Abdulbaki Gölpınarlı |
Kendilerine kitap indirdiğimiz kimseler, Peygamberi, oğullarını tanır gibi tanırlar. Tanırlar ama gene de içlerinden bir kısmı bile-bile gerçeği gizler. |
---|---|
Abdullah Parlıyan |
Hani şu kendilerine kitap verdiklerimiz varya, O son peygamberi kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Ama buna rağmen, onların bir kısmı gerçeği bile bile örtbas ederler. |
Adem Uğur |
Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi), öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir gurup bile bile gerçeği gizler. |
Ahmed Hulusi |
Kendilerine (Kitap) Bilgi verdiklerimizden bir kısmı Onu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Onlardan bir grup bilerek Hakk’ı gizlerler. |
Ahmet Varol |
Kendilerine daha önce Kitab vermiş olduklarımız onu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Yine de onlardan bir grup bile bile gerçeği gizlerler. |
Ali Bulaç |
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeği gizlerler. |
Ali Fikri Yavuz |
Kendilerine kitap verdiklerimiz, Hazreti Peygamberi, öz oğullarını tanır gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden bir topluluk hak ve hakikatı bile bile gizlerler. |
Bayraktar Bayraklı |
Kendilerine kitap verdiklerimiz, peygamberi, çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizler. |
Bekir Sadak |
Kendilerine Kitab verdiklerimiz, onu (peygamberi) ogullarini tanidiklari gibi tanirlar. Onlardan bir takimi, dogrusu bile bile hakki gizlerler. |
Celal Yıldırım |
Kendilerine kitap verdiklerimiz (Yahudiler ile Hıristiyanlar) O’nu (son peygamberi) öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Bununla beraber onlardan bir kısmı bilip durdukları halde hakkı gizlerler. |
Cemal Külünkoğlu |
Daha önce kendilerine kitap verdiğimiz (Yahudiler ve Hıristiyanlar), o (Muhammed`)i kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken, onların bazısı hakikati bilerek örtbas ederler. |
Diyanet İşleri |
Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden birtakımı bile bile gerçeği gizlerler. |
Diyanet Vakfı |
Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi), öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir gurup bile bile gerçeği gizler. |
Edip Yüksel |
Kendilerine kitap verdiklerimiz, bu gerçekleri çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar; ama yine de onlardan bir grup bile bile gerçeği gizler. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
O kendilerine kitap verdiğimiz ümmetlerin âlimleri onu o peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar, böyle iken içlerinden bir takımı gerçeği bile bile gizlerler. |
Fizil-al il Kuran |
Kendilerine kitap verdiklerimiz O’nu (Muhammed’i) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Fakat onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizler. |
Gültekin Onan |
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü bildikleri halde gerçeği gizlerler. |
Harun Yıldırım |
Kendilerine kitap verdiklerimiz onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup gerçekten bildikleri halde hakkı gizlerler. |
Hasan Basri Çantay |
Kendilerine Kitab verdiklerimiz onu (o peygamberi) Öz oğulları gibi tanırlar, öyle iken içlerinden bir güruh, kendileri bilib durdukları halde, yine mutlakaa Hakkı gizlerler. |
Hayrat Neşriyat |
Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, onu (o peygamberi) kendi oğullarını tanımakta oldukları gibi tanırlar. Buna rağmen şübhesiz onlardan bir fırka, kendileri bile bile gerçekten hakkı gizlerler. |
İbn-i Kesir |
Kendilerine kitab verdiklerimiz, onu oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Öyle iken içlerinden bir güruh bilir oldukları halde, yine de hakkı gizlerler. |
İlyas Yorulmaz |
Kendilerine kitap verdiklerimiz. Onu (Elçiyi) kendi öz çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Onlardan bir gurup, bildikleri halde hakkı gizlerler. |
İskender Ali Mihr |
Kendilerine kitap verdiklerimiz, O’na (Hz. Muhammed (S.A.V)’e) kendi oğullarına arif oldukları (tanıdıkları) gibi ariftir (tanıyıp bilir)ler. Ama muhakkak ki onlardan bir kısmı (bir fırka), bile bile hakkı gizlerler. |
Kadri Çelik |
Kendilerine kitab verdiklerimiz, onu (Peygamber’i) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Onlardan bir takımı, doğruyu bile bile gizlerler. |
Muhammed Esed |
Daha önce kendilerine vahiy verdiklerimiz, onu kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar Ancak bilin ki, onların bazısı hakikati bile bile örtbas eder. |
Mustafa İslamoğlu |
Kendilerine vahiy tevdi edilenler, onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onların çoğu, bildikleri halde ısrarla gerçeği gizlerler. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
O kendilerine kitap verdiğimiz kimseler kendi oğullarını bildikleri gibi O’nu da bilirler. Fakat onlardan bir fırka, hiç şüphe yok ki, bilir oldukları halde hakkı ketmederler. |
Ömer Öngüt |
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizlerler. |
Sadık Türkmen |
Şüphesiz kendilerine kitap verdiğimiz halkların bilginleri; onu (Peygamberi), oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyleyken içlerinden bazısı bile bile hakkı/gerçeği gizlerler. |
Seyyid Kutub |
Kendilerine kitap verdiklerimiz O’nu (Muhammed’i) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Fakat onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizler. |
Suat Yıldırım |
Kendilerine kitap vermiş olduğumuz kimseler, onu (Muhammed’i) tıpkı evlatlarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken, onlardan bir kısmı, bile bile gerçeği gizler. |
Süleyman Ateş |
Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu, oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar, ama yine de onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizlerler. |
Şaban Piriş |
Kendilerine kitap verdiklerimiz (Yahudi ve Hıristiyanlar) onu (Muhammed’i) öz oğulları gibi tanırlar. Bununla beraber onlardan bir kısmı bildikleri halde hakkı gizlerler. |
Tefhim-ul Kur'an |
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde mutlaka gerçeği gizlerler. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Bununla birlikte, içlerinden bir zümre, bilip durdukları halde gerçeği gizliyorlar. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
The people of the Book know this as they know their own sons; but some of them conceal the truth which they themselves know. |