إِنَّمَا يَسْتَأْذِنُكَ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَارْتَابَتْ قُلُوبُهُمْ فَهُمْ فِي رَيْبِهِمْ يَتَرَدَّدُونَ

İnnema yeste’zinükellezıne la yü’minune billahi vel yevmil ahıri vertabet kulubühüm fe hüm fı raybihim yeteraddedun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Senden ancak Allah’a ve son güne inanmayıp yürekleri şüpheye düşenler ve şüpheleri içinde tereddüde düşüp bocalayanlar izin isterler.

Abdullah Parlıyan

Ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya düşmüş ve şüpheleri içinde bocalayıp duranlar, savaştan geri kalmak için senden izin isterler.

Adem Uğur

Ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp, kuşkuları içinde bocalayanlar senden izin isterler.

Ahmed Hulusi

Esmâ’sıyla hakikati olan Allâh’a ve yaşanacak sonsuz sürece iman etmeyen ve bilinçleri şüphe dolu kimseler (seninle sefere çıkmamak için) senden izin isterler... Onlar şüpheleri içinde tereddüt edip dururlar.

Ahmet Varol

Senden sadece Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen ve kalplerinde şüphe olup da şüpheleri içinde bocalayıp duranlar izin isterler.

Ali Bulaç

Senden, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp, kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister.

Ali Fikri Yavuz

Senden ancak izin istiyenler, Allah’a ve âhiret gününe iman etmiyenler, kalbleri şüpheye düşenlerdir. Onlar, şüpheleri içinde bocalayıp dururlar.

Bayraktar Bayraklı

Senden, ancak Allah`a ve âhiret gününe inanmayan, gönüllerini şüpheye kaptıran kimseler geri kalmak için izin ister.

Bekir Sadak

Ancak Allah’a ve ahiret gunune inanmayan, kalbleri supheye dusup suphelerinde bocalayan kimseler senden izin isterler.

Celal Yıldırım

Senden ancak Allah’a ve Âhiret gününe imân etmiyenler; kalbleri şüpheyle çalkanıp şüpheleri içinde bocalayıp duranlar (savaşa çıkmamak için) izin isterler.

Cemal Külünkoğlu

Ancak Allah`a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp kendileri de o şüphelerinin içinde bocalayan kimseler (savaşa katılmamak için) senden izin isterler.

Diyanet İşleri

Ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp kendileri de o şüphelerinin içinde bocalayan kimseler senden izin isterler.

Diyanet Vakfı

Ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp, kuşkuları içinde bocalayanlar senden izin isterler.

Edip Yüksel

Ancak ALLAH’a ve ahiret gününü onaylamayanlar senden izin ister. Kalpleri kuşku ile doludur. Onlar kuşkuları içinde bocalamaktadırlar.

Elmalılı Hamdi Yazır

Senden izin isteyenler, olsa olsa Allah’a ve ahiret gününe inanmayanlar olabilir. Onların kalbleri hep işkillidir. Bundan dolayı şüphe içinde bocalayıp dururlar.

Fizil-al il Kuran

Senden savaştan muaf tutulmaları yolunda izin isteyenler, Allah’a ve ahiret gününe inanmayanlar, kalpleri kuşkuya kapılıp bu kuşkuları içinde bocalayanlardır.

Gültekin Onan

Senden, yalnızca Tanrı’ya ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp, kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister.

Harun Yıldırım

Senden, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, kalpleri şüpheye düşüp de kendileri şüphelerinin içinde bocalayıp duran kimseler izin isterler.

Hasan Basri Çantay

Senden ancak Allaha ve âhiret gününe inanmaz, kalbleri şek ve şübheye düşüb de kendilerini o şübhelerinin içinde şaşırıb bocalar kimseler izin isterler.

Hayrat Neşriyat

Ancak Allah`a ve âhiret gününe îmân etmeyen ve kalbleri şübheye düşmüş olup da şübheleri içinde bocalayıp duranlar senden izin ister.

İbn-i Kesir

Senden; ancak, Allah’a ve ahiret gününe inanmayanlar ve kalbleri şüpheye düşüp, şüphelerinde bocalayanlar izin isterler.

İlyas Yorulmaz

Ancak, Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, kalplerinde şüphe olanlar senden izin isterler. Ayrıca onlar, kendi içlerindeki şüphelerden dolayı da tereddüt içerisindedirler.

İskender Ali Mihr

Senden sadece Allah’a ve ahiret gününe inanmayanlar ve kalpleri şüpheye düşmüş olanlar izin isterler. Artık onlar, kendi şüpheleri içinde tereddüt ederler (bocalarlar).

Kadri Çelik

Ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayan ve kalpleri şüpheye düşüp şüphelerinde bocalayan kimseler senden izin isterler.

Muhammed Esed

Yalnızca, Allaha ve Ahiret Gününe (yürekten) inanmayanlar senden bağışıklık isterler; ve bir de kendilerini şüphe ve tereddüdün eline kaptırıp da kararsızlık içinde bir o yana bir bu yana gidip gelenler.

Mustafa İslamoğlu

Yalnızca Allah`a ve Ahiret Günü`ne (yürekten) güvenip inanmayan kimseler senden (cihada) katılma izni isterler; zira onların kalpleri kuşkuya teslim olmuştur, bu yüzden (katılsak mı, katılmasak mı diye) derin tereddütler içerisinde bocalayıp dururlar.

Ömer Nasuhi Bilmen

Senden ancak o kimseler (cihada iştirak etmemek için) izin isterler ki, Allah Teâlâ’ya ve ahiret gününe inanmazlar ve onların kalpleri şekke düşmüştür. Artık onlar o şekk (ve şüphelerinde) mütereddit bulunur dururlar.

Ömer Öngüt

Senden ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayanlar, kalpleri şüpheye düşüp, şüphelerinde bocalayıp duranlar izin isterler.

Sadık Türkmen

Ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp, kendileri de o şüphelerinin içinde bocalayan kimseler, senden izin isterler.

Seyyid Kutub

Senden savaştan muaf tutulmaları yolunda izin isteyenler, Allah’a ve ahiret gününe inanmayanlar, kalpleri kuşkuya kapılıp bu kuşkuları içinde bocalayanlardır.

Suat Yıldırım

Senden katılmamak için izin isteyenler sadece Allah’ı ve âhireti tasdik etmeyenler, kalpleri şüphe ile çalkalanıp şüpheleri içinde bocalayıp duranlardır.

Süleyman Ateş

Ancak Allah’a ve âhiret gününe inanmayan, kalbleri kuşkuya düşmüş ve şüpheleri içinde bocalayıp duranlar, (geri kalmak için) senden izin isterler.

Şaban Piriş

Ancak Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, kalpleri şüpheye düşüp, şüphelerinde bocalayan kimseler senden izin isterler.

Tefhim-ul Kur'an

Senden, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalbleri kuşkuya kapılıp da kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister.

Yaşar Nuri Öztürk

Ancak Allah’a ve âhiret gününe inanmayanlar, kalpleri kuşkuyla karışmış olup da işkilleri içinde çalkanıp duranlar, sefere katılmak için senden izin isterler.

Yusuf Ali (İngilizce)

Only those ask thee for exemption who believe not in Allah and the Last Day, and whose hearts are in doubt, so that they are tossed in their doubts to and fro.

KELİME KÖKLERİ
إِنَّمَا
innemā
ancak
يَسْتَأْذِنُكَ
yeste’ƶinuke
senden izin isterler ا ذ ن
الَّذِينَ
elleƶīne
kimseler
لَا
يُؤْمِنُونَ
yu'minūne
inanmayan ا م ن
بِاللَّهِ
billahi
Allah’a
وَالْيَوْمِ
velyevmi
ve gününe ي و م
الْاخِرِ
l-āḣiri
ahiret ا خ ر
وَارْتَابَتْ
vertābet
ve kuşkuya düşen ر ي ب
قُلُوبُهُمْ
ḳulūbuhum
kalbleri ق ل ب
فَهُمْ
fehum
kendileri
فِي
içinde
رَيْبِهِمْ
raybihim
şüpheleri ر ي ب
يَتَرَدَّدُونَ
yeteraddedūne
bocalayıp duranlar ر د د