وَإِنَّهُ لَحَقُّ الْيَقِينِ
Ve innehu lehakkulyakıyni.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve şüphe yok ki o, elbette gerçeğin ta kendisidir. |
Abdullah Parlıyan |
Şüphesiz O Kur’ân en kesin bilgi ve doğrunun kendisidir. |
Adem Uğur |
Ve o, gerçekten kat’î bilginin ta kendisidir. |
Ahmed Hulusi |
Muhakkak ki O (kıyamet süreci), elbette Hakk-el Yakîn’dir (hakikatin en açık seçik yaşantısıdır)! |
Ahmet Varol |
zira o (vahiy), elbette mutlak hakikattir. |
Ali Bulaç |
Ve şüphesiz o, kesin bir gerçektir (hakku’l-yakîn). |
Ali Fikri Yavuz |
Muhakkak o Kur’an, şüphe götürmez bir gerçektir. |
Bayraktar Bayraklı |
Kur`ân, gerçekten kesin bilginin ta kendisidir. |
Bekir Sadak |
O, suphesiz kesin gercektir. |
Celal Yıldırım |
Gerçekten o, kesinlik ifâde eden bir hakikattir. |
Cemal Külünkoğlu |
Muhakkak ki o (Kur`an), şüphe götürmez bir gerçektir. |
Diyanet İşleri |
Şüphesiz Kur’an, gerçek kesin bilgidir. |
Diyanet Vakfı |
Ve o, gerçekten kat’î bilginin ta kendisidir. |
Edip Yüksel |
O, kuşkusuz mutlak gerçektir. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Gerçekten o, şüphe götürmez bir bilgidir. |
Fizil-al il Kuran |
O, şüphesiz kesin gerçektir. |
Gültekin Onan |
Ve şüphesiz o, kesin bir gerçektir (hakku’l yakin). |
Harun Yıldırım |
Ve şüphesiz o, kesin bir gerçektir. |
Hasan Basri Çantay |
Hiç şüphesiz ki o (Kur’an) kat’î bilginin tam gerçeğidir. |
Hayrat Neşriyat |
Ve (yine) şübhesiz ki o, kat`î gerçeğin ta kendisidir! |
İbn-i Kesir |
Hiç şüphesiz ki o; kesin gerçektir. |
İlyas Yorulmaz |
O (Kur’an) kesin bir gerçektir. |
İskender Ali Mihr |
Ve muhakkak ki; O (Kur’ân), gerçekten Hakk’ul yakîn’dir (kesin olarak Hakk’ı bilmektir). |
Kadri Çelik |
Ve şüphesiz o, kesin bir gerçektir. |
Muhammed Esed |
çünkü o, mutlak hakikattir! |
Mustafa İslamoğlu |
zira o (vahiy), elbette mutlak hakikattir. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve şüphe yok ki O, bilâşekk, gerçek bir hakîkattır. |
Ömer Öngüt |
Ve kesinlikle o, şüphe olmayan bir gerçektir. |
Sadık Türkmen |
Ve şüphesiz o (Kur’an), kesin haktır/gerçektir! |
Seyyid Kutub |
O, şüphesiz kesin gerçektir. |
Suat Yıldırım |
(50-51) Şüphesiz o, kâfirler için büyük bir pişmanlık ve karşılaşacakları kesin bir gerçektir. |
Süleyman Ateş |
O, kesin gerçektir. |
Şaban Piriş |
O, kesin bir gerçektir. |
Tefhim-ul Kur'an |
Ve şüphesiz o, kesin bir gerçektir (hakku’l-yakin). |
Yaşar Nuri Öztürk |
Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
But verily it is Truth of assured certainty. |