مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ
Mereclbahreyni yeltekıyani.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
İki denizi salmıştır, nerdeyse karışacaklar. |
Abdullah Parlıyan |
Suyu acı ve tatlı iki denizi, birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. |
Adem Uğur |
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. |
Ahmed Hulusi |
Salmıştır (melekiyet ve hayvaniyet; şuur ve bilinç) iki denizi; kavuşup kucaklaşıyorlar. |
Ahmet Varol |
Birbirlerine kavuşmaları üzere iki denizi salıverdi. |
Ali Bulaç |
Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. |
Ali Fikri Yavuz |
(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiş, birbirlerine kavuşuyorlar. |
Bayraktar Bayraklı |
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. |
Bekir Sadak |
Aci ve tatli sulu iki denizi birbirine kavusmamak uzere salivermistir. |
Celal Yıldırım |
Birbirine kavuşmak üzere iki denizi salıverdi; |
Cemal Külünkoğlu |
(19-20) (Suları acı ve tatlı olan) iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. Ama aralarında birbirlerine karışmalarını önleyen bir engel vardır (Bir tarafın tuzlu suyu diğer tarafın tatlı suyuna karışmamaktadır). |
Diyanet İşleri |
(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar. |
Diyanet Vakfı |
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. |
Edip Yüksel |
İki denizi salmıştır; birbirlerine kavuşuyorlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
(Acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar. |
Fizil-al il Kuran |
Acı ve tatlı sulu iki denizi birbiri üzerine salarak yanyana getirdi. |
Gültekin Onan |
Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. |
Harun Yıldırım |
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıverdi. |
Hasan Basri Çantay |
(Suyu acı ve tatlı) iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermişdir. |
Hayrat Neşriyat |
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. |
İbn-i Kesir |
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. |
İlyas Yorulmaz |
Farklı iki deniz birbiriyle birleşir. |
İskender Ali Mihr |
İki denizi birbiri ile karşılaşacak (birbirine kavuşacak) şekilde akıttı. |
Kadri Çelik |
Birbirleriyle kavuşup karşılaşmak üzere (yeraltı kaynaklarındaki tatlı su ile okyanuslardaki tuzlu su içeren) iki denizi salıverdi. |
Muhammed Esed |
O, birbirlerine kavuşup karışabilmeleri için iki büyük su kütlesini serbest bırakmıştır; |
Mustafa İslamoğlu |
O, iki denizi salarak birbirine kavuşturur; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(O) İki denizi salıvermiştir, birbirine kavuşurlar. |
Ömer Öngüt |
Acı ve tatlı sulu iki denizi salıverdi, birbirine kavuşuyorlar. |
Sadık Türkmen |
(sulari tuzlu ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir, birbirine kavuşuyorlar. |
Seyyid Kutub |
Acı ve tatlı sulu iki denizi birbiri üzerine salarak yanyana getirdi. |
Suat Yıldırım |
O iki denizi salıverdi, birbirine kavuşurlar. |
Süleyman Ateş |
İki denizi salıverdi, birbirine kavuşuyorlar, |
Şaban Piriş |
İki denizi birbiriyle kavuşsun diye salıvermiştir. |
Tefhim-ul Kur'an |
Birbirleriyle kavuşup karşılaşmak üzere iki denizi salıverdi. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Salmıştır iki denizi; buluşup kucaklaşıyorlar. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
He has let free the two bodies of flowing water, meeting together |