وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُعَذِّبَهُمْ وَأَنْتَ فِيهِمْ ۚ وَمَا كَانَ اللَّهُ مُعَذِّبَهُمْ وَهُمْ يَسْتَغْفِرُونَ

Ve ma kanellahü li yüazzibehüm ve ente fıhim ve ma kanellahü müazzibehüm ve hüm yestağfirun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Fakat sen, onların içinde oldukça onları azaplandırmaz ve gene yarlıganma dilerlerken Allah onlara azap vermez.

Abdullah Parlıyan

Oysa ey peygamber! Sen onların arasında iken, Allah onlara azap edecek değildir. Ve onların arasında bulunan mü’minler, Allah’tan bağışlanmalarını isterlerken yine Allah onlara azap edici değildir.

Adem Uğur

Halbuki sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici değildir.

Ahmed Hulusi

Hâlbuki sen onların içindeyken Allâh onlara azap vermezdi (sen âlemlere rahmet olarak irsâl edilmiştin)... Ayrıca, istiğfar edenler de varken, Allâh onlara azap edici değildir.

Ahmet Varol

Oysa sen onların içinde olduğun sürece Allah onlara azap edecek değildi. Onlar bağışlanma diledikleri sürece de Allah onlara azap edici değildir.

Ali Bulaç

Oysa sen içlerinde bulunduğun sürece, Allah onları azaplandıracak değildir. Ve onlar, bağışlanma dilemektelerken de, Allah onları azaplandıracak değildir.

Ali Fikri Yavuz

Halbuki sen (Ey Rasûlüm), onların içindeyken Allah onlara azap verecek değildi. İstiğfar ettikleri halde de Allah onlara azap edecek değil...

Bayraktar Bayraklı

Halbuki sen onların içinde iken Allah onlara azap verecek değildir ve aralarındaki müminler bağışlanma dilerken de şüphesiz Allah onlara azap etmez.

Bekir Sadak

Oysa, sen iclerinde iken Allah onlara azabetmez. Onlar bagislanma dilerlerken de elbette Allah azap edecek degildir.

Celal Yıldırım

Oysa sen onların arasında iken Allah onlara azâb edecek değildir ve onların (arasında kalan mü’minler) istiğfar ederken Allah yine kendilerine azâb edici değildir.

Cemal Külünkoğlu

Ne var ki, sen onların arasında bulunurken, Allah onlara azap edecek değildir. Ayrıca Allah onları, (hala) af dileyebilecekleri bir safhada cezalandıracak da değildir.

Diyanet İşleri

Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir.

Diyanet Vakfı

Halbuki sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici değildir.

Edip Yüksel

Sen onların arasında bulunduğun sürece ALLAH onlara azap edecek değildir. Onlar, bağışlanma dilerlerken de ALLAH onları cezalandıracak değildir.

Elmalılı Hamdi Yazır

Halbuki sen içlerinde iken Allah, onlara azab edecek değildi. İstiğfar ettikleri sürece de Allah onlara azab edecek değildir.

Fizil-al il Kuran

Oysa sen aralarında bulundukça, Allah onları azaba çarptırmaz. Ayrıca bağışlanma dilerlerken de Allah onları azaba çarptırmaz.

Gültekin Onan

Oysa sen içlerinde bulunduğun sürece, Tanrı onları azablandıracak değildir. Ve onlar, bağışlanma dilemektelerken de Tanrı onları azablandıracak değildir.

Harun Yıldırım

Halbuki sen aralarındayken Allah onlara azap edecek değildir ve onlar bağışlanma dilemekte iken de Allah onlara azap edecek değildir.

Hasan Basri Çantay

Halbuki sen içlerinde iken (Habîbim), Allah onları azâblandırıcı değildi. Onlar istiğfar ederlerken de Allah yine onları azâblandırıcı değildir.

Hayrat Neşriyat

Hâlbuki sen onların içinde iken Allah onlara azâb edecek değildi. Onlar istiğfâr ederken de Allah onlara azâb edici değildi.

İbn-i Kesir

Halbuki sen içlerinde iken; Allah onlara azab etmez. Onlar istiğfar ederken de Allah, yine onları azablandıracak değildir.

İlyas Yorulmaz

Sen onların içinde olduğun sürece, Allah’ın onlara azap etmesi mümkün değildir. Bağışlanmayı diledikleri sürece Allah onlara da azap etmez.

İskender Ali Mihr

Ve sen onların arasında iken; Allah, onları azaplandıracak değildir. Ve onlar mağfiret diliyorken (de) Allah, onları azaplandıran değildir.

Kadri Çelik

Oysa sen içlerinde iken Allah onlara azap etmez. Onlar bağışlanma dilerlerken de elbette Allah azap edecek değildir.

Muhammed Esed

Ne var ki, Allah, (ey Peygamber) sen henüz onların arasında bulunurken, onları bu şekilde cezalandırmak istemedi; ayrıca Allah onları, (hala) af dileyebilecekleri bir safhada cezalandıracak da değildi.

Mustafa İslamoğlu

Oysa ki Allah, sen onların arasındayken onları cezalandırmayı istemedi; üstelik Allah, af dileme sürecini yaşarken onları cezalandırmak ta istemezdi.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve halbuki, sen onların aralarında bulundukça Allah Teâlâ onlara azap edecek değildir. Ve onlar istiğfarda bulundukları halde de Allah Teâlâ onları azaplandırıcı değildir.

Ömer Öngüt

Sen içlerinde iken Allah onlara azap etmez. Onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir.

Sadık Türkmen

Oysa sen onların içinde (yaşıyor) iken, Allah onlara (helâk/toplu imha ile) azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir.

Seyyid Kutub

Oysa sen aralarında bulundukça, Allah onları azaba çarptırmaz. Ayrıca bağışlanma dilerlerken de Allah onları azaba çarptırmaz.

Suat Yıldırım

Halbuki sen onların aralarında bulunduğun müddetçe Allah onları azaba uğratmaz; eğer onlar istiğfar ederlerse Allah bu takdirde de onlara azab etmez.

Süleyman Ateş

Oysa sen onların içinde bulundukça Allâh, onlara azâb edecek değildi ve onlar istiğfar ederlerken (içlerinde istiğfar edenler var iken) de Allâh, onlara azâb edecek değildi.

Şaban Piriş

Sen onların arasındayken Allah onlara azap etmez. Aralarında bağışlanma dileyenler oldukça Allah onlara azap etmez.

Tefhim-ul Kur'an

Oysa sen, içlerinde bulunduğun sürece, Allah onları azablandıracak değildir. Ve onlar, bağışlanma dilemektelerken de, Allah onları azablandıracak değildir.

Yaşar Nuri Öztürk

Oysaki, sen onların içinde iken Allah onlara azap etmeyecekti. Onlar, af dileyip dururken de Allah onlara azap etmezdi.

Yusuf Ali (İngilizce)

But Allah was not going to send them a penalty whilst thou wast amongst them; nor was He going to send it whilst they could ask for pardon.

KELİME KÖKLERİ
وَمَا
vemā
oysa
كَانَ
kāne
değildi ك و ن
اللَّهُ
llahu
Allah
لِيُعَذِّبَهُمْ
liyuǎƶƶibehum
onlara azab edecek ع ذ ب
وَأَنْتَ
veente
ve sen
فِيهِمْ
fīhim
onların içinde bulundukça
وَمَا
ve mā
ve
كَانَ
kāne
değildi ك و ن
اللَّهُ
llahu
Allah
مُعَذِّبَهُمْ
muǎƶƶibehum
onlara azab edecek ع ذ ب
وَهُمْ
vehum
ve onlar
يَسْتَغْفِرُونَ
yesteğfirūne
istiğfar ederlerken غ ف ر