أَنِ اغْدُوا عَلَىٰ حَرْثِكُمْ إِنْ كُنْتُمْ صَارِمِينَ
Eniğdu ’ala harsikum in kuntum sarimiyne.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Mahsûlünüzü kesip devşirecekseniz erkence koşun, gidin. |
Abdullah Parlıyan |
Mahsüllerinizi toplayacaksanız erkence koşup gidin. |
Adem Uğur |
Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye. |
Ahmed Hulusi |
"Eğer kesip devşirecekseniz, ekininize erken gidin!" (diye). |
Ahmet Varol |
’Eğer devşirecekseniz erkenden ürününüze gidin’ diye. |
Ali Bulaç |
"Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp-çıkın." |
Ali Fikri Yavuz |
"Haydin devşirecekseniz, ürününüzü toplamaya erken çıkın!" |
Bayraktar Bayraklı |
“Eğer ürünlerinizi devşirecekseniz erkenden bostanlarınıza gidiniz!” |
Bekir Sadak |
(21-22) Sabah erken «Urunlerinizi devsirecekseniz erken cikin» diye birbirlerine seslendiler. |
Celal Yıldırım |
Devşirecekseniz, haydi durmayın erkenden ürünlerinizin başına gidiniz ! |
Cemal Külünkoğlu |
(21-22) Sabah vakti birbirlerine “Haydi! Devşirecekseniz, ürününüzü toplamaya erken çıkın!” diye sesleniyorlardı. |
Diyanet İşleri |
(21-22) Derken, sabahleyin birbirlerine, "Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin" diye seslendiler. |
Diyanet Vakfı |
(21-22) (Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye birbirlerine seslendiler. |
Edip Yüksel |
"Devşirecekseniz, haydi ekinlerinize erken varın." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
«Haydi, devşirecekseniz erkenden ekininize gidin» diye. |
Fizil-al il Kuran |
Haydi ürünleri toplayacaksanız erkenden ekininize gidin diye. |
Gültekin Onan |
"Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp çıkın." |
Harun Yıldırım |
"Eğer devşirecekseniz tarlanıza erken gidin." |
Hasan Basri Çantay |
«Devşirecekseniz erkence mahsulünüzü (devşirmiye) çıkın» diye. |
Hayrat Neşriyat |
(21-22) Nihâyet sabaha ulaşan kimseler iken `Eğer (bahçenizi) devşirecek olanlarsanız, erkenden mahsûlünüzün başına gidin!` diye birbirlerine seslendiler. |
İbn-i Kesir |
Mahsullerinizi devşirecekseniz erkence çıkın, diye. |
İlyas Yorulmaz |
Eğer ürünlerinizi toplayacaksanız erkence tarlalarınıza gidin. |
İskender Ali Mihr |
Eğer devşirecekseniz, tarlanıza sabah erken gidin! |
Kadri Çelik |
"Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkın çıkın." |
Muhammed Esed |
"Meyve toplamak istiyorsanız erkenden tarlanıza gidin!" |
Mustafa İslamoğlu |
"Hasat yapmak istiyorsanız, erkenden arazinize gidin!" |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(22-23) «Eğer kesip devşirecek iseniz (bostanınıza) sabahleyin erken varınız.» Artık aralarında gizlice söyleşerek gidiverdiler. |
Ömer Öngüt |
"Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsulünüzün başına gidin!" |
Sadık Türkmen |
"haydi, eğer mahsulünüzü toplayacaksanız erkenden gidin". |
Seyyid Kutub |
Haydi ürünleri toplayacaksanız erkenden ekininize gidin diye. |
Suat Yıldırım |
(21-22) Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler "Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına!" |
Süleyman Ateş |
"Haydi devşirecekseniz erkenden ekininize gidin" diye. |
Şaban Piriş |
(22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler. |
Tefhim-ul Kur'an |
«Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkın, çıkın.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
"Hadi, eğer biçecekseniz ekininize erken gidin." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
"Go ye to your tilth (betimes) in the morning, if ye would gather the fruits." |