وَمَا وَجَدْنَا لِأَكْثَرِهِمْ مِنْ عَهْدٍ ۖ وَإِنْ وَجَدْنَا أَكْثَرَهُمْ لَفَاسِقِينَ
Ve ma vecedna li ekserihim min ahd ve ev vecedna ekserahüm le fasikıyn
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Onların çoğunu, sözlerinde durur bulmadık ve çoğunu ancak hadlerini aşmış kötü kişiler bulduk. |
Abdullah Parlıyan |
Biz o insanların çoğunda, ahde vefanın izini bile bulamadık. Tersine onların çoğunu itaatten çıkmış günahkar kimseler olarak bulduk. |
Adem Uğur |
Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk. |
Ahmed Hulusi |
Onların çoğunluğunda, verdikleri söze sadakat bulamadık... Onların çoğunluğunu, Hakk’a itaatten çıkmış bulduk. |
Ahmet Varol |
Onların çoğunda bir ahde bağlılık görmedik. Çoğunu ancak fasık kimseler olarak bulduk. |
Ali Bulaç |
Onların çoğunda ’verdikleri söze bağlılık’ görmedik, ama onların çoğunu fasıklar (yoldan çıkanlar) olarak gördük. |
Ali Fikri Yavuz |
Adı geçen ümmetlerin çoğunda, verdikleri söze bağlılık bulmadık. Şu bir gerçek ki, onların çoğunu, itaatten çıkan kimseler bulduk. |
Bayraktar Bayraklı |
Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk. |
Bekir Sadak |
Onlarin cogunda ahde baglilik gormedik, cogunu fasik kimseler olarak bulduk. |
Celal Yıldırım |
Biz onların çoğunda ahde vefanın (izini) bulamadık. Çoğunu, şüphe yok ki fâsık (ilâhî buyruk ve sınırın dışına çıkmış) bulduk. |
Cemal Külünkoğlu |
Ve biz onların çoğunda doğru olan şeylere karşı (içsel) bir bağlılık (sadakat) bulmadık. Tersine, onların çoğunu yoldan çıkmış günahkârlar olarak bulduk. |
Diyanet İşleri |
Biz onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulmadık. Ama gerçekten onların çoklarını yoldan çıkmış kimseler bulduk. |
Diyanet Vakfı |
Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk. |
Edip Yüksel |
Çoğunu, verdikleri sözü tutanlar olarak bulmadık, aksine çoğunu yoldan çıkmış bulduk. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onların çoğunda, sözde durma (diye bir şey) bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk. |
Fizil-al il Kuran |
Onların çoğunda söze bağlılık diye bir şey bulamadık, tersine çoğunu yoldan çıkmış bulduk. |
Gültekin Onan |
Onların çoğunda ’verdikleri söze bağlılık’ görmedik, ama onların çoğunu fasık (olarak) gördük. |
Harun Yıldırım |
Onların pek çoğunda ahde vefa görmedik. Onların pek çoğunu fasıklar olarak gördük. |
Hasan Basri Çantay |
Biz onların çoğunda ahd (e vefa) bulmadık, onların çoğunu muhakkak ki itaatden çıkmış kimseler bulduk. |
Hayrat Neşriyat |
Hem onların çoğunda ahde vefâ diye bir şey bulmadık. Fakat doğrusu onların çoğunu gerçekten fâsık kimseler bulduk. |
İbn-i Kesir |
Onların çoğunda Biz, ahde vefa görmedik. Onların çoğunu fasıklar olarak bulduk. |
İlyas Yorulmaz |
Biz onların çoğunun antlaşmalara uymadıklarını gördük. Ancak onların pek çoğunu doğru yoldan çıkmışlar olarak bulduk. |
İskender Ali Mihr |
Onların çoğunu ahdlerini yerine getirir (ahdlerine vefa eder) bulmadık. Ve onların çoğunu gerçekten fasıklar olarak bulduk. |
Kadri Çelik |
Onların çoğunda söze bağlılık bulmadık ve gerçekten çoğunu fasıklar olarak bulduk. |
Muhammed Esed |
Ve Biz onların çoğunda doğru olan şeylere karşı (içsel) bir bağlılık bulmadık tersine, onların çoğunu onmaz günahkarlar olarak bulduk. |
Mustafa İslamoğlu |
Ve biz onların çoğunu (fıtrat) sözleşmesine sadık bulmadık; aksine onların çoğunu sapıtmış bulduk. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve Biz onların çokları için ahde vefa görmedik. Ve şüphesiz ki, Biz onların ekserisini fâsık kimseler bulduk. |
Ömer Öngüt |
Onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulamadık, onların çoğunu yoldan çıkmış fâsık kimseler olarak bulduk. |
Sadık Türkmen |
Onların birçoğunda sözde durma diye bir şey bulamadık! Birçoğunu da yoldan çıkmış/sapıklık içinde bulduk. |
Seyyid Kutub |
Onların çoğunda söze bağlılık diye bir şey bulamadık, tersine çoğunu yoldan çıkmış bulduk. |
Suat Yıldırım |
Biz onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulmadık; onların ekserisinin sadece itaat dışına çıkmış kimseler olduğunu gördük. |
Süleyman Ateş |
Onların çoklarını yoldan çıkmış bulduk ama, çoklarında sözde durma diye bir şey bulmadık. |
Şaban Piriş |
Onların çoğunu sözünde durur bulmadık. Aksine onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk. |
Tefhim-ul Kur'an |
Onların çoğunda ’verdikleri söze bağlılık’ görmedik, ama onların çoğunu fasıklar (yoldan çıkanlar) olarak gördük. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Onların birçoğunda ahde vefadan eser bulamadık. Onların birçoğunu, tam fasıklar olarak bulduk. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Most of them We found not men (true) to their covenant but most of them We found rebellious and disobedient. |
وَمَا ve mā |
ve | |
وَجَدْنَا vecednā |
bulmadık | و ج د |
لِأَكْثَرِهِمْ liekṧerihim |
onların çoklarında | ك ث ر |
مِنْ min |
hiç | |
عَهْدٍ ǎhdin |
sözünde durma | ع ه د |
وَإِنْ vein |
ve fakat | |
وَجَدْنَا vecednā |
bulduk | و ج د |
أَكْثَرَهُمْ ekṧerahum |
onların çoklarını | ك ث ر |
لَفَاسِقِينَ lefāsiḳīne |
yoldan çıkmış | ف س ق |