Abdulbaki Gölpınarlı |
Kendilerine zulmedenlere, arkadaşlarının payı gibi bir azap payı var, artık acele etmesinler. |
---|---|
Abdullah Parlıyan |
Şüphesiz yaratılış gayesi dışında yaşamaya devam edenler, geçmişteki arkadaşları gibi azaptan paylarını alacaklardır. Öyleyse onu acele istemesinler. |
Adem Uğur |
Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler! |
Ahmed Hulusi |
Muhakkak ki zâlim olanlar, (kendilerinden önceki geçmiş) arkadaşlarının payları benzeri (azaptan) paylarını alacaklardır! Acele etmesinler. |
Ahmet Varol |
Muhakkak ki, o zulmedenlerin (geçmişteki) arkadaşlarının payları gibi (azaptan) payları vardır. Şu halde acele etmesinler. |
Ali Bulaç |
Artık gerçekten, zulmedenler için, (geçmişteki) arkadaşlarının günahlarına benzer bir günah vardır. Şu halde acele etmesinler. |
Ali Fikri Yavuz |
Onun için, muhakkak o zulmedenlere (Mekke kâfirlerine, kendilerinden önceki) arkadaşlarının (azab) payı gibi, bir pay vardır. Şimdi o azabı acele istemesinler. |
Bayraktar Bayraklı |
Bu haksızlığı yapanların, benzerleri gibi elbette azaptan payları vardır. Artık onun acele gelmesini istemesinler. |
Bekir Sadak |
Zulmedenlerin, gecmis arkadaslarinin suclarina benzer suclari vardir; cezalarini Benden acele istemesinler. |
Celal Yıldırım |
Doğrusu o zulmedenlerin (önceki) arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. Artık acele etmesinler. |
Cemal Külünkoğlu |
Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmiş arkadaşlarının payı gibi bir azap payı vardır. O halde (o azabın gelmesi için) acele etmesinler. |
Diyanet İşleri |
Şüphesiz zulmedenler için (önceki müşrik) arkadaşlarının azap payı gibi payları vardır. Artık azabımı acele istemesinler. |
Diyanet Vakfı |
Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler! |
Edip Yüksel |
Elbette, bu zulmedenlerin de (geçmiş) yoldaşlarının payına benzer bir payları vardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Şüphesiz ki, zulmedenlerin geçmiş arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir azab payı vardır. Ama şimdi onu acele istemesinler. |
Fizil-al il Kuran |
Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmiş arkadaşlarının payı gibi bir azab payı vardır. Acele etmesinler. |
Gültekin Onan |
Artık gerçekten, zulmedenler için, (geçmişteki) arkadaşlarının günahlarına benzer bir günah vardır. Şu halde acele etmesinler. |
Harun Yıldırım |
Artık gerçekten, zulmedenler için, arkadaşlarının günahlarına benzer bir günah vardır. Şu halde acele etmesinler. |
Hasan Basri Çantay |
Artık muhakkak ki o zulmedenler için (geçmiş) arkadaşlarının (azâb) hissesi gibi bir nasıyb (-i hüsran) vardır. Şimdi (onu) acele istemesinler. |
Hayrat Neşriyat |
Onun için muhakkak ki o zulmedenlerin (geçmiş) arkadaşlarının nasîbi gibi(azabdan) bir nasibleri vardır; artık benden (onu) acele istemesinler! |
İbn-i Kesir |
Muhakkak ki zulmedenlerin, arkadaşlarının suçlarına benzer suçları vardır. Acele etmesinler. |
İlyas Yorulmaz |
Şüphesiz ki, haksızlık yapanların işledikleri suç, kendileri gibi zulmedenlerin yaptıkları suçun aynısıdır. O halde benden (bu suçların karşılığını) acilen istemesinler. |
İskender Ali Mihr |
İşte muhakkak ki zulmedenlerin (azaptan) nasibi, arkadaşlarının nasibi (azabı) gibidir. Artık Benden (azabı) acele istemesinler. |
Kadri Çelik |
Zulmedenlerin, geçmiş arkadaşlarının suçlarına benzer suçları (cezaları) vardır. O halde (cezasını) benden acele istemesinler. |
Muhammed Esed |
Gerçek şu ki, zulüm işleyenler, (geçmişteki) arkadaşları gibi (kötülükten) paylarını alacaklardır. Öyleyse (akibetlerini) çabuklaştırmayı benden istemesinler! |
Mustafa İslamoğlu |
Bakın, elbette kendilerine kıyanların payına düşen, (seleflerinin) payına düşenin aynısı olacaktır şu halde, (bu payı) acele istemelerine gerek yoktur. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Şimdi şüphe yok ki, zulmeden kimseler için arkadaşlarının nâsibleri gibi birçok nâsip vardır, artık acele etmesinler. |
Ömer Öngüt |
Muhakkak ki bu (zamanda) zulmedenlerin de (geçmişteki zâlim) arkadaşlarının paylarına benzer (azaptan) payları vardır. O halde acele etmesinler! |
Sadık Türkmen |
Şüphesiz ki bu zulmeden/hain kimselere, arkadaşlarının azap payı gibi bir pay vardır. Acele etmesinler. |
Seyyid Kutub |
Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmiş arkadaşlarının payı gibi bir azab payı vardır. Acele etmesinler. |
Suat Yıldırım |
Muhakkak ki şimdiki zalimlerin de, daha önceki meslekdaşlarının payı gibi, bir azap payı vardır. Acele etmelerine hiç gerek yok, nasılsa ona kavuşacaklar! |
Süleyman Ateş |
Muhakkak ki, bu zulmedenlerin de (geçmiş) arkadaşlarının payı gibi bir azâb payı vardır, (ötekilerin başına gelen azâb gibi bir azâb bunların da başına gelecektir), acele etmesinler. |
Şaban Piriş |
Zalimlik edenlerin de (kendilerinden önceki) arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. Acele etmesinler. |
Tefhim-ul Kur'an |
Artık gerçekten, zulmedenler için, (geçmişteki) arkadaşlarının günahlarına benzer bir günah vardır. Şu halde acele etmesinler. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Şu bir gerçek ki, zulmedenlerin, tıpkı arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. O halde acele etmesinler. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
For the Wrong-doers, their portion is like unto the portion of their fellows (of earlier generations) then let them not ask Me to hasten (that portion)! |