قَالَا رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنْفُسَنَا وَإِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ
Kala rabbena zalemna enfüsena ve il lem tağfir lena ve terhamna lenekunenne minel hasirın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Her ikisi de Rabbimiz dedi, kendimize zulmettik biz, bizi yarlıgamazsan, bize acımazsan ziyankârlardan oluruz. |
Abdullah Parlıyan |
"Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik, yaratılış gayemize aykırı hareket ettik; bizi bağışlamaz, bize merhamet etmezsen, büyük zarara uğrayanlardan olacağız" dediler. |
Adem Uğur |
(Adem ile eşi) dediler ki Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. |
Ahmed Hulusi |
Dediler ki "Rabbimiz! Nefsimize zulmettik... Eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmet etmez isen, biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz." |
Ahmet Varol |
’Ey Rabbimiz! Biz kendimize haksızlık ettik. Sen bizi bağışlamaz ve bize rahmet etmezsen muhakkak ki zarar edenlerden oluruz’ dediler. |
Ali Bulaç |
Dediler ki "Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız." |
Ali Fikri Yavuz |
Âdem ve Havva "- Ey Rabbimiz, kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, muhakkak ziyan edenlerden oluruz." dediler. |
Bayraktar Bayraklı |
“Ey Rabbimiz! Biz kendimize haksızlık ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, elbette ziyan edenlerden oluruz.” |
Bekir Sadak |
Her ikisi, «Rabbimiz! Kendimize yazik ettik; bizi bagislamaz ve bize merhamet etmezsen biz kaybedenlerden oluruz» dediler. |
Celal Yıldırım |
İkisi birden «Ey Rabbimiz! Kendimize haksızlık ve yazık ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve merhamet etmezsen herhalde zarara uğrayanlardan oluruz» dediler. |
Cemal Külünkoğlu |
(İkisi de) “Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hiç şüphesiz kaybedenlerden oluruz!” dediler. |
Diyanet İşleri |
Dediler ki "Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz." |
Diyanet Vakfı |
(Âdem ile eşi) dediler ki Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. |
Edip Yüksel |
Her ikisi "Efendimiz, kendimize zulmettik. Bizi bağışlamaz ve bize acımazsan kaybedenlerden oluruz" dediler. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Dediler ki «Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!» |
Fizil-al il Kuran |
Adem ile eşi dedi ki; «Ey Rabbimiz, biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz.» |
Gültekin Onan |
Dediler ki "Rabbimiz, biz nefslerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız." |
Harun Yıldırım |
Dediler ki "Rabbimiz biz nefsimize zulmettik bizi bağışlamaz, bize merhamet etmezsen muhakkak ki hüsrana uğrayanlardan oluruz." |
Hasan Basri Çantay |
Dediler «Ey Rabbimiz, kendimize yazık etdik. Eğer bizi bağışlamaz, bizi esirgemezsen her halde (maddî ve ma’nevî en büyük) zarara uğrayanlardan olacağız». |
Hayrat Neşriyat |
(Âdem ile Havvâ) dediler ki `Rabbimiz! (Biz) kendimize zulmettik; artık bize mağfiret etmez ve bize merhamet etmezsen, mutlaka hüsrâna uğrayanlardan oluruz.` |
İbn-i Kesir |
İkisi dediler ki Rabbımız; kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamazsan ve bize merhamet etmezsen; muhakkak ki biz, hüsrana uğrayanlardan oluruz. |
İlyas Yorulmaz |
İkisi de "Rabbimiz kendimize haksızlık ettik, eğer bizi bağışlamazsan ve merhamet etmezsen, hüsrana uğrayanlardan olacağız" dediler. |
İskender Ali Mihr |
İkisi şöyle dedi "Rabbimiz, biz nefslerimize zulmettik, şâyet Sen bize mağfiret ve rahmet etmezsen, biz mutlaka hüsrana uğrayanlardan oluruz." |
Kadri Çelik |
Her ikisi, "Rabbimiz! Kendimize zulmettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz hüsrana uğrayanlardan oluruz" dediler. |
Muhammed Esed |
O ikisi "Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hiç şüphesiz, kaybedenlerden olacağız!" dediler. |
Mustafa İslamoğlu |
Her ikisi de dediler ki "Rabbimiz! Biz kendi kendimize zulmetmişiz; eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, kesinlikle kaybedenler arasına gireriz!" |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Dediler ki «Ey Rabbimiz! Biz kendi nefislerimize zulmettik, ve eğer bizi yarlığamaz isen ve merhamet buyurmaz isen elbette biz hüsrâna uğmışlardan oluruz.» |
Ömer Öngüt |
Dediler ki "Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamazsan ve bize merhamet etmezsen, muhakkak ki kaybedenlerden oluruz. " |
Sadık Türkmen |
Dediler ki "Rabbimiz! Biz nefislerimize zulmettik/kendimize haksızlık ettik, eğer bizi bağışlamazsan ve bize merhamet etmezsen, elbette ki biz hüsrana uğrayanlardan oluruz." |
Seyyid Kutub |
Adem ile eşi dedi ki; «Ey Rabbimiz, biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz.» |
Suat Yıldırım |
"Ey bizim Rabbimiz, kendimize yazık ettik. Şayet Sen kusurumuzu örtüp, bize merhamet buyurmazsan, en büyük kayba uğrayanlardan oluruz!" diye yalvarıp yakardılar. |
Süleyman Ateş |
Dediler "Rabbimiz, biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, muhakkak ziyana uğrayanlardan oluruz!" |
Şaban Piriş |
-Rabbimiz, kendimize zulmettik, bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen elbette hüsrana uğrayanlardan oluruz, dediler. |
Tefhim-ul Kur'an |
Dediler ki «Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
"Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
They said "Our Lord! We have wronged our own souls If thou forgive us not and bestow not upon us Thy Mercy, we shall certainly be lost." |
قَالَا ḳālā |
dediler | ق و ل |
رَبَّنَا rabbenā |
Rabbimiz | ر ب ب |
ظَلَمْنَا Zelemnā |
biz zulmettik | ظ ل م |
أَنْفُسَنَا enfusenā |
kendimize | ن ف س |
وَإِنْ ve in |
ve eğer | |
لَمْ lem |
||
تَغْفِرْ teğfir |
bağışlamazsan | غ ف ر |
لَنَا lenā |
bizi | |
وَتَرْحَمْنَا ve terHamnā |
ve bize acımazsan | ر ح م |
لَنَكُونَنَّ lenekūnenne |
muhakkak oluruz | ك و ن |
مِنَ mine |
-dan | |
الْخَاسِرِينَ l-ḣāsirīne |
ziyana uğrayanlar- | خ س ر |