وَأَوْرَثْنَا الْقَوْمَ الَّذِينَ كَانُوا يُسْتَضْعَفُونَ مَشَارِقَ الْأَرْضِ وَمَغَارِبَهَا الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا ۖ وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ الْحُسْنَىٰ عَلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ بِمَا صَبَرُوا ۖ وَدَمَّرْنَا مَا كَانَ يَصْنَعُ فِرْعَوْنُ وَقَوْمُهُ وَمَا كَانُوا يَعْرِشُونَ

Ve evrasnel kavmellezıne kanu yüstad’afune meşarikal erdı ve meğaribehelletı barakna fıha ve temmet kelimetü rabbikel husna ala benı israıle bima saberu ve demmerna ma kane yesneu fir’avnü ve kavmühu ve ma kanu ya’rişun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Zayıf, hor-hâkir bir hale getirilen kavme, yeryüzünün feyiz ve bereket ihsân ettiğimiz doğularını da, batılarını da mîras olarak verdik ve sabrettiklerinden dolayı Rabbinin, İsrailoğullarına verdiği güzel söz, tamamlandı, yerine geldi ve Firavun’la kavminin yaptıklarını, yükselttiklerini yıkıp mahvettik.

Abdullah Parlıyan

Vaktiyle hor görülüp, güçsüz bırakılan insanları ise, kutlu kıldığımız ülkenin doğu ve batı her taraflarına mirasçı kıldık. Böylece, Rabbinin İsrailoğullarına verdiği söz, onların her türlü sıkıntı ve zorluklara karşı göğüs gererek sabretmelerinin karşılığı olarak gerçekleşmiş oldu. Firavun ve toplumunun özenle işleyip, yapıp yükselttikleri ne varsa, hepsini yerle bir ettik.

Adem Uğur

Hor görülüp ezilmekte olan o kavmi (yahudileri) de, içini bereketle doldurduğumuz yerin doğu taraflarına ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Sabırlarına karşılık Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarını ve yetiştirdikleri bahçeleri helâk ettik.

Ahmed Hulusi

Hor görülüp güçsüz bırakılmış topluluğu, içinde bereketler oluşturduğumuz yeryüzünün doğularına ve batılarına mirasçı kıldık... Rabbinin İsrailoğullarına olan o en güzel sözü, sabretmeleri sonucu yerine geldi. Firavun ve halkının yapageldikleri şeyleri ve dikip yükselttiklerini de yerle bir ettik!

Ahmet Varol

Sonra da zayıf düşürülen topluluğu (mustaz’afları) bereketlendirdiğimiz yerin doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Böylece Rabbinin İsrailoğullarına olan güzel sözü sabretmelerine karşılık tam yerine geldi. Firavun ile toplumunun yapmakta olduklarını ve yükselttiklerini de yıktık.

Ali Bulaç

Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstaz’afları) mirasçılar kıldık. Rabbinin İsrailoğulları’na olan o güzel sözü (vaadi), sabretmeleri dolayısıyla tamamlandı (yerine geldi). Firavun ve kavminin yapmakta oldukları ve yükselttiklerini (köşklerini, saraylarını) da yerle bir ettik.

Ali Fikri Yavuz

Firavun’un işkencesi altında kıvranan o kavmi de, arzın bereketlerle donattığımız doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Böylece, Rabbinin İsraîl oğullarına olan o güzel vâdi, felâketlerle sabretmeleriyle tam yerine geldi. Firavun’un ve kavminin yapmakta oldukları sarayları ve yükseltmekte bulundukları binaları hep harap ettik.

Bayraktar Bayraklı

Hor görülüp ezilen topluluğu da, içini bereketlerle doldurduğumuz ülkenin doğu ve batısına mirasçı kıldık. Rabbinin İsrâiloğulları`na verdiği güzel söz, sabretmeleri nedeniyle yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarını, yapıp yükselttiklerini yerle bir ettik.

Bekir Sadak

Hor gorulen yahudileri, bereketlendirdigimiz yerin dogularina ve batilarina mirasci kildik. Rabbinin Israilogullarina verdigi guzel soz, sabirlarina karsilik yerine geldi. Firavun ve milletinin yaptigini ve yukselttiklerini yiktik.

Celal Yıldırım

Ve küçümsenip hırpalanan kavmi de feyiz ve bereketli kıldığımız yerin (arz-ı mev’ûd’un) doğularına, batılarına vâris kıldık. Rabbin, İsrail oğullarına olan o güzel sözü, sabretmelerine karşılık tam anlamıyla gerçekleştirdi. Fir’avn ile kavminin yapageldikleri eserlerini ve yükselttikleri köşklerini yıkıp yok ettik.

Cemal Külünkoğlu

O güne kadar horlanan, ezilen toplumu (Yahudileri) bereketlerle donattığımız toprakların doğusuna ve batısına mirasçı kıldık. İsrailoğulları`nın sabırlarına karşılık, Rabbinin onlara verdiği güzel söz gerçekleşti. Firavn`un ve soydaşlarının ortaya koydukları eserleri ve yükselttikleri yapıları yıkıp yok ettik.

Diyanet İşleri

Hor görülüp ezilmekte olan kavmi (İsrailoğullarını), toprağına bolluk ve bereket verdiğimiz yerin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz, onların sabretmeleri karşılığında gerçekleşti. Firavun ve kavminin yaptıklarını ve (özenle kurup) yükselttiklerini yerle bir ettik.

Diyanet Vakfı

Hor görülüp ezilmekte olan o kavmi (yahudileri) de, içini bereketle doldurduğumuz yerin doğu taraflarına ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Sabırlarına karşılık Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarını ve yetiştirdikleri bahçeleri helâk ettik.

Edip Yüksel

Ülkenin verimli kıldığımız doğularına ve batılarına, horlanan ve zayıf düşürülen insanları mirasçı kıldık. Sıkıntılara direndikleri için, Efendinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz gerçekleşti. Firavun ve halkının oluşturduğu yapı ve kurumları da yerle bir ettik.

Elmalılı Hamdi Yazır

Ve o hırpalanıp ezilmekte olan kavmi de yeryüzünün, bereketle donattığımız doğusuna ve batısına mirasçı yaptık. Ve böylece Rabbinin, İsrailoğullarına olan o güzel vaadi, sabırları yüzünden gerçekleşti. Biz de Firavun ile kavminin yapageldikleri sanat eserlerini ve diktikleri binaları yerle bir ettik.

Fizil-al il Kuran

O güne kadar horlanan, ezilen toplumu (yahudileri) bereketlerle donattığımız toprakların doğusuna ve batısına mirasçı kıldık. İsrailoğulları’nın sabırlarına karşılık, Rabbinin onlara verdiği güzel söz gerçekleşti. Firavun’un ve soydaşlarının ortaya koydukları eserleri ve yükselttikleri yapıları yıkıp yok ettik.

Gültekin Onan

Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp zayıf bırakılanları mirasçılar kıldık. Rabbinin İsrailoğulları’na olan o güzel sözü (vaadi), sabretmeleri dolayısıyla tamamlandı (yerine geldi). Firavun ve kavminin yapmakta oldukları ve yükselttiklerini (köşklerini, saraylarını) da yerle bir ettik.

Harun Yıldırım

Zayıf düşürülmüş olan topluluğu da kendisini bereketli kıldığımız yerin doğusuna da batısına da varis kıldık. Rabbinin İsrailoğullarına olan o güzel vaadi sabrettikleri için tamamlandı. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarını ve yükselttiklerini harap ettik.

Hasan Basri Çantay

Hakaaretlere ma’ruz bırakılmış olan o kavmi de kendisine feyz ve bereket verdiğimiz yerin doğularına ve batılarına mîrascı kıldık. (Bu suretle) Rabbinin İsrâîl oğullarına olan o pek güzel va’di, (şedâide) katlandıkları sebebiyle, tam yerine geldi. Fir’avnın ve kavminin yapmakda oldukları şeylerle yükseltmekde devam etdikleri (binaları) ise hep harab etdik.

Hayrat Neşriyat

(Öteden beri) güçsüz düşürülmekte olan kavmi ise, kendisini bereketli kıldığımız yerin (Şam ve Mısır`ın) doğularına ve batılarına vâris kıldık. Böylece Rabbinin İsrâiloğullarına olan o pek güzel söz, sabretmeleri sebebiyle tamâmen yerine geldi. Fir`avun`un ve kavminin yapmakta olduğu (sarayları)nı ve yükseltmekte oldukları (köşk ve bahçeleri)ni ise, harâb ettik.

İbn-i Kesir

Hor görülmüş olan kavmi de, bereketlendirdiğimiz yerin doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbının İsrailoğullarına vukü bulan güzel sözü de onların sabretmelerinden dolayı yerini buldu. Firavun’un da, kavminin de yapmakta ve yükselmekte oldukları şeyleri harab ettik.

İlyas Yorulmaz

Yeryüzünün doğusunun ve batısının bereketli topraklarına, daha önce zayıf bırakılmış toplumu mirasçı yaptık. Böylece, Rabbinin İsrail oğullarına vermiş olduğu güzellikler, sabretmelerinin karşılığında yerine gelmiş oldu. Firavun ve kavminin yaptıklarını ve onları hatırlatacak yapıları da yerle bir ettik.

İskender Ali Mihr

Ve zayıf bırakılmış kavmi, arzın bereketlendirdiğimiz doğusuna ve batısına varis kıldık. Ve İsrailoğullarına sabırlarından dolayı Rabbinizin güzel sözü tamamlandı. Firavunun ve onun kavminin yapmış olduklarını ve kurdukları çardakları (köşkleri, binaları) harap ettik.

Kadri Çelik

Zayıf bırakılanları, bereketlendirdiğimiz yerin doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Sabırlarına karşılık Rabbinin İsrail oğullarına verdiği güzel söz böylece yerine geldi. Firavun ve kavminin yaptığını ve yükselttiklerini ise yerle bir ettik.

Muhammed Esed

(Vaktiyle) hor görülen/güçsüz bırakılan insanları ise kutlu kıldığımız ülkenin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Ve Rabbinizin İsrailoğullarına verdiği söz, onların darlıkta gösterdikleri sabrın karşılığı olarak (işte böylece) gerçekleşmiş oldu; Firavun ve halkının özenle işlediklerini, yapıp yükselttiklerini ise, hepsini, hepsini yerle bir ettik.

Mustafa İslamoğlu

Vaktiyle hor görülüp ezilen insanları, toprağını bereketli kıldığımız ülkenin en doğusundan en batısına kadar tamamına hakim kıldık. Ve Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel (bir gelecek) vaadi, onların sabırlarına karşılık (işte böyle) gerçekleşti. Firavun ve avanesinin yapıp yücelttikleri kibir uygarlığını tarihe gömdük.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve zayıf, hakîr görülen o kavmini, kendisinde feyz ve bereket vücuda getirmiş olduğumuz yerin şark cihetlerine ve garp taraflarına varis kıldık. Ve Rabbinin güzel kelimesi İsrailoğulları üzerine sabreder oldukları sebebiyle tamam oldu. Ve Fir’avun ve kavminin yapmakta oldukları şeyleri ve yükseltmekte oldukları binaları tamamen helâk ettik.

Ömer Öngüt

Hor görülüp hırpalanan o kavmi de, mübarek kıldığımız yerin doğularına ve batılarına mirasçı yaptık. Sabretmelerine karşılık, Rabbinin İsrâiloğullarına verdiği güzel söz yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmakta ve yükseltmekte oldukları şeyleri yıkıp yok ettik.

Sadık Türkmen

Ezilmekte olan kavmi; içini bereketli kıldığımız yeryüzünün doğularına ve batılarına mirasçılar kıldık. Sabretmeleri yüzünden, Rabbinin İsrailoğulları’na verdiği güzel söz tamam oldu. Firavun’un ve kavminin yapıyor olduklarını ve yükseltmekte oldukları şeyleri yerlere serdik!

Seyyid Kutub

O güne kadar horlanan, ezilen toplumu (yahudileri) bereketlerle donattığımız toprakların doğusuna ve batısına mirasçı kıldık. İsrailoğulları’nın sabırlarına karşılık, Rabbinin onlara verdiği güzel söz gerçekleşti. Firavun’un ve soydaşlarının ortaya koydukları eserleri ve yükselttikleri yapıları yıkıp yok ettik.

Suat Yıldırım

Horlanan, ezilen milleti de, bereketlerle donattığımız o ülkenin doğularına ve batılarına (yani tamamına) vâris kıldık. Böylece sabretmelerine mükâfat olarak İsrail oğullarına, senin Rabbinin yaptığı güzel vaad tamamen gerçekleşti. Firavun ile kavminin yaptıkları binaları ve yetiştirdikleri bahçeleri ise imha ettik.

Süleyman Ateş

Hor görülüp ezilmekte olan milleti de içini bereketlerle donattığımız yerin, doğularına ve batılarına mirâsçı kıldık. Rabbinin İsrâil oğullarına verdiği güzel söz, sabretmeleri yüzünden tam yerine geldi. Fir’avn’ın ve kavminin yapageldiği şeyleri ve yükseltmekte oldukları sarayları (ve bahçeleri) de yıktık.

Şaban Piriş

Yeryüzünün bereketli kıldığımız doğusunda ve batısında güçsüzleştirilmiş bir toplumu onlara varis kıldık. İsrailoğulları’nın sabretmelerine karşılık olarak Rabbinin hükmü en iyi şekilde yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmış olduğu şeyleri mahvettik (sanki) hükümranlık yapmamışlardı.

Tefhim-ul Kur'an

Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp zayıf bırakılanları (müstaz’afları) mirasçılar kıldık. Rabbinin İsrailoğullarına olan o güzel sözü (vaadi), sabretmeleri dolayısıyla tamamlandı (yerine geldi) . Firavun ve kavminin yapmakta oldukları ve yükselttiklerini (köşklerini, saraylarını) da yerle bir ettik.

Yaşar Nuri Öztürk

Ezilip itilmekte olan topluluğu da içine bereketler doldurduğumuz toprağın doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin, İsrailoğullarına verdiği güzel söz, sabretmeleri yüzünden hedefine vardı. Firavun ve toplumunun sanayi olarak meydana getirdiklerini de dikip yükselttikleri sarayları da yere geçirdik.

Yusuf Ali (İngilizce)

And We made a people, considered weak (and of no account), inheritors of lands in both east and west, - lands whereon We sent down Our blessings. The fair promise of thy Lord was fulfilled for the Children of Israel, because they had patience and constancy, and We levelled to the ground the great works and fine buildings which Pharaoh and his people erected (with such pride).

KELİME KÖKLERİ
وَأَوْرَثْنَا
ve evraṧnā
ve mirasçı kıldık و ر ث
الْقَوْمَ
l-ḳavme
milleti ق و م
الَّذِينَ
elleƶīne
كَانُوا
kānū
olan ك و ن
يُسْتَضْعَفُونَ
yusteD’ǎfūne
hor görülüp ezilmekte ض ع ف
مَشَارِقَ
meşāriḳa
doğularına ش ر ق
الْأَرْضِ
l-erDi
yerin ا ر ض
وَمَغَارِبَهَا
ve meğāribehā
ve batılarına غ ر ب
الَّتِي
lletī
öyle ki
بَارَكْنَا
bāraknā
bereketlendirdik ب ر ك
فِيهَا
fīhā
içini
وَتَمَّتْ
ve temmet
ve tam yerine geldi ت م م
كَلِمَتُ
kelimetu
(verdiği) sözü ك ل م
رَبِّكَ
rabbike
Rabbinin ر ب ب
الْحُسْنَىٰ
l-Husnā
güzel ح س ن
عَلَىٰ
ǎlā
üzerine
بَنِي
benī
oğulları ب ن ي
إِسْرَائِيلَ
isrāīle
İsrail
بِمَا
bimā
yüzünden
صَبَرُوا
Saberū
sabretmeleri ص ب ر
وَدَمَّرْنَا
ve demmernā
ve yıktık د م ر
مَا
şeyleri
كَانَ
kāne
ك و ن
يَصْنَعُ
yeSneǔ
yapageldiği ص ن ع
فِرْعَوْنُ
fir’ǎvnu
Fir’avn’ın
وَقَوْمُهُ
ve ḳavmuhu
ve kavminin ق و م
وَمَا
ve mā
ve
كَانُوا
kānū
oldukları ك و ن
يَعْرِشُونَ
yeǎ’rişūne
yükselttiyor (sarayları) ع ر ش