وَلَوْ أَنَّهُمْ رَضُوا مَا آتَاهُمُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَقَالُوا حَسْبُنَا اللَّهُ سَيُؤْتِينَا اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ وَرَسُولُهُ إِنَّا إِلَى اللَّهِ رَاغِبُونَ

Ve lev ennehüm radu ma atahümlahü ve rasulühu ve kalu hasbünallahü se yü’tınellahü min fadlihı ye rasulühu inna ilallahi rağıbun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Ne olurdu şüpheden sıyrılıp Allah’ın ve Peygamberinin verdiğine hoşnut olsalardı ve Allah yeter bize, yakında lûtfeder bize de Allah da verir, Peygamberi de, şüphe yok ki biz, ümîdimizi Allah’a bağlamışız deselerdi.

Abdullah Parlıyan

Oysa Allah’ın kendilerine verdiği ve O’nun elçisinin de verilmesini sağladığı şeylerle yetinip, hoşnut olsalardı ve "Allah bize yeter! Allah bolluk ve bereketinden bize dilediğini verecektir. O’nun elçisi de, bize o malların verilmesini sağlayacaktır. Doğrusu biz umutla ve yürekten, Allah’a yönelmişiz" deselerdi, bu onlar için elbette daha iyi olurdu.

Adem Uğur

Eğer onlar Allah ve Resûlünün kendilerine verdiğine razı olup, "Allah bize yeter, yakında bize Allah da lütfundan verecek, Resûlü de. Biz yalnız Allah’a rağbet edenleriz" deselerdi (daha iyi olurdu).

Ahmed Hulusi

Onlar, Allâh’ın ve Rasûlünün onlara verdiğine razı olsalardı ve "Allâh bize yeter... Yakında Allâh bize fazlından verecek, Rasûlü de... Doğrusu biz Allâh’a yönelmişlerdeniz" deselerdi.

Ahmet Varol

’Allah bize yeter. Allah kendi lütfundan bize verecektir; Peygamberi de. Biz ancak Allah’a gönül bağlayanlarız’ deselerdi (kendileri için daha iyi olurdu).

Ali Bulaç

Eğer onlar, Allah’ın ve elçisinin verdiklerine hoşnut olsalardı ve "Bize Allah yeter; Allah pek yakında bize fazlından verecek, O’nun elçisi de. Biz gerçekten ancak Allah’a rağbet edenleriz" deselerdi (ya).

Ali Fikri Yavuz

Ne olur, bunlar, Allah ve Rasûlü kendilerine ne verdiyse razı olaydılar da şöyle diyeydiler; "-Bize Allah yeter, Allah bize fazlından yine verir, Rasûlü de... Biz, ancak Allah’a rağbet edicileriz."

Bayraktar Bayraklı

Eğer onlar, Allah ve Peygamberinin kendilerine verdiğine razı olup, “Allah bize yeter, yakında bize Allah da lütfundan verecek, Rasûlü de. Biz, Allah`a düşkün kimseleriz ” deselerdi kendileri için daha hayırlı olurdu.

Bekir Sadak

Eger onlar, Allah ve peygamberinin kendilerine vermis olduklari seylere razi olsalar ve «Allah bize yeter, O ve peygamberi bol nimetinden bize verecektir; dogrusu biz Allah’a gonul baglayanlardaniz» deselerdi daha hayirli olurdu.

Celal Yıldırım

Eğer onlar Allah ve Peygamberinin kendilerine verdiğine razı olsalardı ve «Allah bize yeter; Allah ve Resulü bize kendi fazl-u keremlerinden vereceklerdir. Biz elbette Allah’a rağbet edicileriz» deselerdi, (ne iyi olurdu!).

Cemal Külünkoğlu

Eğer onlar Allah ve Resulü`nün kendilerine verdiğine razı olsalardı ve “Allah bize yeter, yakında Allah da bize lütfundan verecek, Resulü de. Biz umudumuzu yalnız Allah`a bağlamışız” deselerdi, kendileri hakkında daha iyi olurdu.

Diyanet İşleri

Eğer onlar Allah ve Resûlünün kendilerine verdiğine razı olup, "Bize Allah yeter. Lütuf ve ihsanıyla Allah ve Resûlü ileride bize yine verir. Biz yalnız Allah’a rağbet eder (O’nun ihsanını ister)iz" deselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu.

Diyanet Vakfı

Eğer onlar Allah ve Resûlünün kendilerine verdiğine razı olup, «Allah bize yeter, yakında bize Allah da lütfundan verecek, Resûlü de. Biz yalnız Allah’a rağbet edenleriz» deselerdi (daha iyi olurdu).

Edip Yüksel

Onlar, ALLAH’ın ve elçisinin kendilerine verdikleri paya razı olmalı ve "ALLAH bize yeter. ALLAH elçisi yoluyla kendi lütfundan bize verecektir. Biz sadece ALLAH’ı arzularız" demeliydiler.

Elmalılı Hamdi Yazır

Ne olurdu bunlar, Allah ve Resulünün kendilerine verdiğine razı olsalar da «Bize Allah yeter. Allah bize lütuf ve ihsanından yine lutfeder, verir. Bizim bütün rağbetimiz Allah’adır» deselerdi.

Fizil-al il Kuran

Oysa eğer onlar Allah’ın ve Peygamber’in kendilerine ayırdığı payı sevinçle karşılayarak, «Allah bize yeter, yakında Allah da bize lütfundan verecek, Peygamber de. Biz umudumuzu yalnız Allah’a bağlamışız» deselerdi, kendileri hakkında daha iyi olurdu.

Gültekin Onan

Eğer onlar, Tanrı’nın ve elçisinin verdiklerine hoşnut olsalardı ve ’Bize Tanrı yeter; Tanrı pek yakında Bize fazlından verecek O’nun elçisi de. Biz gerçekten ancak Tanrı’ya rağbet edenleriz’ deselerdi (ya)!..

Harun Yıldırım

Keşke onlar Allah’ın ve Rasulünün kendilerine verdiğine razı olsalardı da "Bize Allah yeter; Allah pek yakında bize fazlından verecek, rasulü de. Biz ancak Allah’tan umarız." deselerdi!...

Hasan Basri Çantay

Eğer onlar — Allah ve Resulü kendilerine ne verdiyse — buna raazî olsalardı da «Bize Allah yeter, yakında bize lütf-ü kereminden Allah da verir, Resulü de. Biz ancak Allaha rağbet edicileriz (ümidimiz hep Ona bağlıdır)» deselerdi (ne olurdu)?

Hayrat Neşriyat

Gerçekten onlar, Allah ve Resûlünün kendilerine verdiğine râzı olup `Allah bize yeter; Allah bize fazlından yakında (yine) verir, Resûlü de (verir); doğrusu biz ancak Allah`a rağbet edicileriz` deselerdi (elbette kendileri için hayırlı olurdu).

İbn-i Kesir

Şayet onlar, Allah’ın ve peygamberinin kendilerine verdiklerinden hoşnud olsalardı da Bize Allah yeter, yakında bize bol nimetinden verir, Rasulü’ de. Biz, ancak Allah’a rağbet edenleriz, demiş olsalardı.

İlyas Yorulmaz

"Allah bize yeter, Allah bize lütfundan ve O nun elçisi de (adil bir şekilde) verecek. Biz yalnızca Allah’a yöneliriz" diyerek, keşke Allah ve elçisinin verdiklerine razı olsalardı.

İskender Ali Mihr

Ve eğer onlar, gerçekten Allah’ın ve O’nun resûlünün onlara verdiği şeye (ganimet payına) razı olsalardı "Allah bize kâfidir, Allah ve O’nun resûlü bize yakında fazlından verecek. Muhakkak ki; biz Allah’a rağbet edenleriz." derlerdi.

Kadri Çelik

Ne olurdu bunlar, Allah’ın ve resulünün verdiklerine hoşnut olsalardı ve "Bize Allah yeter. Allah ve resulü pek yakında bize yine fazlından verecek, biz gerçekten ancak Allah’a rağbet edenleriz" deselerdi!

Muhammed Esed

Oysa, Allahın kendilerine verdiği Onun Elçisinin de verilmesini (sağladığı) şeylerle yetinip hoşnut olsalardı ve "Allah bize yeter! Allah, bolluk ve bereketinde bize (dilediğini) verecektir; Onun Elçisi ise bize verilmesini (sağlayacaktır); doğrusu, biz umutla ve yürekten Allaha yönelmişiz," deselerdi, (bu onlar için elbette daha iyi olurdu.)

Mustafa İslamoğlu

Ah keşke onlar Allah`ın ve O`nun Elçisi`nin kendilerine verdikleriyle yetinselerdi; ve "Allah bize yeter; gün gelir de Allah lutfundan bize (bir pay) verirse, O`nun Elçisi de (bize takdim eder); elbet biz ta gönülden Allah`a yönelmişiz" deselerdi.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve eğer onlar Allah Teâlâ’nın ve Peygamberinin kendilerine verdiğine razı olsalardı ve «Şüphe yok ki, Allah Teâlâ bize yeter. Allah Teâlâ fazlından bize verecektir. Resûlü de. Muhakkak ki, bizler Cenâb-ı Hakk’a rağbetkar kimseleriz» (deselerdi) elbette haklarında hayırlı olurdu.

Ömer Öngüt

Keşke onlar Allah’ın ve Peygamber’inin kendilerine verdiğine râzı olsalardı da "Allah bize yeter. Yakında Allah bize lütfundan verir, Resul’ü de. Biz sadece Allah’a rağbet edip gönül bağlayanlardanız. " demiş olsalardı!

Sadık Türkmen

Eğer onlar, Allah ve Rasûlünün kendilerine verdiğine razı olup; "Bize Allah yeter. Lütuf ve ihsanıyla Allah ve Rasûlü ileride bize yine verir. Biz yalnız, Allah’a rağbet eder(onun ihsanını ister)iz" deselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu.

Seyyid Kutub

Oysa eğer onlar Allah’ın ve Peygamber’in kendilerine ayırdığı payı sevinçle karşılayarak, «Allah bize yeter, yakında Allah da bize lütfundan verecek, Peygamber de. Biz umudumuzu yalnız Allah’a bağlamışız» deselerdi, kendileri hakkında daha iyi olurdu.

Suat Yıldırım

Eğer onlar Allah’ın ve Resûlünün kendilerine verdiklerine razı olsalar ve "Allah’ın lütfu bize yeter. Allah bize lütfundan yine verir, Resûlü de. Bizim isteğimiz sadece Allah’ın rızasıdır!" deselerdi, kendileri için elbette daha iyi olurdu.

Süleyman Ateş

(Ne olur) onlar, Allâh’ın ve Elçisinin kendilerine verdiğine râzı olup "Allâh bize yeter, yakında Allâh da bize bol lutfundan verecek, Elçisi de; biz sadece Allah’a rağbet ederiz (yalnız O’ndan umarız)." deselerdi!

Şaban Piriş

Eğer onlar, Allah ve Peygamberin kendilerine verdiğinden hoşnut olup ‘Allah bize yeter, Allah bize bol nimetinden verecektir. Resulü de.’ deselerdi, daha hayırlı olurdu.

Tefhim-ul Kur'an

Eğer onlar, Allah’ın ve Resulünün verdiklerine hoşnut olsalardı ve «Bize Allah yeter; Allah pek yakında bize fazlından verecek, O’nun Resulü de. Biz gerçekten ancak Allah’a rağbet edenleriz» deselerdi (ya) !..

Yaşar Nuri Öztürk

Ne olurdu, bunlar, Allah ve resulünün kendilerine verdiklerine razı olsalardı da şöyle deselerdi "Allah bize yeter. Allah bize lütfundan verecektir; resulü de. Zaten biz, gönlümüzü yalnız Allah’a bağlamışız."

Yusuf Ali (İngilizce)

If only they had been content with what Allah and His Messenger gave them, and had said, "Sufficient unto us is Allah! Allah and His Messenger will soon give us of His bounty to Allah do we turn our hopes!" (that would have been the right course).

KELİME KÖKLERİ
وَلَوْ
velev
ve şayet
أَنَّهُمْ
ennehum
onlar
رَضُوا
raDū
razı olsalardı ر ض و
مَا
şeye
اتَاهُمُ
ātāhumu
kendilerine verdiğine ا ت ي
اللَّهُ
llahu
Allah’ın
وَرَسُولُهُ
ve rasūluhu
ve Elçisinin ر س ل
وَقَالُوا
ve ḳālū
ve deselerdi ق و ل
حَسْبُنَا
Hasbunā
bize yeter ح س ب
اللَّهُ
llahu
Allah
سَيُؤْتِينَا
seyu'tīnā
yakında bize verecek ا ت ي
اللَّهُ
llahu
Allah
مِنْ
min
فَضْلِهِ
feDlihi
bol lutfundan ف ض ل
وَرَسُولُهُ
ve rasūluhu
ve Elçisi de ر س ل
إِنَّا
innā
biz sadece
إِلَى
ilā
اللَّهِ
llahi
Allah’a
رَاغِبُونَ
rāğibūne
rağbet ederiz ر غ ب