فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ
Febeşşirhüm bi’azabin eliymin.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Artık müjdele onları elemli bir azapla. |
Abdullah Parlıyan |
O halde onlara acı bir azabı müjdele. |
Adem Uğur |
(Resûlüm!) Onlara acı azabı müjdele! |
Ahmed Hulusi |
Artık onları feci azapları ile müjdele! |
Ahmet Varol |
Onları acıklı bir azapla müjdele! |
Ali Bulaç |
Bu durumda sen, onlara acı bir azap ile müjde ver. |
Ali Fikri Yavuz |
Onun için (Ey Rasûlüm), sen onları acıklı bir azabla müjdele!... |
Bayraktar Bayraklı |
Onlara acıklı azabı müjdele! |
Bekir Sadak |
Onlara can yakici azabi mujde et. |
Celal Yıldırım |
Artık sen, onları elem verici bir azâbla müjdele!. |
Cemal Külünkoğlu |
Artık sen onları elem dolu bir azapla müjdele! |
Diyanet İşleri |
Öyle ise sen onlara elem dolu bir azabı müjdele! |
Diyanet Vakfı |
(Resûlüm!) Onlara acı azabı müjdele! |
Edip Yüksel |
Onları acı bir azapla müjdele. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onun için onlara elem verici bir azabı müjdele. |
Fizil-al il Kuran |
Onları acıklı bir azab ile müjdele. |
Gültekin Onan |
Bu durumda sen, onlara acı bir azab ile müjde ver. |
Harun Yıldırım |
Artık sen onlara çok acıklı bir azabı duyur! |
Hasan Basri Çantay |
Bunun için sen (Habibim) onları elem verici bir azâb ile müjdele! |
Hayrat Neşriyat |
(Ey Resûlüm!) Bu yüzden, onları (çok) elemli bir azâb ile müjdele! |
İbn-i Kesir |
Onlara elim bir azabı müjdele. |
İlyas Yorulmaz |
Onları acıklı bir azapla müjdele. |
İskender Ali Mihr |
Artık onları elîm azapla müjdele. |
Kadri Çelik |
O halde onları acıklı bir azap ile müjdele. |
Muhammed Esed |
O halde, onlara (öteki dünyada) şiddetli azabı haber ver, |
Mustafa İslamoğlu |
Artık onlara şiddetli bir azabı müjdele; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Artık onları pek acıklı bir azap ile müjdele. |
Ömer Öngüt |
Resulüm! Onlara acı azabı müjdele. |
Sadık Türkmen |
Onları can yakıcı bir azapla müjdele. |
Seyyid Kutub |
Onları acıklı bir azab ile müjdele. |
Suat Yıldırım |
Sen de onlara gayet acı bir azap müjdele! |
Süleyman Ateş |
Onlara acı bir azâbı müjdele. |
Şaban Piriş |
Onlara acı bir azabı müjdele.. |
Tefhim-ul Kur'an |
Bu durumda sen, onlara acıklı bir azab ile müjde ver. |
Yaşar Nuri Öztürk |
O halde, onlara acıklı bir azap muştula! |
Yusuf Ali (İngilizce) |
So announce to them a Penalty Grievous, |