وَمَا لَهُمْ بِهِ مِنْ عِلْمٍ ۖ إِنْ يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ ۖ وَإِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئًا
Ve ma lehum bihi mim ılm iy yettebiune illez zann ve innez zanne la yuğni minel hakkı şey’a
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Onların, bu hususta hiçbir bilgisi yok, ancak zanna kapılıyorlar ve şüphe yok ki zan, gerçeğe karşı hiçbir şeye yaramaz. |
Abdullah Parlıyan |
Onların bu hususta hiç bir gerçek bilgileri yoktur, ancak zanna kapılıyorlar. Şüphesiz ki onların öyle zannetmeleri hiçbir zaman gerçeğin yerini tutmaz. |
Adem Uğur |
Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez. |
Ahmed Hulusi |
Oysa bu hususta onların bir ilmi (delilleri) yoktur... Onlar ancak zanna uyuyorlar! Muhakkak ki zan, gerçeği yansıtmaz! |
Ahmet Varol |
Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise gerçekten yana bir şey kazandırmaz. |
Ali Bulaç |
Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, haktan yana hiçbir yarar sağlamaz. |
Ali Fikri Yavuz |
Halbuki buna dair bir bilgileri yok; ancak zanna tâbi oluyorlar. Zan ise, hak olan ilmin yerini tutmaz. |
Bayraktar Bayraklı |
Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise asla gerçeği ifade etmez. |
Bekir Sadak |
Oysa onlarin bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece saniya uyarlar. Sani ise suphesiz gercegi ifade etmez. |
Celal Yıldırım |
Onların bu hususta hiçbir bilgisi yoktur; sadece öyle sanırlar da uyup giderler. Zann ise haktan yana hiçbir şey ifâde etmez. |
Cemal Külünkoğlu |
Hâlbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna (kuruntuya) uyuyorlar. Şüphesiz zan (kuruntu), hakikat namına hiçbir şey ifade etmez. |
Diyanet İşleri |
Hâlbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna uyuyorlar. Şüphesiz zan, hakikat namına hiçbir şey ifade etmez. |
Diyanet Vakfı |
Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez. |
Edip Yüksel |
Onların bu konuda bir bilgileri yoktur, sadece sanıları izlemektedirler ve sanılar gerçeğin yerini tutmaz. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise, şüphesiz hakikat bakımından birşey ifade etmez. |
Fizil-al il Kuran |
Oysa onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Sadece sanılarının peşinden gidiyorlar. Sanıları ise gerçeğin kırıntısının bile yerini tutamaz. |
Gültekin Onan |
Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, haktan yana hiçbir yarar sağlamaz. |
Harun Yıldırım |
Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur. Onlar yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, haktan yana hiçbir yarar sağlamaz. |
Hasan Basri Çantay |
Halbuki onların buna dâir de bilgisi yokdur. Onlar kuruntudan başkasına tâbi’ olmazlar. Kuruntu ise, şübhesiz, hakdan hiç birşey’i ifâde etmez. |
Hayrat Neşriyat |
Hâlbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sâdece zanna uyuyorlar. Şübhesiz ki zan ise, haktan bir şeyi fayda vermez. |
İbn-i Kesir |
Halbuki onların bu hususta bilgileri yoktur. Onlar, sadece zanna uyarlar. Zan ise hiç şüphesiz gerçekten bir şey ifade etmez. |
İlyas Yorulmaz |
(Meleklerin cinsiyeti ile ilgili) Hiçbir bilgiye sahip olmadıkları halde, yalnızca zanna tabi oluyorlar. Hâlbuki zan, gerçek doğrulardan yana hiçbir şey ifade etmez. |
İskender Ali Mihr |
Ve onların (melekler konusunda) bir ilmi yoktur. Onlar sadece zanna tâbî olurlar. Ve muhakkak ki zan, Hak’tan yana hiçbir şeye fayda sağlamaz. |
Kadri Çelik |
Oysa onların bununla ilgili hiç bir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, haktan yana hiç bir yarar sağlamaz. |
Muhammed Esed |
ve onların bu konuda hiçbir bilgileri olmadığından yalnızca zannın ardından giderler ama zan, hiçbir zaman gerçeğin yerini tutmaz. |
Mustafa İslamoğlu |
Ama onların bu konuda hiçbir bilgisi bulunmamakta, sadece zannın peşine düşmekteler şu da bir gerçek ki, zan asla gerçeğin yerini tutamaz. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Onların ona dair bir bilgileri yoktur. Zandan başka bir şeye tâbi olmazlar. Halbuki şüphe yok ki zan, haktan hiçbir şey ifade etmez. |
Ömer Öngüt |
Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna uyarlar. Zan ise hiç şüphesiz ki hakikat bakımından bir şey ifade etmez. |
Sadık Türkmen |
Oysa bu konuda onların hiçbir ilmi/bilgisi yoktur. Sadece zanna tâbi oluyorlar/tahmin yürütüyorlar. Halbuki tahmin/zan (ilimden değildir), gerçek adına hiçbir şey ifade etmez. |
Seyyid Kutub |
Oysa onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Sadece sanılarının peşinden gidiyorlar. Sanıları ise gerçeğin kırıntısının bile yerini tutamaz. |
Suat Yıldırım |
Onların buna dair hiçbir bilgileri yoktur. Sadece ve sadece zanna tâbi oluyorlar. Oysa zan, hakikat karşısında ne ifade eder ki! |
Süleyman Ateş |
Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise haktan hiçbir gerçek kazandırmaz. (Zan ile gerçeğe ulaşılmaz.) |
Şaban Piriş |
Oysa, bu konuda bir bilgileri yoktur. Sadece zanna tâbi oluyorlar. Zan ise gerçekten bir şey ifade etmez. |
Tefhim-ul Kur'an |
Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, haktan yana hiçbir yarar sağlamaz. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Yalnızca sanıya uyuyorlar. Sanı ise haktan hiçbir şey kazandırmaz. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
But they have no knowledge therein. They follow nothing but conjecture; and conjecture avails nothing against Truth. |
وَمَا ve mā |
ve yoktur | |
لَهُمْ lehum |
onların | |
بِهِ bihi |
bu hususta | |
مِنْ min |
hiçbir | |
عِلْمٍ ǐlmin |
bilgileri | ع ل م |
إِنْ in |
hayır | |
يَتَّبِعُونَ yettebiǔne |
onlar uyuyorlar | ت ب ع |
إِلَّا illā |
sadece | |
الظَّنَّ Z-Zenne |
zanna | ظ ن ن |
وَإِنَّ ve inne |
ve elbette | |
الظَّنَّ Z-Zenne |
zan | ظ ن ن |
لَا lā |
||
يُغْنِي yuğnī |
kazandırmaz | غ ن ي |
مِنَ mine |
yana | |
الْحَقِّ l-Haḳḳi |
hak(tan) | ح ق ق |
شَيْئًا şey’en |
hiçbir şey | ش ي ا |