وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ ۚ وَذَٰلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ

Ve ma ümiru illa liya’büdüllahe muhlisıyne lehüd din hunefae ve yükıymussalate ve yü’tüzzekane ve zalike diynülkayyimeh

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Ve ancak özleri hâlis olarak ve onun gerçek dînine uyarak Allah’a kulluk etmeleri emredildi onlara, doğru olmaları emredildi ve namaz kılmaları ve zekât vermeleri ve işte budur hükümleri sâbit doğru kitaplardaki din de.

Abdullah Parlıyan

Oysa kendilerine yalnızca Allah’a ibadet etmeleri, bütün içtenlikleriyle yalnız O’na iman ederek batıl olan herşeyden uzak durmaları, namazlarında dikkatli ve devamlı olmaları ve mallarının bencillik kirinden arındırılması için karşılıksız harcamada bulunmaları emrolunmuştu. İşte dosdoğru din de budur.

Adem Uğur

Halbuki onlara ancak, dini yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.

Ahmed Hulusi

Oysaki onlar, Hanîfler olarak Dini O’na (yalnız Allâh’a) hâlis kılarak; Allâh’a kulluk yapmalarından, salâtı ikame etmelerinden ve zekâtı vermelerinden başka bir şeyle emir olunmadılar... İşte budur Din-i Kayyim (geçerli hak din - sistem)!

Ahmet Varol

Oysa onlar dini yalnız O’na halis kılan hanifler olarak Allah’a kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekten başka bir şeyle emrolunmamışlardı. İşte dosdoğru din de budur.

Ali Bulaç

Oysa onlar, dini yalnızca O’na halis kılan hanifler (Allah’ı birleyenler) olarak sadece Allah’a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.

Ali Fikri Yavuz

Halbuki onlar, ancak Allah’a, O’nun dininde ihlâs sahibleri olarak, diğer bâtıl dinlerden İslâm’a yönelerek ibadet etsinler, namazı gereği üzre kılsınlar ve zekâtı versinler diye emrolunmuşlardı. İşte bu emredildikleri şey, dosdoğru hak dindir.

Bayraktar Bayraklı

Oysa kendilerine, dini yalnız Allah`a halis kılıp O`nu birleyerek Allah`a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din budur.

Bekir Sadak

Oysa onlar, dogruya yonelerek, dini yalniz Allah’a has kilarak O’na kulluk etmek, namazi kilmak ve zekati vermekle emrolunmuslardi. Dosdogru olan din de budur.

Celal Yıldırım

Halbuki onlar ancak dini O’na (Allah’a) has kılmak, bâtıldan uzak, Hakk’a yönelerek Allah’a kulluk etmekle, namaz kılmakla, zekâtı vermekle emrolunmuşlardı. İşte en âdil, en sağlam hükümler taşıyan din budur ’

Cemal Külünkoğlu

Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah`a has kılmak, O`na kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermekle emrolunmuşlardı. İşte en doğru olan din de budur.

Diyanet İşleri

Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.

Diyanet Vakfı

Halbuki onlara ancak, dini yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.

Edip Yüksel

Oysa onlardan, dini sadece ALLAH’a ait kılan tektanrıcılar (monoteist) olarak O’na hizmet etmeleri, namazı gözetmeleri ve zekatı vermeleri istenmişti. İşte dosdoğru din budur.

Elmalılı Hamdi Yazır

Halbuki onlar, dini sadece Allah’a tahsis ederek, Allah’ı birleyerek, ancak Allah’a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekatı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur.

Fizil-al il Kuran

Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah’a has kılarak O’na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din de budur.

Gültekin Onan

Oysa onlara, dini yalnızca O’na halis kılan hanifler olarak sadece Tanrı’ya kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkası buyrulmadı. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.

Harun Yıldırım

Oysa onlar, dini yalnızca O’na halis kılan hanifler olarak sadece Allah’a ibadet etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. Dosdoğru din, işte budur.

Hasan Basri Çantay

Halbuki onlar Allaha, Onun dîninde ihlâs (ve samîmiyyet) erbabı ve muvahhidler olarak, ibâdet etmelerinden, namazı dosdoğru kılmalarından, zekâtı vermelerinden başkasıyle emr olunmamışlardı. En doğru dîn de bu idi.

Hayrat Neşriyat

Hâlbuki (onlara) ancak, dinde ihlâslı (samîmî) kimseler, hakka yönelmişler olarak O`nun (rızâsı) için yalnız Allah`a kulluk etmeleri, namazı hakkıyla edâ etmeleri ve zekât vermeleri emrolunmuştu. İşte bu ise, doğru dindir!

İbn-i Kesir

Halbuki onlar; doğruya yönelerek, dini yalnız Allah’a tahsis ederek O’na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. En doğru din de işte budur.

İlyas Yorulmaz

Halbuki Allah’ın dinine hiçbir şey katmadan samimi (muhlisine) ve yalnızca doğru ve gerçekleri araştırarak belgeli olmak (hünefaae) şartı ile, belirlediği dinde (kurallar içinde) kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekatı vermeleri onlara emredilmişti. İşte en doğru din bunları yapmaktır.

İskender Ali Mihr

Ve onlar, Allah için hanifler olarak dînde halis kullar olmaktan (nefslerini halis kılmaktan) ve namazı ikame etmekten ve zekâtı vermekten başka bir şeyle emrolunmadılar. İşte kayyum dîn (kıyâmete kadar devam edecek dîn) budur.

Kadri Çelik

Oysa onlar, dini yalnızca O’na halis kılanlar olarak sadece Allah’a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermek dışında bir şeyle emredilmiş değillerdir. İşte sapasağlam din budur.

Muhammed Esed

Oysa kendilerine yalnızca Allah’a ibadet etmeleri, bütün içtenlikleriyle yalnız O’na iman ederek batıl olan her şeyden uzak durmaları; namazlarında dikkatli ve devamlı olmaları; ve karşılıksız harcamada bulunmaları emrolunmuştu çünkü bu, doğruluğu kesin ve açık olan bir ahlaki değerler sistemidir.

Mustafa İslamoğlu

Oysa kendileri yalnızca Allah`a kulluk etmek, din koyma yetkisinin sadece O`na mahsus olduğuna iman edip batıl olan her şeyden uzak durmak, ibadeti hakkıyla eda etmek, arınmak ve artmak için verilmesi gerekeni vermekle emrolunmuşlardı İşte insanlığın ebedi değerler sistemi budur.

Ömer Nasuhi Bilmen

Halbuki, onlar emrolunmadılar, ancak dinde ihlas sahipleri, muvahhidler olarak ibadet etsinler ve namazı dosdoğru kılsınlar ve zekâtı versinler (diye emrolunmuşlardır). Ve işte en doğru din de budur.

Ömer Öngüt

Oysa onlar, dini yalnızca O’na halis kılanlar olarak sadece Allah’a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermek dışında bir şeyle emredilmiş değillerdir. İşte sapasağlam din budur.

Sadık Türkmen

Halbuki onlara dini yalnız Allah’a has/özgü kılıp, hakka yönelen kimseler olarak O’na kul olmaları, namazı kılmaları ve zekâtı (çalışıp üreterek) vermeleri emredilmişti. İşte dosdoğru/sağlam din budur.

Seyyid Kutub

Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah’a has kılarak O’na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din de budur.

Suat Yıldırım

Halbuki onlara, şirkten uzak olarak yalnız Allah’a ibadet etmeleri, namazı hakkıyla ifâ etmeleri, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte sağlam, dosdoğru din budur.

Süleyman Ateş

Oysa kendilerine, dini yalnız Allah’a hâlis kılıp O’nu birleyerek Allah’a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din oydu.

Şaban Piriş

Onlar, sadece dini/otoriteyi Allah’a has kılan hanifler olarak ona kulluk etmek, namazı kılmak, zekatı vermek ile emrolunmuşlardı. İşte dosdoğru din budur.

Tefhim-ul Kur'an

Oysa onlar, dini yalnızca O’na halis kılan hanifler (Allah’ı birleyenler) olarak sadece Allah’a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam olan) din budur.

Yaşar Nuri Öztürk

Oysa ki onlara, dini yalnız O’na özgüleyerek, dosdoğru yürüyen kişiler halinde sadece Allah’a ibadet etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte budur doğru, eskimez ve aşınmaz din.

Yusuf Ali (İngilizce)

And they have been commanded no more than this To worship Allah, offering Him sincere devotion, being true (in faith); to establish regular prayer; and to practise regular charity; and that is the Religion Right and Straight.

KELİME KÖKLERİ
وَمَا
ve mā
oysa
أُمِرُوا
umirū
emredilmedi ا م ر
إِلَّا
illā
dışında (bir şey)
لِيَعْبُدُوا
liyeǎ’budū
kulluk etmeleri ع ب د
اللَّهَ
llahe
Allah’a
مُخْلِصِينَ
muḣliSīne
halis kılarak خ ل ص
لَهُ
lehu
kendilerine
الدِّينَ
d-dīne
dini د ي ن
حُنَفَاءَ
Hunefā'e
birleyerek ح ن ف
وَيُقِيمُوا
ve yuḳīmū
ve kılmaları ق و م
الصَّلَاةَ
S-Salāte
namazı ص ل و
وَيُؤْتُوا
ve yu'tū
ve vermeleri ا ت ي
الزَّكَاةَ
z-zekāte
zekatı ز ك و
وَذَٰلِكَ
ve ƶālike
işte budur
دِينُ
dīnu
din د ي ن
الْقَيِّمَةِ
l-ḳayyimeti
doğru ق و م