وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا
Ve kezzebu biayatina kizzaben.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve delillerimizi boyuna yalanlarlardı. |
Abdullah Parlıyan |
Bizim ayetlerimizi alabildiklerine yalan sayıyorlardı. |
Adem Uğur |
Bizim âyetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı. |
Ahmed Hulusi |
Varlıklarındaki işaretlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı! |
Ahmet Varol |
Ayetlerimizi de yalanlayabildikçe yalanladılar. |
Ali Bulaç |
Bizim ayetlerimizi yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı. |
Ali Fikri Yavuz |
Âyetlerimizi de alabildiklerine yalanlamışlardı. |
Bayraktar Bayraklı |
(24-28) Yaptıklarına uygun bir karşılık olarak orada ne bir serinlik, ne de bir soğuk içecek bulacaklar. Ancak kaynar su ve irin içecekler. Çünkü onlar, hesap gününü hiç beklemiyorlardı. Âyetlerimizi şiddetle yalanlamışlardı. |
Bekir Sadak |
Ayetlerimizi hep yalan sayip dururlardi. |
Celal Yıldırım |
Âyetlerimizi yalan saydılar da saydılar. |
Cemal Külünkoğlu |
Âyetlerimizi de alabildiğine yalanlamış (ve kendi kafalarına göre yaşamış)lardı. |
Diyanet İşleri |
Âyetlerimizi de alabildiğine yalanlamışlardı. |
Diyanet Vakfı |
Bizim âyetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı. |
Edip Yüksel |
Ve ayetlerimizi, mucizelerimizi yalanladılar. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Âyetlerimizi yalanlaya yalanlaya tam bir yalancı olmuşlardı. |
Fizil-al il Kuran |
Ayetlerimizi de tamamen yalanlamışlardı. |
Gültekin Onan |
Bizim ayetlerimizi yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı. |
Harun Yıldırım |
Ayetlerimizi de yalanladıkça yalanlıyorlardı. |
Hasan Basri Çantay |
bizim âyetlerimizi alabildiklerine yalan sayıyorlardı. |
Hayrat Neşriyat |
Âyetlerimizi de yalanladıkça yalanlamışlardı. |
İbn-i Kesir |
Ve ayetlerimizi yalan sayıp dururlardı. |
İlyas Yorulmaz |
Ayetlerimizi hep yalanlıyorlardı. |
İskender Ali Mihr |
Ve âyetlerimizi tekzip ederek yalanladılar. |
Kadri Çelik |
Bizim ayetlerimizi de yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı. |
Muhammed Esed |
mesajlarımızı tek tek ve tümüyle yalanladıkları halde; |
Mustafa İslamoğlu |
üstelik ayetlerimizi de açık bir dille yalanlamışlardı; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve âyetlerimizi yalan saymakla yalan sayar olmuşlardı. |
Ömer Öngüt |
Ve âyetlerimizi de tamamen yalan sayıyorlardı. |
Sadık Türkmen |
Ayetlerimizi yalanlayabildikleri kadar yalanlayıp durmuşlardı. |
Seyyid Kutub |
Ayetlerimizi de tamamen yalanlamışlardı. |
Suat Yıldırım |
İşleri güçleri ayetlerimizi yalan saymaktı. |
Süleyman Ateş |
Âyetlerimizi de tamamen yalanlamışlardı. |
Şaban Piriş |
Ayetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı. |
Tefhim-ul Kur'an |
Bizim ayetlerimizi de yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Ayetlerimizi pervasızca yalanlamışlardı. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
But they (impudently) treated Our Signs as false. |