِنْ عِنْدِكَ قَالُوا لِلَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ مَاذَا قَالَ آنِفًا ۚ أُولَٰئِكَ الَّذِينَ طَبَعَ اللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ

Ve minhüm mey yestemiu ileyk hatta iza harecu min ındike kalu lillezıne utül ılme maza kale anifen ülaikellezıne tabeallahü ala kulubihim vettebeu ehvaehüm

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Ve onlardan seni dinleyenler de var, sonunda yanından çıkınca kendilerine bilgi verilenlere, demin ne söylüyordu o derler; öyle kişilerdir onlar ki Allah, gönüllerini mühürlemiştir onların; onlar, kendi hevalarına, dileklerine uymaktadır.

Abdullah Parlıyan

Ve onlardan seni dinler gibi görünenler de var. Sonunda yanından çıkınca, kendilerine gerçek ilim verilmiş olanlara, seni çekiştirmek ve dinlediklerini küçümsemek amacıyla, az önce O ne söyledi diye sorarlar. İşte bunlar, Allah’ın kalplerini mühürlediği kimselerdir. Çünkü onlar, her zaman sadece kendi tutku ve arzularına uymuşlardır.

Adem Uğur

Onların arasında, seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş olanlara "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. Bunlar, Allah’ın kalplerini mühürlediği, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir.

Ahmed Hulusi

Onlardan kimi de (gelip) seni dinler... Nihayet senin yanından çıktıklarında kendilerine ilim verilmiş olanlara dediler ki "Az önce ne dedi?" (Anlatılan, taşa yağmış yağmur misali akıp gitti. A.H.)... İşte bunlar Allâh’ın kalplerini tab’ettiği (şuurlarını örttüğü - bilinçlerini kilitlediği); sonu boş arzu ve heveslerine tâbi olmuş kimselerdir.

Ahmet Varol

’Az önce ne söyledi?’ derler. İşte onlar Allah’ın kalplerini mühürlediği ve arzularına uymuş kimselerdir.

Ali Bulaç

Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp-gittikleri zaman, ilim verilenlere derler ki "O biraz önce ne söyledi?" İşte onlar; Allah, onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır.

Ali Fikri Yavuz

O münafıklardan seni dinlemeğe gelen de var. Hatta senin yanından çıktıkları zaman, (ashabdan) kendilerine ilim verilmiş olanlara şöyle derler "- O (peygamber), demin ne söyledi?" (Böylece alay ederler.) Bunlar öyle kimselerdir ki, Allah kalblerini mühürlemiştir de hep hevalarına uymuşlardır.

Bayraktar Bayraklı

`O, demin ne anlattı?` diye sorarlar. İşte onlar, Allah’ın kalplerini, kafalarını anlayışsız hale getirdiği kimselerdir. Onlar sadece, şahsî arzu ve ihtiraslarına uyarlar.

Bekir Sadak

Putperestlerin icinde seni dinleyenler vardir; sonra senin yanindan cikinca, bilgili kimselere «Az once ne demisti?» diye sorarlar. Iste bunlar, Allah’in kalblerini muhurlemis oldugu, kendi heveslerine uyan kimselerdir.

Celal Yıldırım

Onlardan kimi sana kulak verir de senden ayrılıp dışarı çıkınca, kendilerine (az-çok) ilim verilenlere, «az önce O ne söyledi ?» diye sorarlar. İşte bunlar Allah’ın, kalblerini mühürlediği kimselerdir ve bunlar heveslerine uyanlardır.

Cemal Külünkoğlu

(Ey Muhammed!) O (müşrik)lerden seni dinlemeye gelenler de var. Sonra senin yanından çıktıkları zaman, (ashaptan) kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla “O demin ne söyledi?” diye sorarlar. İşte onlar Allah`ın kalplerini mühürlediği, kendi heva ve heveslerine uyan kimselerdir.

Diyanet İşleri

Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıktıkları zaman (alay ederek), kendilerine bilgi verilmiş olanlara, "Az önce ne söyledi?" derler. İşte bunlar, Allah’ın, kalplerini mühürlediği ve nefislerinin arzularına uyan kimselerdir.

Diyanet Vakfı

Onların arasında, seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş olanlara «Az önce ne demişti?» diye sorarlar. Bunlar, Allah’ın kalplerini mühürlediği, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir.

Edip Yüksel

Onlardan bazıları var ki seni dinlerler. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine bilgi verilmiş olanlara, "Bu, demin ne söyledi?" diye sorarlar. İşte bunlar, ALLAH’ın kalplerini damgaladığı kimselerdir ve onlar heveslerinin ardına düşmüşlerdir.

Elmalılı Hamdi Yazır

Ey Muhammed! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla «O demin ne söyledi?» diye sorarlar. İşte onlar Allah’ın kalplerini mühürlediği kimselerdir. Onlar sadece kendi heva ve heveslerine uyarlar.

Fizil-al il Kuran

Ey Muhammed! Onların içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca, bilgili kimselere «Az önce ne demişti?» diye sorarlar. İşte bunlar, Allah’ın kalplerini mühürlemiş olduğu, kendi heveslerine uyan kimselerdir.

Gültekin Onan

Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp gittikleri zaman ilim verilenlere derler ki "O biraz önce ne söyledi?" İşte onlar; Tanrı, onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi hevalarına uymuşlardır.

Harun Yıldırım

Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıpgittikleri zaman, ilim verilenlere derler ki "O biraz önce ne söyledi?" İşte onlar; Allah, onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi hevalarına uymuşlardır.

Hasan Basri Çantay

Onlardan öyle kimseler vardır ki seni dinler (ler). Nihayet yanından çıkdıkları zaman kendilerine ilim verilmiş olanlara «O, demin ne söylediydi ha?» derler. Onlar öyle kişilerdir ki Allah kalblerinin üzerine mühür basmışdır. Onlar hevaa (ve heves) lerine uymuşlardır.

Hayrat Neşriyat

Onlardan seni dinleyen kimseler de vardır. Fakat senin yanından ayrıldıkları zaman, kendilerine ilim verilmiş olanlara (sahâbelere, alaylı bir şekilde) `Az önce ne demişti?` derler. İşte onlar öyle kimselerdir ki, (isyanlarındaki bu ısrarları yüzünden) Allah kalblerini mühürlemiştir. Çünki (onlar nefislerinin) arzularına uymuşlardır.

İbn-i Kesir

Onların arasında seni dinleyenler vardır. Nihayet senin yanından çıkınca, kendilerine ilim verilmiş olanlara Az önce ne demişti? diye sorarlar. İşte bunlar, Allah’ın kalblerini mühürlemiş olduğu ve kendi heveslerine uyan kimselerdir.

İlyas Yorulmaz

Onlardan senin yanından çıkıncaya kadar seni dinleyenler var. Çıktıktan sonra kendilerine ilim verilenlere burun kıvırarak "Bu ne söylüyor" derler. İşte böyleleri Allah’ın kalplerini kapattıkları ve arzularına uyan kimselerdir.

İskender Ali Mihr

Ve seni dinleyenlerden bir kısmı, senin yanından çıktıkları zaman, kendilerine ilim verilenlere "Biraz önce (O) ne dedi?" dediler. İşte onlar, Allah’ın, kalplerini mühürledikleri kişilerdir ve onlar hevalarına tâbî olanlardır.

Kadri Çelik

Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp gittikleri zaman kendilerine ilim verilenlere derler ki "O biraz önce ne söyledi?" İşte bunlar, Allah’ın kalplerini mühürlemiş olduğu, kendi heveslerine uyan kimselerdir.

Muhammed Esed

Şimdi bu çaresiz günahkarlar arasında seni (ey Muhammed) dinliy(or görün)enler var, ama yanından ayrıldıktan sonra (senin mesajını) anlamış olanlara (küçümseyici bir edayla) "O şimdi ne anlattı bakalım?" diye sorarlar. Böyleleri, kalpleri Allah tarafından mühürlenmiş olanlardır, çünkü onlar (her zaman) sadece kendi tutku ve ihtiraslarına uymuşlardır.

Mustafa İslamoğlu

Onların arasından sana kulak verir (gibi) yapanlar var nihayet senin yanından çıktıklarında, mesajı kavramış olanlara "Sahi, o demin ne dedi(!)" diye sorarlar. İşte, Allah`ın kalplerini mühürlediği ve keyiflerine göre davranan kimseler onlardır.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve onlardan bazı kimseler vardır ki, seni dinler, sonra senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilim verilmiş olanlara derler ki «O biraz evvel ne söyledi?» Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onların kalbleri üzerini mühürlemiştir ve hevâlarına tâbi olmuşlardır.

Ömer Öngüt

Resulüm! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine ilim verilen kimselere (alay yoluyla) "O demin ne demişti?" derler. İşte bunlar Allah’ın kalplerini mühürlemiş olduğu, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir.

Sadık Türkmen

Onlarin içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca mesajı kavramış kimselere; "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. İşte (inkârlarından dolayı) bunların, (kalpleri üzerinde yeni bir huy/yapı oluşmuş) kalpleri stresle/bunalımla dolmuştur. Bunlar kendi heveslerine uyan kimselerdir.

Seyyid Kutub

Ey Muhammed! Onların içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca, bilgili kimselere «Az önce ne demişti?» diye sorarlar. İşte bunlar, Allah’ın kalplerini mühürlemiş olduğu, kendi heveslerine uyan kimselerdir.

Suat Yıldırım

Onlardan seni dinlemeye gelen de vardır. Ama ne zaman ki senin yanından çıkarlar, o vakit sana kulak verip meseleleri öğrenenlere "Sahi, az önce o, neler söylüyordu?" diye sorarlar. İşte Allah onların kalplerini mühürlemiş ve onlar da hevalarına uymuşlardır.

Süleyman Ateş

Onlardan kimi de gelip seni dinler. Fakat senin yanından çıktıkları zaman kendilerine bilgi verilmiş olanlara "Demin ne söyledi?" derler. Onlar Allâh’ın kalblerini mühürlediği, keyiflerinin ardına düşmüş kimselerdir.

Şaban Piriş

İçlerinde seni dinleyenler vardır. Senin yanından çıktıkları zaman, kendilerine ilim verilenlere sorarlar -Demin ne söylemişti? Onlar, heveslerine uyduğu için Allah, onların kalblerini mühürlemiştir.

Tefhim-ul Kur'an

Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp gittikleri zaman, kendilerine ilim verilenlere derler ki «O biraz önce ne söyledi?» İşte onlar; Allah, onların kalplerini damgalamıştır ve onlar kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır.

Yaşar Nuri Öztürk

İçlerinden bir kısmı seni dinler, sonra senin yanından çıktıklarında, kendilerine ilim verilmiş olanlara şöyle sorarlar "Az önce ne söyledi?" İşte bunlar, Allah’ın, kalplerine mühür bastığı kimselerdir, boş arzularının ardına düşmüşlerdir.

Yusuf Ali (İngilizce)

And among them are men who listen to thee, but in the end, when they go out from thee, they say to those who have received Knowledge, "What is it he said just then?" Such are men whose hearts Allah has sealed, and who follow their own lusts.

KELİME KÖKLERİ
وَمِنْهُمْ
ve minhum
ve onlardan
مَنْ
men
kimisi
يَسْتَمِعُ
yestemiǔ
seni dinler س م ع
إِلَيْكَ
ileyke
gelip
حَتَّىٰ
Hattā
nihayet
إِذَا
iƶā
zaman
خَرَجُوا
ḣaracū
çıktıkları خ ر ج
مِنْ
min
-dan
عِنْدِكَ
ǐndike
senin yanın- ع ن د
قَالُوا
ḳālū
derler ق و ل
لِلَّذِينَ
lilleƶīne
olanlara
أُوتُوا
ūtū
verilmiş ا ت ي
الْعِلْمَ
l-ǐlme
bilgi ع ل م
مَاذَا
māƶā
ne?
قَالَ
ḳāle
söyledi ق و ل
انِفًا
ānifen
az önce ا ن ف
أُولَٰئِكَ
ulāike
onlar
الَّذِينَ
elleƶīne
kimselerdir
طَبَعَ
Tabeǎ
mühürlediği ط ب ع
اللَّهُ
llahu
Allah’ın
عَلَىٰ
ǎlā
üzerini
قُلُوبِهِمْ
ḳulūbihim
kalbleri ق ل ب
وَاتَّبَعُوا
vettebeǔ
ve ardına düşmüş ت ب ع
أَهْوَاءَهُمْ
ehvā'ehum
keyiflerinin ه و ي