فَكَانَتْ هَبَاءً مُنْبَثًّا
Ve fekanet hebaen munbessen.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Dağılmış zerre zerre toz haline gelince. |
Abdullah Parlıyan |
toz toprak haline geldiğinde, |
Adem Uğur |
Dağılıp toz duman haline geldiği, |
Ahmed Hulusi |
(Nihayet) dağılmış toz olduğunda. |
Ahmet Varol |
Böylece dağılmış toz haline geldiği, |
Ali Bulaç |
Derken toz duman halinde dağılıp-savrulduğu, |
Ali Fikri Yavuz |
Artık her şey etrafa dağılan toz duman olmuştur. |
Bayraktar Bayraklı |
(4-7) Yer şiddetle sarsıldığında, dağlar paramparça olup, etrafa saçılan toz haline geldiğinde ve sizler de üç sınıfa ayrıldığınızda. |
Bekir Sadak |
(4-7) Ey insanlar! Yer sarsildikca sarsildigi, daglar ufalandikca ufalanip da toz duman haline geldigi zaman, siz de uc sinif olursunuz. |
Celal Yıldırım |
(5-6) Dağlar tuz-buz olup parçalandığı, toz halinde dağıldığı zaman, |
Cemal Külünkoğlu |
(4-7) Yeryüzü şiddetli bir sarsıntıyla sarsıldığı ve dağlar paramparça olup, toz toprak haline geldiği zaman, sizler üç sınıfa ayrılırsınız. |
Diyanet İşleri |
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. |
Diyanet Vakfı |
Dağılıp toz duman haline geldiği, |
Edip Yüksel |
Artık o toz duman haline gelmiştir. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Dağılıp toz duman haline geldiği |
Fizil-al il Kuran |
Toz halinde boşluğa dağıldığı zaman. |
Gültekin Onan |
Derken toz duman halinde dağılıp savrulduğu, |
Harun Yıldırım |
Derken toz duman halinde dağılıpsavrulduğu zaman, |
Hasan Basri Çantay |
derken (hepsi de) dağılmış, toz haaline gelmişdir. |
Hayrat Neşriyat |
(4-6) (Ey insanlar!) Yer (şiddetli) bir sarsılışla sarsıldığı, dağlar ufalandıkça ufalanıp yayılmış toz toprak hâline geldiği zaman! |
İbn-i Kesir |
Dağılmış toz haline geldiği zaman; |
İlyas Yorulmaz |
Un ufak haline gelip dağıldığı (yok olduğu) zaman. |
İskender Ali Mihr |
Böylece dağılıp toz zerrecikleri haline gelmiştir. |
Kadri Çelik |
Derken toz duman halinde dağılıp savrulduğu. |
Muhammed Esed |
toz toprak haline geldiğinde |
Mustafa İslamoğlu |
toz zerrecikleri haline geldiğinde, |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(4-6) O zaman yer, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık (dağlar) dağılmış, toz haline gelmiştir. |
Ömer Öngüt |
Dağılıp toz duman haline geldiği zaman! |
Sadık Türkmen |
Derken, toz duman halinde savrulduğu zaman, |
Seyyid Kutub |
Toz halinde boşluğa dağıldığı zaman. |
Suat Yıldırım |
Uçuşan toz zerreleri haline geldiği zaman... |
Süleyman Ateş |
Dağılan toz duman haline geldiği |
Şaban Piriş |
Un ufak etrafa dağıldığı zaman... |
Tefhim-ul Kur'an |
Derken toz duman halinde dağılıp savrulduğu. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Hepsi un ufak olup dağılmıştır. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Becoming dust scattered abroad, |