Abdulbaki Gölpınarlı |
Şeytan’ıysa daha önce, yakıp öldürücü bir harâreti olan ateşten yarattık. |
---|---|
Abdullah Parlıyan |
Şeytanı ise, insandan daha önce yakıcı, öldürücü bir harareti olan ateşten yaratmıştık. |
Adem Uğur |
Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık. |
Ahmed Hulusi |
Cann’ı da daha önce semum ateşten (gözeneklerden geçen, zehirleyici ateşten; ışınsal bedenle, cehennemdeki ateş, semum kelimesiyle tanımlanmıştır. A.H.) yarattık. |
Ahmet Varol |
(Cinlerin atası) Cann’ı da daha önce dumansız şiddetli ateşten yarattık. |
Ali Bulaç |
Ve Cann’ı da daha önce ’nüfuz eden kavurucu’ ateşten yaratmıştık. |
Ali Fikri Yavuz |
Cin yaratığını da daha önce şiddetli ateşten yarattık. |
Bayraktar Bayraklı |
Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık. |
Bekir Sadak |
Cinleri de, daha once, dumansiz atasten yarattik. |
Celal Yıldırım |
Cânn’ı da daha önce dumansız zehirli ateşten yarattık. |
Cemal Külünkoğlu |
Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık. |
Diyanet İşleri |
Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık. |
Diyanet Vakfı |
Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık. |
Edip Yüksel |
Cinleri de önceden, içe işleyen parlak ateşten yarattık. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Cinleri de daha önce insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir ateşten yarattık. |
Fizil-al il Kuran |
Cinni de daha önce dumansız alevden yarattık. |
Gültekin Onan |
Ve Cann’ı da daha önce ’nüfuz eden kavurucu’ ateşten yaratmışlık. |
Harun Yıldırım |
Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık. |
Hasan Basri Çantay |
Cânn’ı da daha önce çok zehirleyici ateşden yaratdık. |
Hayrat Neşriyat |
Görünmez varlıkları ise, (insandan) daha önce, yakıp kavuran (şaşırtıcı bir karışımda), zehir gibi (insanın gözeneklerine) nüfuz eden tarifsiz bir ateşten yarattık. |
İbn-i Kesir |
Daha önce de cinnleri alevli ateşten yarattık. |
İlyas Yorulmaz |
İnsanın yaratılmasından öncede görünmez varlıkları (melekleri), küçücük bir ateş parçasından yarattık. |
İskender Ali Mihr |
Ve cânn; onu, daha önce semûm’un ateşinden yarattık. |
Kadri Çelik |
Ve cinleri de daha önce sızan kavurucu ateşten yaratmıştık. |
Muhammed Esed |
Görünmeyen yaratıkları ise, ondan (çok) önce, yakıcı/bunaltıcı yellerin ateşinden yaratmıştık. |
Mustafa İslamoğlu |
Görünmez varlıkları ise, (insandan) daha önce, yakıp kavuran (şaşırtıcı bir karışımda), zehir gibi (insanın gözeneklerine) nüfuz eden tarifsiz bir ateşten yarattık. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Cin tâifesini de evvelce bir dumansız ateşten yaratmıştık. |
Ömer Öngüt |
Cinleri de daha önce şiddetli ateş alevinden yarattık. |
Sadık Türkmen |
Cinleri de daha önce yakıp kavurucu ateşten yarattık. |
Seyyid Kutub |
Cinni de daha önce dumansız alevden yarattık. |
Suat Yıldırım |
Cinleri de daha önce, zehirli ateşten yaratmıştık. |
Süleyman Ateş |
Cinne gelince onu da (insandan) daha önce, (vücudun gözeneklerine) nüfuz eden kavurucu ateşten yarattık. |
Şaban Piriş |
Daha önce de cinleri yakıp kavuran bir ateşten yaratmıştık. |
Tefhim-ul Kur'an |
Ve Cânn’ı da daha önce ’nüfuz eden kavurucu’ ateşten yaratmıştık. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Cini/İblis’i de daha önce kavurucu ateşten yaratmıştık. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
And the Jinn race, We had created before, from the fire of a scorching wind. |