إِنَّ الَّذِينَ يُنَادُونَكَ مِنْ وَرَاءِ الْحُجُرَاتِ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ
İnnellezıne yünaduneke miv verail hucürati ekseruhüm la ya’kılun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Odaların ardından bağırarak sana seslenenlerin çoğu, akıl etmeyen kişilerdir. |
Abdullah Parlıyan |
Gerçek şu ki ey peygamber! Sana evinin dışından bağırarak seslenenler var ya onların çoğu, akıllarını kullanamayan kimselerdir. |
Adem Uğur |
(Resûlüm!) Sana odaların arka tarafından bağıranların çoğu aklı ermez kimselerdir. |
Ahmed Hulusi |
Sana, evinin dışından (dışarıdan) seslenenlere gelince, onların çoğunluğu aklını kullanmayanlardır! |
Ahmet Varol |
Şüphesiz seni odaların arkasından çağıranların çoğu akıl etmeyenlerdir. |
Ali Bulaç |
Şüphesiz, hücrelerin ardından sana seslenenler de, onların çoğu aklını kullanmıyor. |
Ali Fikri Yavuz |
Hücrelerin (Peygambere ait odaların) önünden seni çağıranlar (var ya), onların çoğu aklı ermiyenlerdir. |
Bayraktar Bayraklı |
Sana odaların arkasından bağıranların çoğu, aklı ermez kimselerdir. |
Bekir Sadak |
Sana odalarin otesinden seslenenlerin cogu akletmeyen kimselerdir. |
Celal Yıldırım |
Şüphesiz onlar ki (sana ait) odaların arkasından sana seslenirler, çoğunun aklı ermez. |
Cemal Külünkoğlu |
(Ey Peygamber!) Seni evinin dışından çağıranlar var ya, işte onların çoğu akıllarını kullanmazlar. |
Diyanet İşleri |
(Ey Muhammed!) Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir. |
Diyanet Vakfı |
(Resûlüm!) Sana odaların arka tarafından bağıranların çoğu aklı ermez kimselerdir. |
Edip Yüksel |
Odaların/duvarların ardından sana seslenenlerin çoğu düşüncesiz kimselerdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
(Resulüm!) Sana odaların arkasından bağıranların çokları, aklı ermez kimselerdir. |
Fizil-al il Kuran |
Ey Muhammed! Odaların arkasından sana bağıranların çoğu, düşüncesiz kimselerdir. |
Gültekin Onan |
Şüphesiz, hücrelerin ardından sana seslenenler de, onların çoğu, akletmiyor. |
Harun Yıldırım |
Şüphesiz odaların ardından sana seslenenler de, onların çoğu aklını kullanmıyor. |
Hasan Basri Çantay |
Hücrelerin ardından sana ünleyenler (var ya) onların, çoğunun akılları ermez. |
Hayrat Neşriyat |
(Ey Habîbim!) Doğrusu sana hucurât`ın (odaların) arkasından (evinin dışından, edebe muhâlif olarak) seslenen kimseler var ya, onların çoğu (bu âdâba) akıl erdirmiyorlar. |
İbn-i Kesir |
Muhakkak ki sana, hücrelerin ardından seslenenlerin çoğunun akılları ermez. |
İlyas Yorulmaz |
Şurası muhakkak ki, Allah’ın elçisi evinde iken, odalarının arkasından elçiye bağırarak seslenenlerin çoğu, Allah’ın ikazlarını akledemeyen kimselerdir. |
İskender Ali Mihr |
Muhakkak ki sana odaların dışından seslenenlerin çoğu akıl etmezler. |
Kadri Çelik |
Şüphesiz odaların ardından sana seslenenler de (var ya), onların çoğu aklını kullanmıyorlar. |
Muhammed Esed |
Gerçek şu ki (ey Peygamber,) seni evinin dışından çağıranlar var ya, işte onların çoğu akıllarını kullanmazlar. |
Mustafa İslamoğlu |
Ne var ki sana hanelerin berisinden seslenenler de var; onların çoğu kafalarını kullanmazlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Muhakkak o kimseler ki, sana hücrelerin arkasından nidâ ediverirler. Onların çoğu âkilâne düşünmezler. |
Ömer Öngüt |
Resulüm! Sana odaların ötesinden seslenenlerin çokları düşüncesiz kimselerdir. |
Sadık Türkmen |
(Ey Muhammed!) Odaların arkasından sana bağıranların çoğu, düşüncesiz kimselerdir. |
Seyyid Kutub |
Ey Muhammed! Odaların arkasından sana bağıranların çoğu, düşüncesiz kimselerdir. |
Suat Yıldırım |
Ama sana evinin dışından seslenenlerin ise ekserisi düşüncesiz, mâkul davranmayan kimselerdir. |
Süleyman Ateş |
Odaların arkasından sana bağıranların çoğu, düşüncesiz kimselerdir. |
Şaban Piriş |
Sana odaların arkasından bağıranların çoğu aklını kullanmıyorlar. |
Tefhim-ul Kur'an |
Şüphesiz, hücrelerin ardından sana seslenenler de (var ya), onların çoğu aklını kullanmıyorlar. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Hücrelerin arkasından sana seslenenlere gelince, onların çoğu aklını çalıştırmamaktadır. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Those who shout out to thee from without the inner apartments - most of them lack understanding. |