تَجْرِي بِأَعْيُنِنَا جَزَاءً لِمَنْ كَانَ كُفِرَ
Tecri bi a’yunina cezael li men kane kufir
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Gözümüzün önünde akıp giderdi; bir mükâfattı nankörlük görene. |
Abdullah Parlıyan |
Kendisine karşı nankörlük edilen kulumuz Nuh’a, bizden bir mükafat olmak üzere gemi, gözetimimiz ve denetimimiz altında yüzüp yol alıyordu. |
Adem Uğur |
İnkâr edilmiş olana (Nuh’a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu. |
Ahmed Hulusi |
(Tekne) gözetimimizde akıp gidiyordu. Nankörlük edilene (Nuh’a) bir ceza olmak üzere! |
Ahmet Varol |
O (gemi) inkar edilen kişiye bir mükafat olarak gözlerimizin önünde akıp gidiyordu. |
Ali Bulaç |
Gözlerimiz önünde akıp-gitmekteydi. (Kendisi ve getirdikleri) İnkar edilmiş-nankörlük edilmiş olan (Nuh)a bir mükafaat olmak üzere. |
Ali Fikri Yavuz |
Öyle ki, muhafazamız altında akıb gidiyordu. Bunu, (peygamberlik nimeti) inkâr edilen Nuh’a, bir mükâfat olarak yaptık. |
Bayraktar Bayraklı |
İnkâr edilmiş Nûh`a bir ödül olmak üzere, gemi gözlerimizin önünde akıp gidiyordu. |
Bekir Sadak |
(13-14) Onu, tahtadan yapilmis, mihla cakilmis bir gemiye bindirdik; inkar edilmis olan Nuh’a mukafat olarak verdigimiz gemi nezaretimiz altinda yuzuyordu. |
Celal Yıldırım |
Nankörlük ve inkâr edilen kimseye (Nuh’a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözetim ve denetimimiz altında yüzüp yol alıyordu. |
Cemal Külünkoğlu |
Mesajı inkâr edilen kulumuz (Nuh)`a ödül olarak yaptırılan bu gemi, gözetimimiz altında akıp gidiyordu. |
Diyanet İşleri |
Gemi, inkâr edilen kimseye (Nuh’a) bir mükâfat olarak gözetimimiz altında yüzüyordu. |
Diyanet Vakfı |
İnkâr edilmiş olana (Nuh’a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu. |
Edip Yüksel |
Reddedilmiş olan kişiye bir ödül olarak gözetimimiz altında akıp gidiyordu. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Nankörlük edilen (kulumuz)a bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu. |
Fizil-al il Kuran |
Mesajı inkar edilen kulumuza ödül olarak bu gemi gözetimimiz altında yüzüyordu. |
Gültekin Onan |
Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisi ve getirdikleri) küfredilmiş olan (Nuh)’a bir mükafaat olmak üzere. |
Harun Yıldırım |
Gözlerimiz önünde akıpgitmekteydi. İnkarnankörlük edilmiş olana bir mükafat olmak üzere. |
Hasan Basri Çantay |
ki (o gemi; hakkında) nankörlük edilmiş bulunan (o zât) e bir mükâfat olmak üzere, bizim gözlerimiz önünde akıb gidiyordu. |
Hayrat Neşriyat |
(O gemi) bizim nezâretimizde akıp gidiyordu. İnkâr edilmiş olan (Nûh)`a bir mükâfât olarak (böyle yaptık). |
İbn-i Kesir |
Küfredilmiş olana mükafat olmak üzere Bizim gözetimimizle yüzüyordu. |
İlyas Yorulmaz |
Toplumları tarafından inkâr edilmiş olanlara mükâfat olarak, gemi bizim gözetimimizde akıp gidiyordu. |
İskender Ali Mihr |
(Gemi) gözlerimizin önünde yüzerek akıp gidiyordu, inkâr edilmiş olana (Hz. Nuh’a) bir mükâfat olarak. |
Kadri Çelik |
İnkâr edilmiş olana (Nuh’a) bir mükâfat olarak gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. |
Muhammed Esed |
ve (gemi), gözlerimizin önünde akıp gitti. (Bu,) nankörce reddedilmiş olan o (Nuh) için bir ödüldü. |
Mustafa İslamoğlu |
o (gemi) gözetimimiz altında yol aldı; (bu), nankörlüğe maruz kalan (Nuh`a) verilmiş bir ödüldü. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(13-14) Ve O’nu (Nûh’u) levhaları ve kenetleri bulunan şey üzerine yükledik. (O gemi) Bizim nezaretimiz altında akıp gidiyordu. O tekzîp edilmiş olana (Nûh aleyhisselâm’a) bir mükâfaat olarak. |
Ömer Öngüt |
İnkâr edilen (Nuh’a) bir mükâfat olmak üzere gemi, nezaretimiz altında akıp gidiyordu. |
Sadık Türkmen |
Bizim gözetimimizde akıp gidiyordu. Nankörlük edilmiş olan kimseye (Nuh’a) bir mükâfat olarak! |
Seyyid Kutub |
Mesajı inkar edilen kulumuza ödül olarak bu gemi gözetimimiz altında yüzüyordu. |
Suat Yıldırım |
O kadri bilinmemiş değerli insana, bir mükâfat olarak gemi, Bizim inayetimiz altında akıp gidiyordu. |
Süleyman Ateş |
(Kendisine karşı) Nankörlük edilen (kulumuz)a (bizden) bir mükâfât olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu. |
Şaban Piriş |
Gözlerimizin önünde akıp gitti. İnkar edilen (Nuh’a) bir ödül olarak. |
Tefhim-ul Kur'an |
Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisine ve getirdiklerine karşı) Küfredilip nankörlük edilmiş olan (Nuh)’a bir mükafat olmak üzere. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Akıp gidiyordu gözlerimizin önünde, bir ödül olarak nankörlüğe uğratılan kişi için. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
She floats under our eyes (and care) a recompense to one who had been rejected (with scorn)! |