بَلْ عَجِبُوا أَنْ جَاءَهُمْ مُنْذِرٌ مِنْهُمْ فَقَالَ الْكَافِرُونَ هَٰذَا شَيْءٌ عَجِيبٌ
Bel acibu en caehum munzirum minhum fe kalel kafirune haza şey’un acib
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Hayır, onlar, içlerinden bir korkutucunun gelmesine şaşıp kaldılar da kâfirler, gerçekten de dediler, bu şaşılacak bir şey. |
Abdullah Parlıyan |
"Bu ne tuhaf şey!" dediler. |
Adem Uğur |
Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kâfirler şöyle dediler "Bu şaşılacak bir şeydir." |
Ahmed Hulusi |
Bilakis aralarından bir uyarıcı onlara geldi diye hayret ettiler de, o hakikat bilgisini inkâr edenler şöyle dedi "Bu çok acayip bir şey..." |
Ahmet Varol |
’Bu şaşılacak bir şeydir’ dediler. |
Ali Bulaç |
Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler "Bu şaşılacak bir şey" dediler. |
Ali Fikri Yavuz |
Doğrusu (o Kureyşli) kâfirler, kendilerine içlerinden korkutucu bir peygamber geldiğine şaştılar da şöyle dediler "- Bu, tuhaf bir şey!... |
Bayraktar Bayraklı |
“Bu şaşılacak bir şeydir.” |
Bekir Sadak |
(2-3) Kafirler, aralarindan bir uyaricinin gelmesine sastilar da «Bu sasilacak bir sey; oldugumuz ve toprak oldugumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir donustur» dediler. |
Celal Yıldırım |
(2-3) Hayır, içlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamberin gelmesine şaştılar da, kâfirler «Bu şaşılacak şey!» dediler. «Biz öldüğümüz ve toprağa dönüştüğümüz zaman (tekrar dirilecek miyiz) ? Bu, uzak çok uzak bir dönüş!. |
Cemal Külünkoğlu |
(1-2) Kâf. Şanlı ve şerefli Kur`an`a andolsun ki, inkârcılar aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler “Bu şaşılacak bir şeydir.” |
Diyanet İşleri |
(1-2) Kâf. Şerefli Kur’ân’a andolsun ki kâfirler, aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler "Bu tuhaf bir şeydir!" |
Diyanet Vakfı |
Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kâfirler şöyle dediler «Bu şaşılacak bir şeydir.» |
Edip Yüksel |
İçlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesini tuhaf karşıladılar! Kafirler, "Bu tuhaf bir şey" dediler, |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Doğrusu kâfirler kendi içlerinden uyarıcı bir peygamber geldiğine şaşırdılar da dediler ki «Bu şaşılacak bir şeydir! |
Fizil-al il Kuran |
Kafirler aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da «Bu şaşılacak bir şeydir» dediler. |
Gültekin Onan |
Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler "Bu şaşılacak bir şey" dediler. |
Harun Yıldırım |
Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler "Bu, şaşılacak bir şeydir." dediler. |
Hasan Basri Çantay |
Bil’akis o kâfirler, kendilerine içlerinden inzâr edici (bir peygamber) geldi diye, hayrete düşdüler de «Bu, dediler, şaşılacak bir şey». |
Hayrat Neşriyat |
Bil`akis kendilerine içlerinden bir korkutucu gelmesine hayret ettiler de, o kâfirler dedi ki `Bu, şaşılacak bir şeydir!` |
İbn-i Kesir |
Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da o kafirler Bu, şaşılacak bir şey, dediler. |
İlyas Yorulmaz |
Onlar kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaşıp kaldılar. İnkâr edenler "Bu şaşılacak bir şey. " |
İskender Ali Mihr |
Hayır, kendilerinden bir nezirin onlara gelmesine şaşırdılar. Bunun üzerine kâfirler "Bu şaşılacak bir şey." dediler. |
Kadri Çelik |
Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar da o kâfirler, "Bu (diriliş) şaşılacak bir şey!" dediler. |
Muhammed Esed |
Onlar içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar; ve bu hakikat inkarcıları "Ne tuhaf bir şey bu!" diyorlar, |
Mustafa İslamoğlu |
Ama nerde! Onlar içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar ve işte bu kafirler dediler ki "Bu ne acayip bir iş! |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(1-2) Kâf. Ve bereketi pek ziyâde olan Kur’an hakkı için. Habibim! O kâfirler, seni tasdik etmediler. Belki kendilerinden bir korkutucu gelmesinden teaccüb ettiler. O kâfirler dedi ki «Bu şaşılacak bir şey.» |
Ömer Öngüt |
Aralarından bir uyarıcının gelmiş olmasına şaştılar da, kâfirler şöyle dediler "Bu şaşılacak bir şey!" |
Sadık Türkmen |
Içlerinden kendilerine bir uyarıcı gelmesine hayret ettiler de, inkârcılar "Bu acayip bir şeydir. |
Seyyid Kutub |
Kafirler aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da «Bu şaşılacak bir şeydir» dediler. |
Suat Yıldırım |
(2-3) Doğrusu, onlar, kendilerinden birinin, uyarıp irşad etmek için gelmesine şaşırdılar da kâfirler "Bu, ne tuhaf şey!" dediler, "Biz ölüp de toprak olduktan sonra mı dirileceğiz? Bu, aklın alamayacağı kadar uzak bir ihtimal!" |
Süleyman Ateş |
İçlerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kâfirler "Bu tuhaf bir şeydir" dediler. |
Şaban Piriş |
Kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaşırdılar da, kafirler Bu, acayip bir şey, dediler. |
Tefhim-ul Kur'an |
Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı korkutucunun gelmesine şaştılar da, o kâfirler «Bu şaşılacak bir şey» dediler. |
Yaşar Nuri Öztürk |
İş sanıldığı gibi değil! Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre batanlar "Acayip şey bu!" |
Yusuf Ali (İngilizce) |
But they wonder that there has come to them a Warner from among themselves. So the Unbelievers say "This is a wonderful thing! |
بَلْ bel |
doğrusu | |
عَجِبُوا ǎcibū |
şaştılar | ع ج ب |
أَنْ en |
||
جَاءَهُمْ cā'ehum |
gelmesine | ج ي ا |
مُنْذِرٌ munƶirun |
bir uyarıcı | ن ذ ر |
مِنْهُمْ minhum |
içlerinden | |
فَقَالَ feḳāle |
dediler | ق و ل |
الْكَافِرُونَ l-kāfirūne |
kafirler | ك ف ر |
هَٰذَا hāƶā |
bu | |
شَيْءٌ şey'un |
bir şeydir | ش ي ا |
عَجِيبٌ ǎcībun |
tuhaf | ع ج ب |