وَهُمْ يَنْهَوْنَ عَنْهُ وَيَنْأَوْنَ عَنْهُ ۖ وَإِنْ يُهْلِكُونَ إِلَّا أَنْفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ
Ve hüm yenhevne anhü ve yen’evne anh ve iy yühlikune illa enfüsehüm ve ma yeş’urun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Onlar hem insanları uzaklaştırırlar ondan, hem kendileri uzaklaşırlar. Onlar anlamadan ancak kendilerini helâk ederler. |
Abdullah Parlıyan |
Onlar hem insanları peygambere yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Ama bu şekilde, yalnız kendilerini mahvederler de, üstelik bunun da farkında olmazlar. |
Adem Uğur |
Onlar, hem insanları Peygamber’e yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Oysa onlar farkında olmadan ancak kendilerini helak ederler. |
Ahmed Hulusi |
Onlar hem (başkalarını) O’ndan (Hz. Rasûlullâh’tan) engellerler, hem de (kendileri) O’ndan uzaklaşırlar! Sadece kendi nefslerini helâk ediyorlar, ama bunu idrak edemiyorlar! |
Ahmet Varol |
Onlar hem başkalarını ondan alıkoyarlar, hem de kendileri ondan uzak dururlar. Böylece yalnız kendilerini helak ediyorlar ama bunun farkında değiller. |
Ali Bulaç |
Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem kendileri kaçarlar. Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler. |
Ali Fikri Yavuz |
Onlar, hem (insanları) Peygamberden vaz geçirmeğe çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Böylece ancak nefislerini helâk ederler de farkına varmazlar. |
Bayraktar Bayraklı |
Onlar hem insanları peygambere yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Ama bu şekilde, yalnız kendilerini mahvederler de, üstelik bunun da farkında olmazlar. |
Bekir Sadak |
Onlar Kuran’dan alikorlar ve ondan uzaklasirlar. Boylece yalniz kendilerini mahvederler de farkina varamazlar. |
Celal Yıldırım |
Onlar, O’ndan (Kur’ân ve Peygamber’den) alıkoymak İçin engel olurlar ve kendileri de O’ndan uzak kalırlar. Farkına varmayarak ancak kendilerini mahvederler. |
Cemal Külünkoğlu |
Onlar (hem insanları) Kuran`dan alıkoyarlar ve hem de kendileri de ondan uzak dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvederler ve (üstelik) bunu da idrak etmezler. |
Diyanet İşleri |
Onlar başkalarını ondan (Kur’an’dan) alıkoyarlar, hem de kendileri ondan uzak kalırlar. Onlar farkına varmaksızın, ancak kendilerini helâk ediyorlar. |
Diyanet Vakfı |
Onlar, hem insanları Peygamber’e yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Oysa onlar farkında olmadan ancak kendilerini helak ederler. |
Edip Yüksel |
Kendileri uzaklaştıkları gibi başkasını da ondan menediyorlar. Böylece farkında olmadan kendilerini mahvediyorlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onlar, insanları Kur’ân’a iman etmekten menederler, hem de kendileri ondan uzak dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvediyorlar ama farkında değiller. |
Fizil-al il Kuran |
Hem başkalarını Kur’an’dan uzak tutuyorlar, hem de kendileri ondan uzak duruyorlar. Böylece aslında kendilerini mahvediyorlar, ama bunun farkında değildirler. |
Gültekin Onan |
Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem de kendileri kaçarlar. Onlar, yalnızca kendi nefslerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler. |
Harun Yıldırım |
Onlar hem ondan alıkoyarlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Onlar yalnızca kendilerini helak ederler de farkında değillerdir. |
Hasan Basri Çantay |
Onlar, hem (insanları) bundan (peygambere yaklaşmakdan) vaz geçirmiye çalışırlar, hem kendileri ondan uzaklaşırlar. Onlar bilmeyerek kendilerinden başkasını helake sürüklemiş olmuyorlar. |
Hayrat Neşriyat |
Onlar hem (insanları) ondan (Kur`ân`dan) men` ederler, hem de (kendileri) ondan uzaklaşırlar. Böylece ancak kendilerini helâk ederler, fakat farkına varmazlar. |
İbn-i Kesir |
Onlar, hem bundan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Onlar sadece kendilerini helake sürüklerler de farkına varmazlar. |
İlyas Yorulmaz |
Onlar Kur’an’ı dinlemeyi yasaklarlar ve kendileri de ondan uzak dururlar. Bu şekilde davranmakla, ancak kendi nefislerini helak ediyorlar, ama bunun farkında değiller. |
İskender Ali Mihr |
Ve onlar, ondan (Allah’a ulaşmaktan, hidayetten) nehyederler (men ederler, yasaklarlar) ve onlar da (kendileri de) ondan (hidayetten) uzak dururlar (yüz çevirirler). Kendilerinden başkasını helâk etmezler ve farkında olmazlar (şuurunda değiller). |
Kadri Çelik |
Onlar, hem ondan (peygamberden) alıkoyarlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını helak etmezler; ama farkında değillerdir. |
Muhammed Esed |
Diğerlerini ondan alıkoyar ve kendileri de ondan uzaklaşırlar Ama (bu şekilde) yalnız kendilerini mahvederler ve (üstelik) bunu da idrak etmezler. |
Mustafa İslamoğlu |
Onlar hem diğerlerini ondan mahrum eder, hem de kendileri ondan yan çizerler. Başka değil, yalnızca kendi benliklerini helake sürüklerler de bunun farkına dahi varmazlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve onlar bundan hem nehyederler, kendileri de bundan uzaklaşırlar. Ve başkalarını değil, kendi nefislerini helâk etmiş olurlar da farkına varamazlar. |
Ömer Öngüt |
Onlar hem insanları (Kur’an’dan) menederler, hem de kendileri ondan uzak dururlar. Böylece ancak kendilerini helâke atarlar da farkına varmazlar. |
Sadık Türkmen |
Onlar, insanları ondan alıkoyarlar ve kendileri de ondan uzak dururlar. Böylece, ancak kendilerini mahvediyorlar. Ama farkında değiller. |
Seyyid Kutub |
Hem başkalarını Kur’an’dan uzak tutuyorlar, hem de kendileri ondan uzak duruyorlar. Böylece aslında kendilerini mahvediyorlar, ama bunun farkında değildirler. |
Suat Yıldırım |
Onlar hem halkı Kur’ân’dan ve Peygamberden uzaklaştırırlar, hem de kendileri ondan geri dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvederler de farkına varmazlar. |
Süleyman Ateş |
Onlar hem (insanları) ondan menederler, hem de kendileri ondan uzak dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvediyorlar ama farkında değiller! |
Şaban Piriş |
Onlar, hem men ederler hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Sonuçta kendilerini helak ederler de farkında olmazlar. |
Tefhim-ul Kur'an |
Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem kendileri kaçarlar. Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Hem ondan alıkoyarlar hem ondan uzaklaşırlar. Öz benliklerinden başkasını helâk etmiyorlar. Ama farkında değiller. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Others they keep away from it, and themselves they keep away; but they only destroy their own souls, and they perceive it not. |
وَهُمْ ve hum |
ve onlar | |
يَنْهَوْنَ yenhevne |
hem menederler | ن ه ي |
عَنْهُ ǎnhu |
ondan | |
وَيَنْأَوْنَ ve yenevne |
hem de uzak dururlar | ن ا ي |
عَنْهُ ǎnhu |
ondan | |
وَإِنْ ve in |
ve böylece | |
يُهْلِكُونَ yuhlikūne |
mahvediyorlar | ه ل ك |
إِلَّا illā |
yalnız | |
أَنْفُسَهُمْ enfusehum |
kendilerini | ن ف س |
وَمَا ve mā |
değiller | |
يَشْعُرُونَ yeş’ǔrūne |
farkında | ش ع ر |