بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ
Bel nahnu mahrumune.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Hayır dediler, biz mahrûm olup gitmişiz. |
Abdullah Parlıyan |
"Biz mahrum bırakılmışız" dediler. |
Adem Uğur |
Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız! |
Ahmed Hulusi |
"Hayır, (doğru yerdeyiz ama) biz yitirmişleriz!" (dediler). |
Ahmet Varol |
’Hayır. Doğrusu biz mahrum bırakıldık.’ |
Ali Bulaç |
"Hayır, biz (herşeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık." |
Ali Fikri Yavuz |
(Etrafa bakınıp kendi bahçeleri olduğunu anladıkları zaman da) "-Hayır, (bahçenin bereketinden) biz mahrum edilmişiz." dediler. |
Bayraktar Bayraklı |
(25-28) Amaçlarına ulaşacaklarından emin olarak erkenden gittiler. Harap olmuş bostanı gördüklerinde kimileri, “Biz yanlış yere geldik” dediler. Kimileri de, “Hayır, biz mahvolmuşuz” dediler. İçlerinden en feraset sahibi, “Ben size, niçin Allah`ı anmıyorsunuz, dememiş miydim?” dedi!” |
Bekir Sadak |
(26-27) Bahceyi gorduklerinde «Herhalde yolumuzu sasirmis olacagiz; belki de biz yoksun birakildik» dediler. |
Celal Yıldırım |
(26-27) Bahçeyi görünce «Biz şüphesiz şaşırıp (başka yere) sapmışız, hayır biz mahrum kalmışız» dediler. |
Cemal Külünkoğlu |
(Kendi bahçeleri olduğunu anladıklarında ise) “Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) mahrum bırakıldık” (dediler). |
Diyanet İşleri |
(Gerçeği anlayınca da), "Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!" dediler. |
Diyanet Vakfı |
Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız! |
Edip Yüksel |
"Yok, doğrusu biz yoksun bırakıldık." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
«Yok, biz mahrum edilmişiz.» (dediler). |
Fizil-al il Kuran |
Hayır doğrusu biz mahrum bırakıldık. |
Gültekin Onan |
"Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık." |
Harun Yıldırım |
"Hayır, biz tamamen mahrumuz!" |
Hasan Basri Çantay |
(Sonra hakıykatı anlayınca da) «Hayır, biz mahrum (kalmış) larız». |
Hayrat Neşriyat |
(Kendi bahçeleri olduğunu kabûllenince de) `Hayır! (O fakirler değil, asıl) biz (bu ni`metten) mahrum bırakılmış kimseleriz!` (dediler.) |
İbn-i Kesir |
Hayır, belki de biz mahrum bırakıldık. |
İlyas Yorulmaz |
Hayır, "Biz mahrum bırakıldık" dediler. |
İskender Ali Mihr |
Hayır, biz mahrum olan kimseleriz. |
Kadri Çelik |
"Hayır, biz (her şeyden) yoksun bırakılmış olduk." |
Muhammed Esed |
(ve sonra da) "Hayır, galiba elimizden çıkmış!" (dediler). |
Mustafa İslamoğlu |
(Akılları başlarına gelince), "Hayır, biz mahrum edilmişiz" dediler. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(26-27) Vaktâ ki o bostanlarını (o halde) gördüler, dediler ki «Şüphe yok bizler elbette sapık kimseleriz. Hayır, biz mahrum kimseleriz.» |
Ömer Öngüt |
"Yok yok! Doğrusu biz mahrum bırakılmışız. " |
Sadık Türkmen |
Galiba biz yoksun bırakıldık." |
Seyyid Kutub |
Hayır doğrusu biz mahrum bırakıldık. |
Suat Yıldırım |
Çok geçmeden işi anlayınca "Hayır! dediler, Doğrusu felakete uğramışız!" |
Süleyman Ateş |
"Hayır, doğrusu biz mahrum bırakıldık!" |
Şaban Piriş |
-Hayır, Biz mahrum bırakıldık. |
Tefhim-ul Kur'an |
«Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
"Hayır, hayır! Biz mahrum edilenleriz." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
"Indeed we are shut out (of the fruits of our labour)!" |
بَلْ bel |
hayır | |
نَحْنُ neHnu |
biz | |
مَحْرُومُونَ meHrūmūne |
mahrum bırakıldık | ح ر م |