كَلَّا ۖ إِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِمَّا يَعْلَمُونَ
Kella inna halaknahum mimma ya’lemune.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Fakat imkânı yok; şüphe yok ki biz, onları, onların da bildikleri şeyden yarattık. |
Abdullah Parlıyan |
Asla biz o inkârcıları da inananları da bildikleri basit bir çamurdan veya bir damla sudan yarattık ama yaratılışta birlik cennete girmeyi sağlamıyor. İman ve Allah’a teslimiyet gerekiyor. |
Adem Uğur |
Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler). |
Ahmed Hulusi |
Hayır, asla! Muhakkak ki biz onları bildikleri şeyden (spermden) yarattık! |
Ahmet Varol |
Hayır. Biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Ali Bulaç |
Hayır; doğrusu Biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Ali Fikri Yavuz |
Hayır, öyle şey yok. Biz; onları bildikleri şeyden (nutfeden) yarattık; (insanın aslı olan bu maddenin, iman olmaksızın ne değeri olabilir? Bununla yoğrulup da iman nuru ile aydınlığa çıkmıyan kimse, cennete girmeyi nasıl isteyebilir?) |
Bayraktar Bayraklı |
(38-39) Onlardan her biri nimet cennetine girmeyi mi umuyor? Hayır, öyle değil; biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Bekir Sadak |
Hayir; dogrusu onlari kendilerinin de bildikleri seyden yaratmisizdir. |
Celal Yıldırım |
Hayır, elbette biz, onları bildikleri şeyden yarattık.. |
Cemal Külünkoğlu |
Hayır (Aldatıcı akıbetten kurtulamazlar onlar)! Biz onları (da diğer insanlar gibi) bildikleri şeyden (meniden) yarattık. |
Diyanet İşleri |
Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık. |
Diyanet Vakfı |
Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler). |
Edip Yüksel |
Asla; biz onları yarattık, bildikleri şeyden… |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Hayır, biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Fizil-al il Kuran |
Hayır! Öyle şey yok. Aldatıcı akıbetten kurtulamazlar onlar. Biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Gültekin Onan |
Hayır; doğrusu biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Harun Yıldırım |
Hayır, hayır; doğrusu biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Hasan Basri Çantay |
Hayır (ne gezer)! Hakıykat biz onları (da) o bilib durdukları şeyden yaratdık. |
Hayrat Neşriyat |
Aslâ! Şübhesiz ki biz, onları bilmekte oldukları şeyden (bir damla hakir sudan)yarattık. |
İbn-i Kesir |
Hayır. Doğrusu Biz; onları, bilip durdukları şeyden yarattık. |
İlyas Yorulmaz |
Hayır biz onları bildikleri şeylerden yarattık. |
İskender Ali Mihr |
Hayır, asla! Muhakkak ki Biz, onları bildikleri şeyden yarattık. |
Kadri Çelik |
Hayır, doğrusu biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Muhammed Esed |
Asla! Çünkü, Biz onları (çok iyi) bildikleri bir şeyden yarattık! |
Mustafa İslamoğlu |
Kesinlikle hayır. Şu bir gerçek ki onları iyi bildikleri bir şeyden yaratan Biziz. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Hayır, asla. Şüphe yok ki Biz onları bilir oldukları şeyden yarattık. |
Ömer Öngüt |
Hayır! Doğrusu biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık. |
Sadık Türkmen |
Hayır, asla! Biz onları, bildikleri şeyden yarattık. |
Seyyid Kutub |
Hayır! Öyle şey yok. Aldatıcı akıbetten kurtulamazlar onlar. Biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Suat Yıldırım |
(Hiç heveslenmesin, hiç kimsenin öteki insanlar üzerinde böbürlenmeye hakkı olamaz). Çünkü Biz onları da, öbür insanlar gibi, o bildikleri nesneden, meniden yarattık. |
Süleyman Ateş |
Hayır! Öyle şey yok! Biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Şaban Piriş |
-Asla! Biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Tefhim-ul Kur'an |
Hayır, doğrusu biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Hayır, ummasınlar! Gerçek şu ki biz onları, bildikleri şeyden yarattık. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
By no means! For We have created them out of the (base matter) they know! |