مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوَىٰ

Ma dalle sahıbukum ve ma ğava

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Arkadaşınız, gerçekten ne saptı, ne ayrıldı.

Abdullah Parlıyan

Sizin bu arkadaşınız Muhammed, ne sapıttı, ne azıttı

Adem Uğur

Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı.

Ahmed Hulusi

Arkadaşınız ne saptı ne de azdı!

Ahmet Varol

Arkadaşınız sapmadı da, azmadı da.

Ali Bulaç

Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı.

Ali Fikri Yavuz

Sapmadı doğru yoldan arkadaşınız (Hz. Peygamber), azıtmadı da; (haberiniz olsun, ey Kureyş halkı!)

Bayraktar Bayraklı

(1-4) Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız Muhammed sapmadı, azmadı. O, arzusuna göre de konuşmuyor. Bildirdikleri, kendisine vahyolunan bir vahiyden ibarettir.

Bekir Sadak

Arkadasiniz (Muhammed) sapmamis ve azmamistir.

Celal Yıldırım

Arkadaşınız (Muhammed) ne sapıttı, ne de azıttı.

Cemal Külünkoğlu

(1-2) Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed Hak`tan) sapmadı ve (batıla inanıp da) azmadı.

Diyanet İşleri

(1-2) Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.

Diyanet Vakfı

(1-3) Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı; o, arzusuna göre de konuşmaz.

Edip Yüksel

Arkadaşınız (Muhammed) ne sapmıştır, ne de azmıştır.

Elmalılı Hamdi Yazır

Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı.

Fizil-al il Kuran

Arkadaşınız Muhammed ne sapıttı ne de azıttı.

Gültekin Onan

Arkadaşınız (olan peygamber) sapmadı ve azmadı.

Harun Yıldırım

Arkadaşınız asla sapmadı, batıla da yönelmedi.

Hasan Basri Çantay

saahibiniz (doğru yoldan) sapmadı. Baatıla da inanmadı.

Hayrat Neşriyat

(1-2) Battığı zaman necm`e (o yıldıza) and olsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve azmadı!

İbn-i Kesir

Arkadaşınız sapmamış ve azmamıştır.

İlyas Yorulmaz

Sizin arkadaşınız ne sapıktır, nede azgın birisidir.

İskender Ali Mihr

Sahibiniz dalâlete düşmedi ve azmadı.

Kadri Çelik

Ki arkadaşınız (olan peygamber) şaşmadı ve yoldan çıkmadı.

Muhammed Esed

Sizin bu arkadaşınız ne sapmış, ne de aldatılmıştır,

Mustafa İslamoğlu

Arkadaşınız ne sapmıştır, ne kanmıştır;

Ömer Nasuhi Bilmen

(2-3) Sahibiniz şaşırmadı ve bâtıla inanmadı. Ve hevâdan söz söylemez.

Ömer Öngüt

Arkadaşınız sapmamış ve azmamıştır.

Sadık Türkmen

Arkadaşınız (doğru yoldan) sapmadı ve azıtmadı (doğru yoldan çıkmadı) da!

Seyyid Kutub

Arkadaşınız Muhammed ne sapıttı ne de azıttı.

Suat Yıldırım

Arkadaşınız (Muhammed) yanılmadı, sapmadı, aldanmadı.

Süleyman Ateş

Arkadaşınız sapmadı, azmadı.

Şaban Piriş

Arkadaşınız sapıtmadı, azdırılmadı.

Tefhim-ul Kur'an

Sahibiniz (olan peygamber) şaşırıp sapmadı ve azmadı.

Yaşar Nuri Öztürk

Ki arkadaşınız ne saptı ne de azdı.

Yusuf Ali (İngilizce)

Your Companion is neither astray nor being misled.

KELİME KÖKLERİ
مَا
ضَلَّ
Delle
sapmadı ض ل ل
صَاحِبُكُمْ
SāHibukum
arkadaşınız ص ح ب
وَمَا
ve mā
ve
غَوَىٰ
ğavā
azmadı غ و ي