← BELED 90:10 →

Ve ona iki sarp yol gösterdik.

Ve ona kötülüğün ve iyiliğin iki yolunu da göstermedik mi?

Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) gösterdik.

Ona iki yolu (Hak ve bâtıl) gösterdik!

Ona iki de yol gösterdik.

Biz ona ’iki yol-iki amaç’ gösterdik.

Bir de ona, (hak ve bâtılı) iki yol gösterdik.

(8-10) Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona hak ve bâtıl şeklinde iki yolu göstermedik mi?

Biz ona egri ve dogru iki yolu da gostermedik mi?

(Doğru ve eğri olmak üzere) iki de yol göstermedik mi ?

Biz ona (eğri ve doğru) iki yol göstermedik mi?.

(8-10) Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?

(8-10) Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) göstermedik mi?

Ona iki yolu göstermedik mi?

Ona iki yolu gösterdik.

Biz ona eğri ve doğru iki yol göstermedik mi?

Biz ona ’iki yol/iki amaç’ gösterdik.

Ve biz ona iki de yol gösterdik.

Biz ona iki de yol gösterdik.

Ona da (hayır ve şer) iki yol gösterdik.

Biz; ona iki de yol gösterdik.

Biz ona (insana) iki yol belirledik.

Ve onu iki yola (gayy yolu ve hidayet yolu) ulaştırırız.

Biz ona (iyilik ve kötülük olarak) iki açık yol göstermedik mi?

ve ona (kötülüğün ve iyiliğin) iki yolunu da göstermedik mi?

Ve ona (iyilik ve kötülüğün) açık seçik iki yolunu da göstermedik mi?

(10-12) Ve Biz ona iki de tepe yolu gösterdik. Fakat o, o sarp yokuşu geçemedi. O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne şey bildirdi?

Biz ona (doğru ve eğri olmak üzere) iki de yol göstermedik mi?

Ona, iki tepe (iyilik ve kötülük yolunu) gösterdik!

Biz ona eğri ve doğru iki yol göstermedik mi?

Ona hayır ve şer yollarını göstermedik mi?

Ona iki tepeyi (anasının iki memesini emmenin veya hayır ve şerrin yolunu) gösterdik.

Ona iki de yol gösterdik.

Biz ona ’iki yol/iki amaç’ gösterdik.

Kılavuzladık onu iki tepeye.

And shown him the two highways?