فَطَوَّعَتْ لَهُ نَفْسُهُ قَتْلَ أَخِيهِ فَقَتَلَهُ فَأَصْبَحَ مِنَ الْخَاسِرِينَ
Fe tavveat lehu nefsühu katle ehıyhi fe katelehu fe asbeha minel hasirın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Nihâyet kardeşini öldürme hususunda nefsine uydu da öldürdü onu ve ziyankârlardan oluverdi. |
Abdullah Parlıyan |
Nihayet, nefsi onu, kardeşini öldürmeye teşvik ederek, ikna etti ve onu öldürdü. Bu yüzden de, hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Adem Uğur |
Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü bu yüzden de kaybedenlerden oldu. |
Ahmed Hulusi |
Nihayet benliğindeki hırs ve haset ona kardeşini öldürmeyi kolaylaştırdı, böylece onu öldürdü... Bu yüzden hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Ahmet Varol |
Nefsi ona kardeşini öldürmeyi hoş gösterdi, böylece onu öldürdü ve zarara uğrayanlardan oldu. |
Ali Bulaç |
Sonunda nefsi ona kardeşini öldürmeyi (tahrik edip zevkli göstererek) kolaylaştırdı; böylece onu öldürdü, bu yüzden hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Ali Fikri Yavuz |
Nihayet Kâbil nefsine uyarak kardeşini (Hâbil’i) öldürmeğe kalkışmış ve sonra onu öldürmüştü. Böylece ziyana uğrayanlardan olmuştu. |
Bayraktar Bayraklı |
Nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti; o da nefsine uyarak onu öldürdü, ziyana uğrayanlardan oldu. |
Bekir Sadak |
Bunun uzerine, kardesini oldurmekte nefsine uydu ve onu oldurerek, zarara ugrayanlardan oldu. |
Celal Yıldırım |
Kardeşini öldürmek için nefsi ona baş eğdirdi, o da tutup öldürdü ve zarara uğrayanlardan oldu. |
Cemal Külünkoğlu |
Sonunda (Kabil) nefsine uyarak kardeşini (Habil`i) öldürmeğe kalktı ve onu öldürdü. Böylece ziyana uğrayanlardan oldu. |
Diyanet İşleri |
Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de (nefsine uyarak) onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu. |
Diyanet Vakfı |
Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü bu yüzden de kaybedenlerden oldu. |
Edip Yüksel |
Egosu onu, kardeşini öldürmeye kışkırttı. Onu öldürdü ve böylece kaybetti. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Bunun üzerine kurbanı kabul edilmeyenin nefsi kendisini, kardeşini öldürmeye teşvik etti ve onu öldürdü. Böylece zarara uğrayanlardan oldu. |
Fizil-al il Kuran |
Buna rağmen öbür kardeş ihtiraslarına boyun eğerek kardeşini öldürdü ve böylece hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Gültekin Onan |
Sonunda nefsi ona kardeşini öldürmeyi kolaylaştırdı; böylece onu öldürdü, bu yüzden hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Harun Yıldırım |
Nihayet nefsi ona kardeşini öldürmeyi kolaylaştırdı da onu öldürdü. Böylece hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Hasan Basri Çantay |
Nihayet nefsi, kardeşini öldürmiye (isteyerek) uymuş da onu öldürmüşdü, bu yüzden (maddî, manevî) ziyana uğrayanlardan olmuşdu. |
Hayrat Neşriyat |
Nihâyet nefsi ona kardeşini öldürmeyi hoş (ve kolay) gösterdi de onu öldürdü; bu yüzden hüsrâna uğrayanlardan oldu. |
İbn-i Kesir |
Bunun üzerine kardeşini öldürmekte nefsine uydu ve onu öldürdü de hüsrana uğrayanlardan oldu. |
İlyas Yorulmaz |
Sonra diğeri, nefsinin kardeşini öldürme arzusuna uydu ve onu öldürdü. Sonra kendisine yazık edenlerden oldu. |
İskender Ali Mihr |
Bunun üzerine nefsi, onu, kardeşini öldürmeye kandırdı (kolay ve zevkli gösterdi). Böylece onu öldürdü, sonra hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Kadri Çelik |
Bunun üzerine nefsi kendine kardeşini öldürmeyi kolay gösterdi ve onu öldürerek, hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Muhammed Esed |
Fakat diğerinin ihtirası onu kardeşini öldürmeye sürükledi ve onu öldürdü Böylece hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Mustafa İslamoğlu |
Fakat diğerinin benlik davası, onu kardeşini öldürmeye sevk etti; sonunda onu öldürdü, böylece kaybedenlerden oldu. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Artık kardeşini öldürmeyi kendisine nefsi kolaylaştırdı da onu öldürdü. Sonra da ziyana uğramışlardan oldu. |
Ömer Öngüt |
Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü. Bu yüzden de kaybedenlerden oldu. |
Sadık Türkmen |
Derken nefsi onu, kardeşini öldürmeye sevketti de onu öldürdü ve böylece kaybedenlerden oldu. |
Seyyid Kutub |
Buna rağmen öbür kardeş ihtiraslarına boyun eğerek kardeşini öldürdü ve böylece hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Suat Yıldırım |
Nefsi, onu kardeşini öldürmeye itti. O da onu öldürüp ziyan edenlerden oldu. |
Süleyman Ateş |
Nefsi, onu kardeşini öldürmeye çağırdı, (o da nefsine uyarak) onu öldürdü, ziyana uğrayanlardan oldu. |
Şaban Piriş |
Bunun üzerine kardeşini öldürmek hususunda nefsi ona boyun eğdi. Ve onu öldürerek hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Tefhim-ul Kur'an |
Sonunda nefsi ona kardeşini öldürmeyi (tahrik edip zevkli göstererek) kolaylaştırdı; böylece onu öldürdü, bu yüzden hüsrana uğrayanlardan oldu. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye ısındırdı, o da onu öldürdü. Böylece hüsrana uğramışlardan oldu. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
The (selfish) soul of the other led him to the murder of his brother he murdered him, and became (himself) one of the lost ones. |
فَطَوَّعَتْ feTavveǎt |
çağırdı | ط و ع |
لَهُ lehu |
onu | |
نَفْسُهُ nefsuhu |
nefsi | ن ف س |
قَتْلَ ḳatle |
öldürmeye | ق ت ل |
أَخِيهِ eḣīhi |
kardeşini | ا خ و |
فَقَتَلَهُ feḳatelehu |
ve onu öldürdü | ق ت ل |
فَأَصْبَحَ fe eSbeHa |
böylece oldu | ص ب ح |
مِنَ mine |
-dan | |
الْخَاسِرِينَ l-ḣāsirīne |
ziyana uğrayanlar- | خ س ر |