← ZILZAL 99:4 →

O gün, bütün haberlerini anlatınca.

İşte o gün yeryüzü bütün haberlerini ortaya dökecek.

İşte o gün (yer) haberlerini anlatır,

İşte o süreçte haberlerini söyler.

İşte o gün (yer) haberlerini anlatır.

O gün (yer), haberlerini anlatacaktır.

O gün (arz, iyi ve kötü üzerinde ne işlendiğinin) haberlerini anlatacaktır.

İşte o gün, yer, haberlerini söyler.

(4-5) Iste o gun, yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle kendi haberlerini anlatir.

Yeryüzü o gün —Rabbi cna vahyettiği için— haberlerini anlatır da anlatır.

(4-5) İşte o gün (yeryüzü), Rabbinin kendisine bildirdiği haberleri (olup biten her şeyi) anlatacaktır.

İşte o gün, yer, kendi haberlerini anlatır.

(1-5) Yerküre kendine has sarsıntısıyla sallandığı, toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve insan «Ne oluyor buna!» dediği vakit, işte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.

İşte o gün (yer), haberlerini anlatacaktır.

(4-5) O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır.

İşte o gün yer haberlerini söyler,

O gün (yer), haberlerini anlatacaktır.

O gün bütün haberlerini anlatacaktır.

O gün (yer) bütün haberlerini anlatacakdır.

O gün (yer, bütün) haberlerini anlatır.

İşte o gün; o, bütün haberlerini anlatacaktır.

O gün insanının bütün yaptıkları kendisine haber verilir.

O gün (izin günü), (arz) haberlerini anlatacak.

O gün, (yer) haberlerini anlatacaktır.

o Gün yer, bütün haberlerini ortaya dökecek,

İşte o dehşet günü, yeryüzü dile gelip (şahit olduklarını) bir bir haber verecek;

O gün (yeryüzü) kendi haberlerini anlatıverir.

İşte o gün yer, üzerinde herkesin ne iş yaptığını haber verir.

Işte o gün yer, kendi haberlerini (şahit olduklarını) anlatır.

İşte o gün yer haberlerini söyler,

İşte o gün yer, üstünde olan biten her şeyi anlatır

İşte o gün (yer), haberlerini söyler.

O gün, haberlerini anlatır.

O gün (yer), haberlerini anlatacaktır.

İşte o gün yerküre, tüm haberlerini söyler/anlatır.

On that Day will she declare her tidings