لَوْ نَشَاءُ لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ

Lev neşa’u lece’alnahu hutamen fezaltum tefekkehune.

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Dilersek elbette onu kurutup çer çöp haline getirirdik de şaşırır kalır, nâdim olur dururdunuz.

Abdullah Parlıyan

Çünkü dileseydik, onu olgunlaşmadan kuru bir çöpe döndürürdük ve siz hayret ve dehşet içinde kalırdınız.

Adem Uğur

Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.

Ahmed Hulusi

Eğer dileseydik onu elbette kuru - cansız bitki kılardık da, şaşar kalırdınız!

Ahmet Varol

Eğer dileseydik, onu çürüyüp un ufak olmuş bir ahşap kalıntısına çevirirdik de, şaşakalır (ve derdiniz ki)

Ali Bulaç

Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız.

Ali Fikri Yavuz

Dileseydik o ekini çörçöp haline getirirdik de şöyle gevelerdiniz

Bayraktar Bayraklı

(63-67) Düşündünüz mü ektiklerinizi? Siz mi onları ekin haline getiriyorsunuz yoksa biz mi? Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız. “Doğrusu borç altına girdik, daha doğrusu biz yoksul kaldık” derdiniz.

Bekir Sadak

(65-67) Dilersek Biz onu cercop yapariz, sasar kalirsiniz da soyle dersiniz «Dogrusu borc altina girdik, hatta yoksun kaldik".

Celal Yıldırım

istesek onu çer-çöp yapardık da siz de şaşırıp kalırdınız..

Cemal Külünkoğlu

(65-67) Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde (şöyle) geveleyip dururdunuz “Muhakkak biz çok ziyandayız (emeklerimiz boşa gitti). Hatta büsbütün yoksun bırakıldık!”

Diyanet İşleri

Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz

Diyanet Vakfı

Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.

Edip Yüksel

Dileseydik onu samana çevirirdik de siz şaşardınız

Elmalılı Hamdi Yazır

Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık. Hayret eder dururdunuz.

Fizil-al il Kuran

Eğer isteseydik o ekinlerinizi ot kırıntılarına dönüştürürdük de şaşakalırdınız.

Gültekin Onan

Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar kalırdınız.

Harun Yıldırım

Dileseydik onu gerçekten bir ot kırıntısı kılardık da, siz hayret ederdiniz!

Hasan Basri Çantay

Eğer dileseydik muhakkak ki onu (tohumsuz) bir ot kırıntısı yapardık da siz de şaşakalırdınız.

Hayrat Neşriyat

Dileseydik onu elbette kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.

İbn-i Kesir

Dilersek Biz, onu çörçöp yaparız da şaşar kalırsınız.

İlyas Yorulmaz

Biz dilersek, o yetiştirdiklerimizi kupkuru bir ot haline getiririz ve sizde şaşıp kalırsınız da.

İskender Ali Mihr

Eğer Biz dileseydik, elbette onu kuru ot kılardık (yapardık). O zaman siz şaşırıp kalırdınız.

Kadri Çelik

Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık da böylelikle şaşar kalırdınız.

Muhammed Esed

(Çünkü,) dileseydik, onu kuru bir çöpe döndürürdük ve siz hayret (ve dehşet) içinde kalırdınız

Mustafa İslamoğlu

Eğer dileseydik, onu çürüyüp un ufak olmuş bir ahşap kalıntısına çevirirdik de, şaşakalır (ve derdiniz ki)

Ömer Nasuhi Bilmen

Eğer dilese idik onu elbette bir ot kırıntısı yapardık. Artık siz, şaşırır dururdunuz.

Ömer Öngüt

Eğer isteseydik onu (o ekini tohumsuz) bir ot kırıntısı yapardık da siz şaşakalırdınız.

Sadık Türkmen

Dileseydik onu kupkuru bir çöp yapardık, siz de şaşırıp kalırdınız

Seyyid Kutub

Eğer isteseydik o ekinlerinizi ot kırıntılarına dönüştürürdük de şaşakalırdınız.

Suat Yıldırım

Eğer isteseydik onu kuru çöp haline getirirdik, siz de şaşıp kalır, pişman olurdunuz

Süleyman Ateş

Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık, sızlanıp dururdunuz

Şaban Piriş

Dilersek, onu çör çöp yaparız da şaşırıp kalırsınız.

Tefhim-ul Kur'an

Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar kalırdınız.

Yaşar Nuri Öztürk

Dileseydik, onu kuru bir çöp haline getirirdik de başlardınız şu şekilde gevelemeye

Yusuf Ali (İngilizce)

Were it Our Will, We could crumble it to dry powder, and ye would be left in wonderment,

KELİME KÖKLERİ
لَوْ
lev
şayet
نَشَاءُ
neşā'u
dileseydik ش ي ا
لَجَعَلْنَاهُ
leceǎlnāhu
onu yapardık ج ع ل
حُطَامًا
HuTāmen
kuru bir çöp ح ط م
فَظَلْتُمْ
feZeltum
dururdunuz ظ ل ل
تَفَكَّهُونَ
tefekkehūne
sızlanıp ف ك ه