فَإِنْ كَذَّبُوكَ فَقُلْ رَبُّكُمْ ذُو رَحْمَةٍ وَاسِعَةٍ وَلَا يُرَدُّ بَأْسُهُ عَنِ الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ
Fe in kezzebuke fe kur rabbüküm zu rahmetiv vasiah ve la yüraddü be’sühu anil kavmil mücrimın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Seni yalanlarlarsa hemen de ki Rabbiniz geniş, engin bir rahmete sâhiptir, fakat azâbını da suçlu kavimden reddetmeye imkân yok. |
Abdullah Parlıyan |
Rabbinizin rahmeti sonsuzdur; ama günaha batmış insanları cezalandırması da kaçınılmazdır. |
Adem Uğur |
Eğer seni yalanlarlarsa de ki Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O’nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz. |
Ahmed Hulusi |
(Rasûlüm) eğer seni yalanladılar ise de ki "Rabbiniz, Vasi’ rahmet sahibidir... O’nun azabı suçlu toplumdan geri çevrilmez." |
Ahmet Varol |
’Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Ancak O’nun şiddetli azabı da suçlular topluluğundan geri çevrilmez.’ |
Ali Bulaç |
Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. O’nun şiddetli çarpması, suçlu-günahkarlar topluluğundan geri çevrilemez." |
Ali Fikri Yavuz |
Eğer getirdiğin hükümlerde seni tekzib ederlerse şöyle de"-Rabbiniz geniş rahmet sahibidir; fakat mücrimler (günahkârlar) topluluğundan onun şiddet ve kudreti geri çevrilemez." |
Bayraktar Bayraklı |
“Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber, O`nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz.” |
Bekir Sadak |
Seni yalanlarlarsa, «Rabbinizin rahmeti genistir; O’nun azabi suclu milletten geri cevrilemez» de. |
Celal Yıldırım |
Eğer seni yalanlarlarsa, de ki Rabbınız geniş rahmet sahibidir; O’nun saltanat kahrı, suçlu günahkâr topluluktan geri çevrilemez. |
Cemal Külünkoğlu |
(Ey Resulüm!) Eğer seni yalanlarlarsa de ki “Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O`nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz.” |
Diyanet İşleri |
Eğer seni yalanlarlarsa, de ki "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. (Bununla beraber) suçlu bir toplumdan O’nun azabı geri çevrilmez." |
Diyanet Vakfı |
Eğer seni yalanlarlarsa de ki Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O’nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz. |
Edip Yüksel |
Seni yalanlarlarsa "Efendiniz geniş rahmet sahibidir ve O’nun cezası suçlu toplumlardan geri çevrilemez" de. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Eğer seni yalanladılarsa, de ki «Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Bununla beraber O’nun azabı da suçlu toplumdan geri çevrilmez.» |
Fizil-al il Kuran |
Eğer onlar seni yalanlarlarsa de ki; «Rabbim, yaygın rahmet sahibidir. Ama O’nun günahkârlara yönelik azabını hiç kimse geri savamaz.» |
Gültekin Onan |
Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. O’nun şiddetli çarpması, suçlu-günahkarlar topluluğundan geri çevrilemez." |
Harun Yıldırım |
Seni yalanlarlarsa de ki "Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Fakat buna rağmen O’nun azabı günahkârlar topluluğundan geri çevrilmez." |
Hasan Basri Çantay |
Eğer (bunun üzerine) seni tekzîb ederlerse de ki «Rabbiniz geniş bir rahmet saahibidir. Onun satvet (-ü kudret) i ise günahkârlar güruhundan (uzaklaşdırılıb) döndürülemez». |
Hayrat Neşriyat |
Buna rağmen seni yalanlarlarsa artık de ki `Rabbiniz pek geniş bir rahmet sâhibidir. Fakat O`nun azâbı günahkârlar topluluğundan geri çevrilemez.` |
İbn-i Kesir |
Seni yalanlarlarsa; de ki Rabbımız geniş rahmet sahibidir. O’nun gücü günahkarlar güruhundan döndürülemez. |
İlyas Yorulmaz |
Eğer seni yalanlarlarsa deki "Rabbiniz rahmeti, her şeyi kuşatıcı olandır. O nun azabı suçlu toplumlardan asla çevrilemez. " |
İskender Ali Mihr |
Artık seni yalanlarlarsa, o zaman de ki "Sizin Rabbiniz geniş bir rahmetin sahibidir ve O’nun azabı, mücrimler (suçlular) kavminden geri çevrilemez." |
Kadri Çelik |
Seni yalanlarlarsa, "Rabbinizin rahmeti geniştir; O’nun azabı suçlu topluluktan geri çevrilemez" de. |
Muhammed Esed |
Ve eğer senin yalan söylediğini iddia ederlerse onlara de ki "Rabbinizin rahmeti sonsuzdur; ama günaha batmış insanları cezalandırması da kaçınılmazdır". |
Mustafa İslamoğlu |
Ve onlar seni yalancılıkla itham ederlerse de ki Rabbiniz sınırsız merhamet sahibidir; ama günaha gömülüp gitmiş insanları cezalandırması da kaçınılmazdır. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
İmdi seni tekzîp ederlerse de ki «Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Fakat onun ikâbı da günahkâr olan bir gürûhtan reddedilemez.» |
Ömer Öngüt |
Eğer seni yalanlarlarsa de ki "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Fakat O’nun azabı da günahkârlar güruhundan geri çevrilmez. " |
Sadık Türkmen |
Eğer seni yalanladılarsa, de ki "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir ve O’nun baskını, suçlu günahkar toplumdan geri çevrilmez!" |
Seyyid Kutub |
Eğer onlar seni yalanlarlarsa de ki; «Rabbim, yaygın rahmet sahibidir. Ama O’nun günahkârlara yönelik azabını hiç kimse geri savamaz.» |
Suat Yıldırım |
Eğer onlar seni yalancı sayarsa de ki "Rabbinizin merhameti geniştir; fakat dilediği zaman O’nun satveti ve azabı, suçlu toplumdan geri çevrilemez." |
Süleyman Ateş |
Eğer seni yalanladılarsa, de ki "Rabbiniz bol rahmet sâhibidir. Fakat O’nun azâbı da suçlu toplumdan geri çevrilmez (gazabı suçluların üzerine bir indi mi, onu kimse geri çeviremez)." |
Şaban Piriş |
Seni yalanlarlarsa -Rabbiniz, geniş rahmet sahibidir; O’nun azabı ise günahkar toplumdan geri çevrilemez, de! |
Tefhim-ul Kur'an |
Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki «Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Onun şiddetli çarpması, suçlu günahkârlar topluluğundan geri çevrilemez. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Artık seni yalanlarlarsa şunu söyle "Rabbiniz çok geniş bir rahmetin sahibidir. Ancak, O’nun azabı günaha batmışlar topluluğundan uzak tutulamaz." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
If they accuse thee of falsehood, say "Your Lord is full of mercy all-embracing; but from people in guilt never will His wrath be turned back. |
فَإِنْ fein |
eğer | |
كَذَّبُوكَ keƶƶebūke |
seni yalanladılarsa | ك ذ ب |
فَقُلْ feḳul |
de ki | ق و ل |
رَبُّكُمْ rabbukum |
Rabbiniz | ر ب ب |
ذُو ƶū |
sahibidir | |
رَحْمَةٍ raHmetin |
rahmet | ر ح م |
وَاسِعَةٍ vāsiǎtin |
bol | و س ع |
وَلَا velā |
(fakat) | |
يُرَدُّ yuraddu |
geri çevrilmez | ر د د |
بَأْسُهُ be’suhu |
O’nun azabı | ب ا س |
عَنِ ǎni |
-dan | |
الْقَوْمِ l-ḳavmi |
toplum- | ق و م |
الْمُجْرِمِينَ l-mucrimīne |
suçlu | ج ر م |