Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve rahmânın kulları, öylesine kullardır ki yeryüzünde gönül alçaklığıyla yürürler ve bilgisizler, onlara söz söyleyince sağlık, esenlik size diye cevap verirler. |
---|---|
Abdullah Parlıyan |
Rahmanın has kulları, onlar yeryüzünde alçak gönüllü olarak yürürler ve ne zaman kötü niyetli dar kafalı kimseler, kendilerine laf atacak olsa, sadece "Selam!" derler geçerler. |
Adem Uğur |
Rahmân’ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) "Selam!" derler (geçerler); |
Ahmed Hulusi |
Rahmân’ın kulları (Esmâ hakikatlerinin şuurunda olanlar) arzda (beden yaşamında) benliksiz ve şuurlu yaşarlar... Cahiller (hakikatten perdeliler) onlara sataştıklarında "Selâm!" derler. |
Ahmet Varol |
Rahman’ın kulları yeryüzünde alçak gönüllülükle yürürler ve bilgisizler kendilerine laf attıklarında ’selam’ derler. |
Ali Bulaç |
O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman "Selam" derler. |
Ali Fikri Yavuz |
Rahmân’ın o kulları ki, onlar yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürürler, cahiller kendilerine (hoşlanmadıkları bir) lâf attıkları zaman, "Selâm" derler (sözün doğrusunu söylerler ve onlarla çatışmazlar); |
Bayraktar Bayraklı |
Rahmân`ın has kulları yeryüzünde vakarla yürürler. Cahil kimseler onlara laf attığında, “Selâm” derler. |
Bekir Sadak |
Rahman kullari yeryuzunde mutevazi yururler. Bilgisizler kendilerine takildiklari zaman onlara guzel ve yumusak soz soylerler. |
Celal Yıldırım |
O Rahmân’ın kulları (o kimseler)dir ki, yeryüzünde alçak gönüllü yürürler; câhiller onlara söz attığı vakit, «selâmetle» derler. |
Cemal Külünkoğlu |
Rahman`ın has kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman (tartışmadan), “selâm!” der geçerler. |
Diyanet İşleri |
Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, "selâm!" der (geçer)ler. |
Diyanet Vakfı |
Rahmân’ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) «Selam!» derler (geçerler); |
Edip Yüksel |
Rahman’ın kulları öyle kimselerdir ki yeryüzünde gösterişsizce yürürler. Cahiller kendilerine laf atınca da barış önerirler. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
O çok merhametli Allah’ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attığı zaman (incitmeksizin) «selam» derler (geçerler). |
Fizil-al il Kuran |
Rahman’ın hâs kulları o kimselerdir ki, onlar yeryüzünde yumuşak adımlar atarak yürürler. Kendini bilmezler onlara sataştıklarında yumuşak sözlerle karşılık verirler. |
Gültekin Onan |
O Rahmanın kulları, yeıyüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman "Selam" derler. |
Harun Yıldırım |
Rahmân’ın(has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) "Selam!" derler (geçerler); |
Hasan Basri Çantay |
O çok esirgeyen (Allah’ın haas) kulları, ki onlar yer (yüzün) de vekaar ve tevazu ile yürürler, kendilerine beyinsizler (hoşa gitmeyecek) lâflar atdığı zaman «Selâm (etle» de (yib geçe) rler. |
Hayrat Neşriyat |
Rahmân`ın kulları ise, öyle kimselerdir ki, yeryüzünde tevâzû` (ve vakar) içinde yürürler; câhiller onlara bir lâf attıkları zaman, `Selâm (Allah selâmet versin)!` derler(geçerler). |
İbn-i Kesir |
Rahman’ın kulları, onlardır ki; yeryüzünde mütevazi olarak yürürler. Bilgisizler kendilerine takıldıkları zaman, selam, derler. |
İlyas Yorulmaz |
Rahmanın kulları yeryüzünde mütevazi bir şekilde yürürler. Gerçek doğrulardan uzak kalmış kendini bilmezler (cahiller) onlara laf attıklarında "Selam" deyip geçerler. |
İskender Ali Mihr |
Ve Rahmân’ın kulları yeryüzünde tevazuyla yürür. Ve onlara cahiller hitap ettiği (lâf attığı) zaman "selâm" derler. |
Kadri Çelik |
Rahman’ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürüyenler ve cahiller kendilerine hitap ettikleri zaman da onlara esenlik içinde (yumuşak bir şekilde) cevap verenlerdir. |
Muhammed Esed |
Rahman’ın has kulları ki, onlar yeryüzünde tevazu ve vekar içinde yürürler ve ne zaman kötü niyetli, dar kafalı kimseler kendilerine laf atacak olsa, (sadece) selam! derler. |
Mustafa İslamoğlu |
Rahman olan Allah’ı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allah’a bağlanan has kulları, yeryüzünde tevazu ile yürüyenlerdir. Bilgiden, muhakemeden yoksun, ihtiraslı, tutarsız davranan kendini bilmez kimseler onlara laf attığında `Bizden uzak durun` derler, geçerler. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve Rahmân’ın (halis) kulları onlardır ki, yeryüzünde mütevaziyâne bir halde yürürler ve cahiller onlara hitab ettikleri vakit, «Selâmetle,» derler. |
Ömer Öngüt |
Rahman’ın kulları onlardır ki, yeryüzünde tevâzu ve vakar ile yürürler. Câhiller kendilerine lâf attıklarında "Selâm!" derler. |
Sadık Türkmen |
Orahmân’ın kulları yeryüzünde mütevazı olarak yürürler. Cahiller kendilerine lâf attıkları zaman; "Selâm size!" derler. |
Seyyid Kutub |
Rahman’ın hâs kulları o kimselerdir ki, onlar yeryüzünde yumuşak adımlar atarak yürürler. Kendini bilmezler onlara sataştıklarında yumuşak sözlerle karşılık verirler. |
Suat Yıldırım |
Rahman’ın has kulları o kimselerdir ki onlar yerde tevazu ile yürürler. Cahiller kendilerine laf atarsa "Selâmetle!" derler. |
Süleyman Ateş |
Rahmân’ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde mütevâzi olarak yürürler, câhiller kendilerine laf atarsa "Selâm" derler. |
Şaban Piriş |
Rahman’ın kulları, yeryüzünde alçak gönüllü olarak yürürler. Cahiller kendilerine laf attıklarında ise "Selam!" deyip geçerler. |
Tefhim-ul Kur'an |
O Rahman (olan Allah)’ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendilerine muhatap oldukları zaman da «Selam» derler. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Rahman’ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "selam" derler. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
And the servants of (Allah) Most Gracious are those who walk on the earth in humility, and when the ignorant address them, they say, "Peace!"; |