فَذَكِّرْ إِنْ نَفَعَتِ الذِّكْرَىٰ

Fezekkir in nefe’atizzikra.

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Artık öğüt ver, fayda verirse eğer.

Abdullah Parlıyan

O halde gerçekleri başkalarına hatırlat. Bu hatırlatma ister fayda veriyor görünsün ister görünmesin.

Adem Uğur

O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.

Ahmed Hulusi

Eğer zikra (hatırlatma) fayda verirse, hatırlat!

Ahmet Varol

Şu halde eğer öğüt fayda verecekse öğüt ver.

Ali Bulaç

Şu halde, eğer ’öğüt ve hatırlatma’ bir yarar sağlayacaksa, ’öğüt verip hatırlat.’

Ali Fikri Yavuz

O halde, fayda versin (yahud fayda vermesin), sen Kur’an ile öğüd ver; (tebliğ vazifeni yap).

Bayraktar Bayraklı

(8-9) Başarıya giden yolu sana kolaylaştıracağız. O halde öğüt ver, çünkü öğüdün mutlaka faydası olacaktır.

Bekir Sadak

Faydali olacaksa insanlara ogut ver.

Celal Yıldırım

O halde öğüt fayda verirse ona devam et.

Cemal Külünkoğlu

O halde, eğer öğüt fayda verirse öğüt ver!

Diyanet İşleri

O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.

Diyanet Vakfı

(8-9) Seni en kolaya muvaffak kılacağız. O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.

Edip Yüksel

Öğüt yararlı olacaksa öğüt ver.

Elmalılı Hamdi Yazır

Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse.

Fizil-al il Kuran

O halde hatırlatmak fayda verirse hatırlat.

Gültekin Onan

Şu halde, eğer ’öğüt ve hatırlatma’ bir yarar sağlayacaksa, ’öğüt verip hatırlat’.

Harun Yıldırım

O halde –eğer öğüt fayda verirse sen de öğüt ver.

Hasan Basri Çantay

O halde eğer öğüd fâide verirse (durma) öğüd ver.

Hayrat Neşriyat

O hâlde eğer nasîhat fayda verirse, (artık onlara) nasîhat et!

İbn-i Kesir

O halde öğüt fayda verecekse, öğüt ver.

İlyas Yorulmaz

Eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.

İskender Ali Mihr

O halde, eğer zikir fayda verecekse zikret (zikri öğret, öğüt ver).

Kadri Çelik

O halde hatırlat, eğer hatırlatma bir yarar sağlayacaksa.

Muhammed Esed

O halde, (hakikati başkalarına) hatırlat, bu hatırlatma ister fayda ver(iyor görün)sün, (ister görünmesin).

Mustafa İslamoğlu

Şu halde sen, -öğüt (sadece bazılarına) fayda verse de- hep (fıtratlara nakşolan Allah`ı) hatırlat,

Ömer Nasuhi Bilmen

(9-10) Artık öğüt ver, eğer öğüt faide verirse. Korkar kimse, öğütü dinleyecektir.

Ömer Öngüt

Faydalı olacaksa öğüt ver.

Sadık Türkmen

O halde; hatırlat/öğüt ver, öğüt/hatırlatma faydalı olacaksa!

Seyyid Kutub

O halde hatırlatmak fayda verirse hatırlat.

Suat Yıldırım

O halde öğütün fayda vereceği ümidiyle sen nasihat et!

Süleyman Ateş

O halde eğer hatırlatmak yarar verirse hatırlat, öğüt ver.

Şaban Piriş

O halde, öğüt/uyarı fayda verecekse öğüt ver.

Tefhim-ul Kur'an

Şu halde, eğer ’öğüt ve hatırlatma’ bir yarar sağlayacaksa, ’öğüt verip hatırlat.’

Yaşar Nuri Öztürk

Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver!

Yusuf Ali (İngilizce)

Therefore give admonition in case the admonition profits (the hearer).

KELİME KÖKLERİ
فَذَكِّرْ
feƶekkir
o halde hatırlat öğüt ver ذ ك ر
إِنْ
in
eğer
نَفَعَتِ
nefeǎti
yarar verirse ن ف ع
الذِّكْرَىٰ
ƶ-ƶikrā
hatırlatmak ذ ك ر