وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَىٰ آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَرَكَاتٍ مِنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ وَلَٰكِنْ كَذَّبُوا فَأَخَذْنَاهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ

Ve lev enne ehlel kura amenu vettekav le fetahna aleyhim berakatim mines semai vel erdı ve lakin kezzebu fe ehaznahüm bima kanu yeksibun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Memleketlerin halkı inansalar ve çekinselerdi gökyüzünden üstlerine bereket yağdırır, yeryüzünden bereket fışkırtırdık, fakat inkâr ettiler de kazandıkları suç yüzünden onları azâba uğrattık.

Abdullah Parlıyan

Eğer o peygamberlerin gönderildiği ülkelerin halkı, inanmış olsalar ve yollarını Allah’ın kitabıyla bulmuş olsalardı, onların önüne yerin ve göğün bereketlerini açardık; ama gerçekleri yalanlamaya kalktılar ve biz de kendi yapıp ettiklerinden dolayı onları kıskıvrak yakaladık.

Adem Uğur

O (peygamberlerin gönderildiği) ülkelerin halkı inansalar ve (günahtan) sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.

Ahmed Hulusi

Eğer o bölgelerin halkları iman edip korunsalardı, elbette onlar üzerine semâdan ve yeryüzünden bereketler açardık... Ne var ki yalanladılar! Biz de onları yapmakta olduklarının getirisi ile yakalayıverdik!

Ahmet Varol

Eğer, kasabaların halkı iman etmiş ve sakınmış olsalardı onlara göklerin ve yerin bereketlerini açardık. Ancak onlar yalanladılar biz de onları kazandıklarına karşılık yakalayıverdik.

Ali Bulaç

Eğer o ülkeler halkı inansalardı ve korkup-sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem yerden (sayısız) bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar yalanladılar, Biz de onları kazanageldikleri nedeniyle yakalayıverdik.

Ali Fikri Yavuz

Eğer o memleketlerin halkı, iman edip Allah’dan korkmuş olsaydılar, muhakkak ki üzerlerine yerden ve gökten bereketler açardık. Fakat onlar, peygamberleri yalanladılar da, kendilerini, yapmış oldukları küfür yüzünden azabla yakalayıverdik.

Bayraktar Bayraklı

O peygamberlerin gönderildiği ülkelerin halkı inanıp günahtan sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık; fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.

Bekir Sadak

Eger kasabalarin halki inanmis ve Bize karsi gelmekten sakinmis olsalardi, onlara gogun ve yerin bolluklarini verirdik. Ama yalanladilar; bu yuzden onlari, yaptiklarina karsilik yakalayiverdik.

Celal Yıldırım

Eğer o kasabaların halkı (dosdoğru) inanıp (inkâr, inat ve azgınlıktan) sakınsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bereket (kapılarını acardık; ama ne yazık ki (Hakk’ı) yalanladılar, biz de onları kazandıkları (kötülük ve haksızlıktan dolayı kahrımızla) yakaladık.

Cemal Külünkoğlu

Eğer o memleketlerin ahalisi iman edip Allah`tan sakınsalardı elbette üzerlerine yerden gökten bereket kapıları açardık. Ama gerçeği yalanladılar ve biz de yaptıklarından dolayı onları kıskıvrak yakaladık.

Diyanet İşleri

Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler(in kapılarını) açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işledikleri günahlarından dolayı yakalayıverdik.

Diyanet Vakfı

O (peygamberlerin gönderildiği) ülkelerin halkı inansalar ve (günahtan) sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.

Edip Yüksel

Ülkelerin halkları Gerçeği onaylayıp erdemli davransalardı, göklerden ve yerden üzerlerine bolluk kapısını açardık. Ama yalanladılar ve bunun üzerine kazandıklarıyla birlikte onları yakaladık.

Elmalılı Hamdi Yazır

(O) ülkelerin halkı inanıp (Allah’ın azabından) korunsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bolluklar açardık; fakat yalanladılar, biz de onları kazandıklarıyla yakaladık.

Fizil-al il Kuran

Eğer o ülkelerin halkları iman edip kötülüklerden sakınsalardı, göğün ve yerin bereket kapılarını yüzlerine açardık. Fakat yalanladılar, biz de onları işlediklerinin cezasına çarptırdık.

Gültekin Onan

Eğer o ülkeler ehli inansaydı ve korkup sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem yerden (sayısız) bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar yalanladılar, biz de onları kazanageldikleri nedeniyle yakalayıverdik.

Harun Yıldırım

O ülkelerin halkı iman edip sakınsalardı elbette onların üzerine gökten de yerden de bereketler açardık, fakat onlar yalanladılar, biz de onları kazanmakta oldukları sebebiyle yakalayıverdik.

Hasan Basri Çantay

Eğer o memleketler halkı îman edib de (küfür ve isyandan) sakınmış olsalardı elbette üzerlerine gökden ve yerden nice bereket (hazîne) ler (ini) açardık. Fakat onlar (peygamberlerini) yalanladılar da biz de kazanmakda oldukları (küfür ve isyan) yüzünden onları tutub yakaladık.

Hayrat Neşriyat

Hem gerçekten o şehirlerin halkı îmân edip (peygamberlerine karşı gelmekten)sakınsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden nice bereketler açardık; fakat (onlar, peygamberlerini) yalanladılar; bunun üzerine (biz de) onları, kazanmakta oldukları(günahlar) yüzünden (azâbımız ile) yakalayıverdik.

İbn-i Kesir

Şayet kasabaların halkı, inanmış ve sakınmış olsalardı; elbette üzerlerine gökten ve yerden bereketler açardık. Fakat onlar yalanladılar. Biz de bunun üzerine onları, yaptıklarından dolayı yakalayıverdik.

İlyas Yorulmaz

Keşke bu kasaba halkı iman edip sakınsalardı, bizde gökten ve yerden bereket kapılarını onlar için açardık. Fakat onlar yalanladılar, sonra bizde onları kazandıklarıyla birlikte yakalayıverdik.

İskender Ali Mihr

O ülkenin halkı eğer âmenû olsalardı ve takva sahibi olsalardı elbette onlara semadan ve yerden bereketler (bolluk) açardık. Fakat onlar yalanladılar. Böylece kazandıklarından dolayı onları aldık (cezalandırdık).

Kadri Çelik

Eğer kasabaların halkı iman etmiş ve sakınmış olsalardı, onlara göğün ve yerin bolluklarını verirdik. Ama yalanladılar; bu yüzden onları, yaptıkları sebebiyle kıskıvrak yakalayıverdik.

Muhammed Esed

Oysa bu toplumların insanları imana erip de Bize karşı sorumluluk bilinci taşıyor olsalardı onların önünde göğün ve yerin bolluklarını açardık ama gerçeği yalanlamaya kalktılar ve Biz de (kendi) yapıp ettiklerinden ötürü onları kıskıvrak yakaladık.

Mustafa İslamoğlu

Oysa ki, eğer bu ülkelerin insanları inansalar ve sorumlu hareket etselerdi, onlara göklerin ve yerin bereketini ardına kadar açardık, fakat yalanladılar. Bunun üzerine biz de yaptıklarından dolayı onları kıskıvrak yakaldık.

Ömer Nasuhi Bilmen

Eğer o ülkelerin ahalisi imân etselerdi ve sakınmış olsalar idi, elbette onların üzerine gökten ve yerden bereketler açardık. Fakat tekzîp ettiler. Artık Biz de onları, kazanır oldukları şey sebebiyle tutup yakalayıverdik.

Ömer Öngüt

Eğer o memleketlerin halkı inansalardı ve bize karşı gelmekten sakınsalardı; elbette onlara göğün ve yerin bolluklarını verir, bereketler açardık. Fakat yalanladılar, biz de onları yaptıklarına karşılık yakalayıverdik.

Sadık Türkmen

Şayet, ülkeler halkı inansalardı ve korunup sakınsalardı; onlara gökten ve yerden bereketler açardık. Fakat yalanladılar. Biz de onları kazandıkları şeylerle hemen yakaladık.

Seyyid Kutub

Eğer o ülkelerin halkları iman edip kötülüklerden sakınsalardı, göğün ve yerin bereket kapılarını yüzlerine açardık. Fakat yalanladılar, biz de onları işlediklerinin cezasına çarptırdık.

Suat Yıldırım

Eğer o ülkelerin ahalisi iman edip Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette Biz üzerlerine gökten, yerden nice bereket ve bolluk kapılarını açardık. Fakat onlar peygamberleri yalancı saydılar, Biz de işledikleri kötülükler sebebiyle kendilerini cezaya çarptırdık.

Süleyman Ateş

(O) ülkelerin halkı inanıp (kötülüklerden) korunsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bolluklar açardık; fakat yalanladılar, biz de onları kazandıklarıyle yakaladık.

Şaban Piriş

Eğer ülkelerin halkı iman edip, korunsalardı, biz de onlara gökten ve yerden bereket açardık. Fakat yalanladılar. Bu sebeple onları yapmakta olduklarıyla yakaladık.

Tefhim-ul Kur'an

Eğer o ülkeler halkı inansalardı ve korkup sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem de yerden (sayısız) bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar yalanladılar, biz de onları kazanageldikleri nedeniyle yakalayıverdik.

Yaşar Nuri Öztürk

O medeniyetlerin halkı inanıp korunsalardı, elbette ki üzerlerine gökten ve yerden bereketler saçardım. Ama yalanladılar, biz de onları, kazanır olduklarıyla yakalayıverdik.

Yusuf Ali (İngilizce)

If the people of the towns had but believed and feared Allah, We should indeed have opened out to them (All kinds of) blessings from heaven and earth; but they rejected (the truth), and We brought them to book for their misdeeds.

KELİME KÖKLERİ
وَلَوْ
velev
ve şayet
أَنَّ
enne
elbette
أَهْلَ
ehle
halkı ا ه ل
الْقُرَىٰ
l-ḳurā
(O) ülkelerin ق ر ي
امَنُوا
āmenū
inansalardı ا م ن
وَاتَّقَوْا
vetteḳav
ve korunsalardı و ق ي
لَفَتَحْنَا
lefeteHnā
açardık ف ت ح
عَلَيْهِمْ
ǎleyhim
üzerlerine
بَرَكَاتٍ
berakātin
bolluklar ب ر ك
مِنَ
mine
-ten
السَّمَاءِ
s-semāi
gök- س م و
وَالْأَرْضِ
vel’erDi
ve yer(den) ا ر ض
وَلَٰكِنْ
velākin
fakat
كَذَّبُوا
keƶƶebū
yalanladılar ك ذ ب
فَأَخَذْنَاهُمْ
feeḣaƶnāhum
biz de onları yakaladık ا خ ذ
بِمَا
bimā
şeylerle
كَانُوا
kānū
oldukları ك و ن
يَكْسِبُونَ
yeksibūne
kazanıyor ك س ب