← KAMER 54:15 →

Ve andolsun ki bir delil olarak bıraktık onu, fakat bir ibret alan mı var?

Andolsun o geminin yapılışını veya tufan hadisesini veya geminin kalıntılarını açık bir belge, tarihi bir ibret ve ayet olarak bıraktık. Öyleyse yok mudur ondan ders almak isteyen?

Andolsun ki onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?

Andolsun ki onu (tekneyi insanlar için) bir işaret olarak (geride) bıraktık! Düşünen yok mu?

Andolsun ki, bunu bir ibret olarak bıraktık. Fakat öğüt alan var mı?

Andolsun, Biz bunu bir ayet olarak bıraktık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?

Celâlim hakkı için, biz bu vak’ayı (veya gemiyi), bir alâmet (ve ibret dersi) olarak bıraktık; fakat düşünen mi var?

Andolsun ki, gemiyi bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?

And olsun ki Biz, o gemiyi bir ibret olarak biraktik; ogut alan yok mudur?

And olsun ki biz, o gemiyi bir âyet (açık belge ve tarihî bir ibret) olarak bıraktık. Acaba öğüt ve ibret alan var mıdır?

Andolsun, biz o (tufan olayı)nı bir ibret olarak bıraktık. Var mı düşünüp öğüt alan?

Andolsun, biz onu (tufan olayını) bir ibret olarak bıraktık. Var mı düşünüp öğüt alan?

Andolsun ki onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?

Bunu bir ders olarak bıraktık. Öğüt alan yok mudur?

Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?

Biz onu bir ibret dersi olarak geride bıraktık. İbret alan yok mu?

Andolsun, biz bunu bir ayet olarak bıraktık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

Andolsun ki biz onu bir ayet olarak bıraktık. O halde var mı ibret alıp düşünen?

Andolsun ki biz bunu bir âyet olarak bırakmışızdır. O halde bir düşünüb ibret alan var mı?

Celâlim hakkı için, bunu (bu gemiyi ve tûfan alâmetlerini) bir ibret olarak bıraktık; o hâlde bir ibret alan var mı?

Andolsun ki Biz, onu bir ayet olarak bıraktık. Düşünüp ibret alan var mı?

Yalanlayan Nuh toplumunu da, gelecek kuşaklara ibret olarak bıraktık. Düşünen yok mudur?

Ve andolsun ki Biz, onu (o gemiyi) bir âyet (ibret) olarak bıraktık. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?

Şüphesiz biz bunu bir ayet olarak bıraktık. Fakat hatırlayıp kendine gelen var mı?

Ve böyle (yüzen gemi)leri (insana rahmetimizin) ebedi bir işareti kıldık. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?

Doğrusu Biz, bu (kıssayı) bir (ibret) belgesi olarak bıraktık öyleyse yok mudur ders alan?

(15-16) Ve şanım hakkı için onu (o gemiyi) bir ibret olmak üzere bıraktık fakat hani yâd edip ibret alan? Artık Benim azabım ve korkutmam nasıl imiş?

Andolsun ki biz onu bir ibret olarak bıraktık. Öğüt alan yok mudur?

Ant olsun, onu bir ibret olarak bıraktık. Düşünüp de ibret alan yok mudur?

Biz onu bir ibret dersi olarak geride bıraktık. İbret alan yok mu?

Biz bir ibret olsun diye, o gemiyi geriye bıraktık. Haydi, var mı ibret alan?

Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?

Onu bir ayet (işaret) olarak bırakmıştık. İbret alan var mı?

Andolsun, biz bunu bir ayet olarak bıraktık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

Yemin olsun ki, biz onu bir ibret ve işaret olarak arkaya bıraktık. Yok mu araştırıp öğüt alacak?

And We have left this as a Sign (for all time) then is there any that will receive admonition?