وَقِيلَ مَنْ ۜ رَاقٍ
Ve kıyle men rakın.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve bir okuyup üfleyen yok mu denince. |
Abdullah Parlıyan |
"Bunu tedavi edebilecek kim vardır?" diyecekler. |
Adem Uğur |
Tedavi edebilecek kimdir? denir. |
Ahmed Hulusi |
"Kimdir ölümden kurtaracak?" |
Ahmet Varol |
’Kim efsun yapar?’ denir, |
Ali Bulaç |
"Son müdahaleyi yapacak kim" denir. |
Ali Fikri Yavuz |
(Yanında bulunanlar tarafından) denilir ki "- (Bunu) tedavi edecek bir doktor kim var?" |
Bayraktar Bayraklı |
(26-30) Hayır! Can köprücük kemiğine dayandığında, “Kim tedavi edecektir?” dendiğinde, onun kesin ayrılış olduğunu anladığında, bacaklar birbirine dolaştığında, o gün sevk yeri yalnızca Rabbinin huzurudur. |
Bekir Sadak |
(26-27) Dikkat edin; can bogaza gelip koprucuk kemiklerine dayandigi zaman «Care bulan yok mudur?» denir. |
Celal Yıldırım |
Okuyup üfleyecek bir kimse yok mudur? denilecek. |
Cemal Külünkoğlu |
(26-27) Hayır; can, köprücük kemiğine gelip dayandığı zaman “Son müdahaleyi yapacak kim (tedavi edecek ve ömrü uzatacak biri var mı?)” denir. |
Diyanet İşleri |
(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir. |
Diyanet Vakfı |
«Tedavi edebilecek kimdir?» denir. |
Edip Yüksel |
Ve, "Çare bulan var mı?" dendiği zaman. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
«Tedavi edebilecek kimdir?» denilir. |
Fizil-al il Kuran |
Bu hastayı iyileştirecek biri yok mu? diye sorarlar. |
Gültekin Onan |
"Son müdahaleyi yapacak kim" denir. |
Harun Yıldırım |
"Var mı bir tedavi edecek?" denildiğinde, |
Hasan Basri Çantay |
«Tedâvî edebilecek kim?» denildi (denilecek). |
Hayrat Neşriyat |
(26-27) Hayır! (Can) köprücük kemiklerine dayandığı zaman `Var mı (bu hastaya) bir okuyacak (tedâvi edecek) kişi?` denilir. |
İbn-i Kesir |
Çare bulacak kim? denir. |
İlyas Yorulmaz |
Tedavi edecek yok mu? denir. |
İskender Ali Mihr |
Ve "Kurtaracak kimdir?" denir. |
Kadri Çelik |
"Kurtarıcı kim?" denir. |
Muhammed Esed |
ve insanlar "(onu kurtaracak) bir hekim yok mu?" diye sorarlar; |
Mustafa İslamoğlu |
bir çığlık koparılacak "Kim... Şifacı?" |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve denilmiş olur ki «Tedavi edebilecek kim var?» |
Ömer Öngüt |
"Kim afsun yapar, bunu kim tedavi eder?" denir. |
Sadık Türkmen |
"(onu kurtaracak) bir hekim/ona okuyacak bir kimse yok mu?" diye sesleniyorlar. |
Seyyid Kutub |
Bu hastayı iyileştirecek biri yok mu? diye sorarlar. |
Suat Yıldırım |
"Bunu iyileştiren, kurtaran yok mu?" der. |
Süleyman Ateş |
Ve (başında bulunanlar tarafından) "Kim afsun yapar acaba? denir, |
Şaban Piriş |
-Son nefesini veren kimdir? denmiş. |
Tefhim-ul Kur'an |
«Son müdahaleyi yapacak kim» denir. |
Yaşar Nuri Öztürk |
"Kim var okuyup üfleyecek?" denilir! |
Yusuf Ali (İngilizce) |
And there will be a cry, "Who is a magician (to restore him)?" |