ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ آمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا فَطُبِعَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ
Zalike biennehum amenu summe keferu fetubi’a ’ala kulubihim fehum la yefkahune.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Bu da, hiç şüphesiz, inandıklarından, sonra kâfir olduklarındandır; derken Allah, gönüllerini mühürlemiştir; gerçekten de onlar, anlamayan bir topluluktur. |
Abdullah Parlıyan |
İşte böyledir, çünkü onlar iman ettiklerini iddia ederler halbuki kendi nefislerinde hakikatleri inkâr edip kâfir olmuşlar ve böylece kalplerine bir mühür vurulmuştur ve artık neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamazlar. |
Adem Uğur |
Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar. |
Ahmed Hulusi |
Bunun sebebi şudur İman ettiler, sonra küfür ettiler (iman ettik dedikleri gerçeği inkâr ettiler)... Bu yüzden kalpleri (anlayışları) kilitlendi! Bu yüzden, (inkârları kilitlenmeyi oluşturduğu için) onlar (Risâlet işlevini) kavrayamazlar! |
Ahmet Varol |
Bu onların iman edip sonra inkâr etmeleri dolayısıyladır. Bu yüzden kalplerine mühür vuruldu. Artık onlar anlamazlar. |
Ali Bulaç |
Bu, onların iman etmeleri sonra inkar etmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar. |
Ali Fikri Yavuz |
Bu kötü halleri şundan Çünkü onlar görünüşte iman ettiler, sonra (kalbleri ile) inkâr ettiler. Bu yüzden kalbleri mühürlenmiş de artık anlamaz olmuşlardır onlar. |
Bayraktar Bayraklı |
“İnanırlar, sonra inkâr ederler; bu yüzden kalplerinin üzeri mühürlenir, artık onlar anlamazlar.” |
Bekir Sadak |
Bu, once inanip sonra inkar etmis olmalarindandir. Bu yuzden kalbleri muhurlenmistir; artik anlamazlar. |
Celal Yıldırım |
Bu böyledir. Çünkü onlar önce inanıp sonra inkâr ettiler. Bu yüzden kalbleri mühürlendi, o sebeple onlar (hakkı) anlamazlar. |
Cemal Külünkoğlu |
Bu, onların önce (dilleriyle) inandıklarını söylemeleri, sonra da (kalpleriyle) inkâr etmelerindendir. Bu sebeple kalplerinin üzerine mühür vuruldu. Artık onlar (gerçeği) anlamazlar. |
Diyanet İşleri |
Bu, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar. |
Diyanet Vakfı |
Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar. |
Edip Yüksel |
Çünkü onlar gerçeği onayladıktan sonra inkâr ettiler; bu yüzden kalpleri mühürlendi; onlar anlamazlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Bunun sebebi şudur Onlar inandılar, sonra inkar ettiler, bu yüzden kalblerinin üzeri mühürlendi. Artık onlar anlamazlar. |
Fizil-al il Kuran |
Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkar etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir artık onlar hiç anlamazlar. |
Gültekin Onan |
Bu, onların inanmaları, sonra küfretmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar (la yefkahun). |
Harun Yıldırım |
Bu, onların iman etmeleri sonra inkâr etmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar. |
Hasan Basri Çantay |
Bu (kötü amelleri şundandır) Çünkü onlar (zaahiren) îman etdiler. (Fakat) sonra (kalbleriyle) kâfir oldular. Bu yüzden kalblerinin üstüne (küfür) mühr (ü) basıldı. Onun için onlar (îmanın hakıykatını) anlamazlar. |
Hayrat Neşriyat |
Bu, şübhesiz onların îmân edip sonra inkâr etmeleri yüzündendir; bunun üzerine kalbleri mühürlenmiştir; artık onlar (hakkı) anlamazlar. |
İbn-i Kesir |
Bu, önce iman edip sonra küfretmiş olmalarındandır. Bunun üzerine kalbleri mühürlenmiştir, artık hiç anlamazlar. |
İlyas Yorulmaz |
Bu, onların önce iman edip, sonra da inkâr etmelerinden dolayı, kalplerine mühür vurularak kapatılmış olmalarındandır. Artık doğruları anlayamazlar. |
İskender Ali Mihr |
Bu, onların (önce) âmenû olmaları (Allah’a ulaşmayı dileyerek hidayete ermeleri ve ruhlarını Allah’a ulaştırdıktan), sonra küfre düşmeleri sebebiyledir. Bu sebeple onların kalplerinin üzeri tabedildi (mühürlendi). Artık onlar fıkıh edemezler (idrak edemezler). |
Kadri Çelik |
Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra küfre sapmalarıdır. Böylece kalplerinin üzerine damga vurulmuştur; artık onlar kavrayamazlar. |
Muhammed Esed |
böyledir, çünkü onlar imana erdi(klerini iddia eder)ler, halbuki (içlerinde) hakikati inkar ederler ve böylece, kalplerine bir mühür vurulmuştur, artık (neyin doğru, neyin yanlış olduğunu) anlayamazlar. |
Mustafa İslamoğlu |
Bunun nedeni, onların önce iman edip sonra inkar etmeleridir; sonunda kalplerine mühür vurulmuştur artık onlar (imanın hakikatini) kavrayamazlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
O, şunun içindir ki, şüphe yok onlar (zahiren) imân ettiler, sonra kâfir oldular, imdi kalblerinin üzeri mühürlendi, artık onlar anlayamazlar. |
Ömer Öngüt |
Çünkü onlar, imana girdiler, sonra kâfir oldular. Bunun üzerine kalpleri mühürlendi de, onlar artık anlamaz bir toplum oldular. |
Sadık Türkmen |
Bu, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerinin mutsuzlaşması sebebiyledir. Artık onlar kavramak istemiyorlar. |
Seyyid Kutub |
Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkar etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir artık onlar hiç anlamazlar. |
Suat Yıldırım |
Çünkü onlar önce inandıklarını iddia ettiler, sonra inkâra gittiler. Bu sebeple kalpleri mühürlendi. Artık onlar hakkı anlamazlar. |
Süleyman Ateş |
(Bu davranışlarının) Sebebi şudur İnandılar, sonra inkâr ettiler, bu yüzden kalblerinin üzeri mühürlendi, artık onlar anlamazlar. |
Şaban Piriş |
Bu, onların iman edip, sonra da inkar etmiş olmalarındandır. Onların kalpleri paslanmıştır. Onun için anlamazlar. |
Tefhim-ul Kur'an |
Bu, onların iman etmeleri sonra küfretmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerine damga vurulmuştur, artık onlar kavrayamazlar. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Bu durumun sebebi şudur Onlar iman ettiler, sonra küfre saptılar da kalpleri üzerine mühür basıldı. Artık onlar incelikleri anlamazlar. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
That is because they believed, then they rejected Faith So a seal was set on their hearts therefore they understand not. |
ذَٰلِكَ ƶālike |
bu | |
بِأَنَّهُمْ biennehum |
onların sebebiyledir | |
امَنُوا āmenū |
inanmaları | ا م ن |
ثُمَّ ṧumme |
sonra da | |
كَفَرُوا keferū |
inkar etmeleri | ك ف ر |
فَطُبِعَ feTubiǎ |
bu yüzden mühürlendi | ط ب ع |
عَلَىٰ ǎlā |
üzeri | |
قُلُوبِهِمْ ḳulūbihim |
kalblerinin | ق ل ب |
فَهُمْ fehum |
artık onlar | |
لَا lā |
||
يَفْقَهُونَ yefḳahūne |
anlamazlar | ف ق ه |